"Artık her şey yolunda."
"Neden mi?"
"Çünkü ben buradayım."
Dizimi kendime çekmiş sandalyemde, dolu gözlerimle aynı videoyu izliyordum. Küçüklüğümden beri izleyip dursam da sıkılmadığım o videoydu. Kahramanımın, örnek aldığım kişinin beni kahramanlığa yönlendiren videosuydu.
All Might'ın videosuydu.
Bütün zorlu durumlardan, kötü olaylardan kurtaran videoydu belki o. Çünkü bana hayalimi hatırlatıyordu.
Kahraman olmak.
Şanssız bir çocuktum. Dünyanın %80'inin özgünlüğü varken, ben kalan bahtsızlardandım. Bunu değiştirme şansım yoktu, bir ucubeydim ve öyle kalacaktım.
Fakat kahraman olma hayali beni hayata bağlarken,ondan vazgeçme şansım var mıydı? Özgünlüksüz bir kahraman olmak imkansız mıydı? Yüzündeki gülümsemeyi korurken insanların ağlamasını durdurmak, onlara umut aşılamak... Bunun için bir güce mi ihtiyacımız vardı?
Küçüklüğümden beri herkes beni bu hayalden vazgeçirmeye itiyordu. Bazıları itlik olsun diye yapıyordu bunu, bazıları ise üzülmemi istemediğinden. Annem, öğretmenlerim, zorbalarım ve sınıftakiler bunların içinde olan insanlardı. Onlara gözlerimi kapıyordum, çünkü buna inanıyordum.
Ben, Izuku Midoriya. All Might'a durdurulamaz gücü yüzünden hayran olmamıştım. Ben ona, en zor durumlarda bile yüzündeki gülümsemeyi koruyup insanları kurtardığı için hayran olmuştum.
Özgünlük sahibi veya olmadan, bunu ben de yapamaz mıydım?
Kolumla gözyaşlarımı sildim ve bilgisayarı kapattım. Sandalyemden kalktığımda ani uyuşuklukla sendelerken okul vaktinin geldiğini anlamıştım.
Gecenin 4'ünden beri uyumamıştım.
Hızlıca üstümü giyinip aynada dağınık saçlarımı hafif de olsa düzelttim, ardından zorlu bir güne hazır olup olmadığımı kendime sordum. Cevap önemsizdi, hazır olmak zorundaydım.
Annemin sesiyle yüzüme bir gülümseme takınıp kahvaltıya indim. Annem İnko Midoriya, her zamanki gibi muhteşem bir kahvaltı hazırlamıştı. Neşeyle yanağından öpüp sandalyeye oturdum ve yemeye başladım.
Tam yemeğin tadını çıkarırken annemin sesiyle irkildim.
"Izuku, canım lise tercihlerini hazırladın mı? Biliyorsun az vakit kaldı."demesiyle gülümsedim.
"Evet anne! Zaten sana göstermiştim. Hazır."
Bunu söylediğimde anneme gülümsemiştim ama bana garip bir ifadeyle baktığında ciddileştim. Canını sıkan bir şey vardı.
"Izuku... 3 liseye de U.A'i yazmıştın."
"Biliyorum."dememle iç çekti, ardından arkamdan sarıldı. Hayallerimin onun için imkansız olduğunu biliyordum.
"Tatlım, beni yanlış anlama lütfen ama biliyorsun başka güzel liselerde var. U.A sınavını geçebileceğinden emin misin?"
İştahım kaçmıştı.
Yine o sözleri duymak, benim için bir ölümdü. U.A sınavını geçebilmek... bunun için çok çalışma ve sanırım bir özgünlük lazımdı. Ama bu beni engellememiş ve ülkenin en iyi kahramanlık akademisine gitmek için kolları sıvamıştım. En iyi kahraman olma hayalimi birtek orada gerçekleştirebileceğimi biliyordum. Çok zordu, ama bu olamayacağı anlamına gelmiyordu. Fakat sevdiği insanın ona inanmaması, işte o kalbini acıtıyordu. Belki beni korumak istiyordu ama kalbimi kırdığının farkında değildi.
![](https://img.wattpad.com/cover/346445883-288-k249776.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kötünün İçindeki Kahraman/Villain-Evil Deku
Fanfiction"Bizim gibi düşünenleri insanlar sevmez Izuku. Neden biliyor musun? Bizim düşüncelerimiz, onların varlığını etkiler çünkü. Güçlüler, zayıfları ezer ve kahraman görünürler. Onların kötüleri, onlara karşı koyanlardır. Sen, içi intikam ateşi ve düşünce...