O GÜN

86 7 0
                                    

Her şeyin başladığı gün bugün oysa günüm her zamanki gibi başlamıştı nereden bilebilirdim ki sonumun böyle olacağını. Her sabah ki rutin işlerimi yaptım ve işe gitmek için yola çıktım. Bu arada ben yazarım ama kitaplarım dışındaki zamanı yayın evlerinde geçiriyorum dolayısıyla işime gidiyorum. Yolda yürürken karşıdaki bankta oturan bir adam gördüm bana bakıyordu. Bir an göz göze geldik. Ben gözlerimi kaçırıp yoluma devam ettim. İşime gittim ve o adamla gün boyu hiç karşılaşmadım da düşünmedim de . Sonraki gün gene aynı yerde aynı saatte o adamla karşılaştım . Oturduğu bankta bana bakıyordu hafifçe başını eğerek bana selam verdi. Tabi ki ben karşılık vermedim tanımadığım etmediğim adama niye selam veriyim değil mi?.

Günler aynı rutininde akıp gidiyordu her sabah adamla karşılaşıyordum ve bana selam veriyordu ama ona asla karşılık vermedim.

Günler geçtikçe ilgimi çekmeye başlamıştı bu adam . karar vermiştim tanışacaktım bu adamla. O sabah istemsizce biraz daha fazla özendiği mi fark ettim . Adamla bugün tanışmaya kara vermiştim. Sabah içimdeki o tatlı heyecanla çıktım yola beni gene o bankta bekliyordu . bana selamını verdikten sonra gazetesine geri döndü ama bu sefer her zaman ki rutini bozacaktım adamın yanına gittim. Banka oturduğumda yüzündeki ifadeyi görmeniz lazım. Yakından ilk defa görüyordum o kömür gibi gözler bembeyaz ten dağınık kumral saçlar biraz serseri lise öğrencilerine benziyor ama bakışları hiçte lise öğrencisi gibi değildi. Sonunda adama bön bön bakmaktan vazgeçip :


"Merhaba her sabah karşılaşıyoruz ama bir türlü tanışmaya fırsatımız olmadı ben eylül " dedim

(ne kadar klişe bir giriş dimi ama aklıma ilk gelen buydu)


Adam hala şaşkınca bana bakıyordu ben bile bunu kendimden beklemezken adam nerden bilecek o sabah yanına geleceğimi. Sonunda konuşa bilen adam :


"Merhaba kusura bakmayın biraz şaşırdım da bu arada adım toprak tanıştığımıza memnun oldum "


Elini uzatmıştı bana. Tutmalı mıyım acaba ?diye düşünürken bir anda elimin adama doğru uzandığını ve el sıkıştığımızı gördüm vücudum beni dinlemiyordu neredeyse

"Bende tanıştığımıza memnun oldum. "

Adam pardon artık adını bildiğime göre toprak bey bana öyle bir gülümsemişti ki elimi uzatınca öylece kaldım o an kim bilir nasıl gözüküyordum. Bir anda telaşa kapılıp elimi çektim ve

" Kusura bakmayın işe geç kaldım hoşça kalın"

Bunları söyleyip neredeyse koşarak uzaklaştım oradan neden böyle bir şey yaptığımı da bilmiyorum uzaklaşırken sadece onun arkamdan görüşürüz diye bağırdığını hatırlıyorum . Görüşecek miydik acaba ?

Kafamda bir ton soru işaretiyle işe gittim. İşte ne oldu ne bitti hiç bilmiyorum o gün kafamı asla veremedim işe aklımda sadece o ve onun gülüşü vardı . Akşam yatağıma yattığımda bile onu düşünüyordum . Anlamadığım çevremde o kadar erkek varken neden onu düşündüğümdü onu bu kadar özel kılan şey ne . O an anladım beni etkileyen şey adamın gizemiydi. Her sabah karşılaşmamıza rağmen onun hakkında ismi dışında hiçbir şey bilmiyordum. Belki bugün öylece kaçmasaydım bir şeyler öğrene bilirdim. Toprak benim yazar tarafımın dikkatini çekmişti hikayesini merak ediyordum ve öğrenmeden duramayacağımı da biliyorum.

EYLÜL#Wattys2015Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin