5."GEÇMİŞİN KÖZLERİYLE KÜL OLDUM"

206 80 53
                                    

Öncelikle hepinize selamlarrr! Nasılsınız? Umarım çok iyisinizdir. Bölümü aylardır geciktirdiğim için hepinizden çok çok özür dilerim. Kiminiz "bölüm bölüm" diye yazmasına rağmen hiçbiriniz beni darlamadığınız için de çok çok teşekkür ederimmmm.

Şunu da demek isterim ki bölüm istemeniz beni asla darlamaz bunu unutmayın sakın. Aksine çok mutlu oluyorum. Çünkü kitabımız öyle bir yer edinmiş ki bölümün akışı sizi meraklandırıyor.

Bölümü bir türlü atamam, sizleri geciktirmemin sebebi çok uzun. İnanın şu an bunu uzun uzun anlatabilirdim ama bölümden daha fazla uzak kalmanızı istemiyorum. Bencillik en hoşlanmadığım şeylerden biri. Ve bunu şu an sizlere yapmak istemiyorum.

Yukarıya eklediğim müziği mutlaka dinleyin. Tavsiyemdir! Keyifli dinlemeler.

Oylarınızı ve yorumlarınızı bekliyorum. Seviliyorsunuzz.

Her neyse ben aradan çekileyim, sizler bölümle baş başa kalın bakalım.

En içtenliğinizle hissetmeniz dileğiyle keyifli okumalarrr.

Bu kitapta geçen olaylar ve kişiler tamamıyla kurgudan ibarettir

"Geçmişin Közleriyle Kül Oldum"

---

Benim hiçlik diye bir sistemim vardır, bilir misiniz? Anlatayım, bilirsiniz bence.
Soruyorum sizlere:
Hiç ölümü istemiş miydiniz? İstemiştiniz değil mi?
Hiç özgürlüğünüz ellerinizden alınmış mıydı? Evet.
Hiç defalarca öldünüz mü? Ona da evet.
Hiç saatlerce dövülüp uyumak için yalvardınız mı? Buna da evet.

Ne hissediyorsunuz? Ne düşünüyorsunuz bu konu hakkında? Ben söyleyeyim; acı çekiyorsunuz, içinize kor bir ateş düşmüş gibi yakıyor kalbinizden başlayarak. Ölüm güzel geliyor ama hayatın bu yalan güzelliklerini yaşamadan kopmak da can sıkıcı. Özgür olmadan nefesinizin bir başkası tarafından kesilmesi, ölürken bile özgür olmadığınızı gözlerinizin içine sokuyor. Acı çekiyorsunuz ve bir acının ancak bu kadar berbat hissettirebileceğini fark ediyorsunuz ve bu olan umut ve ümitleri de silmeye yetiyor.

Söyleyin bana, ölüm kim için güzel şimdi? Düşünün, tartışın, bir şeye karar verin. Sizin için ölüm kime güzel. Ben söyleyeyim benim düşüncemi. Özgür ölmek en güzeliydi bana göre. Kimse nefesinizi kesmiyor, kimseye muhtaç ölmüyorsunuz, yalnızca vaktin geliyor ve sen son nefesini üflüyorsun gökyüzüne. Ruhun acı çektirmeden bedeninden kopup gidiyor ve gökyüzüne ulaşıyor saniyeler içerisinde. Ruhun seni görüyor, bedenini süzüyor. Sen ise onu hissediyorsun gözlerin kapalı bir şekilde.

Ruh yara bere içinde olur mu? Olurdu. Bakıyorsun ki yara bere içinde bir ruh var ve o senin ruhun. Acı çekmiş, bunu yeni kabuk tutmuş yaralardan anlıyorsun. Ama bunlara rağmen yüzünü silinmeyecek kadar güzel bir gülümseme kaplamış. O an sen de ruhuna bu kadar güçlü olduğu için gülümsüyorsun. Gülümsüyorsun ve ruhun sana daha geniş bir gülümseme sunuyor. Göz kırpıyor, bir elini havaya kaldırıp yumruğunu sıkıyor. Ve evet, bu kendi aralarında 'başardık' demekti.

Tüm hayaller silindi bir anda. Ne ruh kaldı, ne başardık diyen işaretler. Ortada hiçbir şey kalmadı. Gerçek hayat acı gülümsemesini sundu. Aklına bıçak saplayan düşünceler kondu ve oraya yuva yaptı. Veya belki de yumurtalarını bırakıp gitti.

KÂBUS GİBİ!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin