five

356 30 48
                                    

Yüzümü küçük bir tebessüm kaplarken cevap vermedim ve yanıma oturmasını bekledim. Oturduğunda kaldırım için çok uzun gelen bacaklarını dümdüz şekilde uzattı. Biraz bekledikten sonra benden bir yanıt alamayınca tekrar konuştu.

'Özür dilerim.' Oturduğundan beri üstümde olan gözlerine çevirdim gözlerimi. Hava ne kadar karanlık olsa da içindeki samimiyeti görebilmiştim.

'Sinirlenince yanlış şeyler söylüyorum. Hiçbirini ciddi anlamda söylemedim Leya.' Kafamı sallayıp tekrar yıldızlara döndüm.

'Hala küs müyüz?' Kaşlarını hafifçe çatmış küçük çocuk gibi bana bakıyordu. Dayanamayıp güldüm.

'Küs olacak kadar yakın değiliz.' Yüzümdeki tebessüm ortadan kaybolmazken hala aynı şekilde bana bakıyordu. Derin bir nefes alıp kafamı salladım.

'Barıştık, tamam.' Onun da yüzünü tatlı bir gülümseme kaplamıştı. Sonra aklına bir şey gelmiş gibi gözlerini açtı ve parmağını uzattı.

'Bunu yapmadan inanmam.' Parmağına birkaç saniye baktıktan sonra gözlerimi devirdim. Kocaman açtığı gözleri ile parmağını işaret edince sonunda pes edip parmaklarımızı birleştirdim ve salladım. Sanki büyük bir ödül kazanmış gibi sırıtmaya başladığında tek başımayken izlediğim manzaraya geri döndüm.

İkimizde yıldızları izlerken huzurlu bir sessizlik kaplamıştı ortamı. Fotoğrafçılardan, gazetecilerden, medyadan, ünlülerden, Alisa'dan uzak bir sessizlik.

' Burada tanıştığımız günü hatırlıyor musun?' Sessizliği bozan o olmuştu. Gözlerimi ona çevirip kafamı salladım.Tabii ki hatırlıyordum. Benim için çok iyi bir hafta değildi.

'Konuşmaktan bütün geceyi kaçırmıştık. İlk büyük ödülümü de kaçırmıştım tabii. Berat her yerde beni arıyordu.' O gün kafamda bir film gibi oynamaya başlarken beraber gülmeye başlamıştık.

'Telefonları kapatmak senin fikrindi.' Omzumu silkerek suçu ona atınca gözlerini devirdi.

'Bir gecelik dünyadan uzaklaşmak istemiştim. Sen de buna ihtiyacın varmış gibi duruyordun.' Kafamı sallayıp onayladım.

'Toplantı günü tekrar karşılaştığımızda hala o gün olduğun gibi olursun sanmıştım. Bu yüzden Berat'a seni seçmemiz için ısrar etmiştim.' Yeni öğrendiğim bilgi ile kaşlarımı çatsam da görmezden gelip tanıştığımız güne geri döndüm.

'Ben de bu kaldırımda bana kendini tanıttığın şekilde birisi olduğunu düşünmüştüm. Tabii geri geleceğini söyleyip, içeri döndüğümde başkasının kollarına atladığını görmeden önce.' Benim yüzümdeki gülümseme büyüdükçe onun yüzündeki de düşüyordu. Şimdi düşündüğümde komik gelmişti ama o zaman biraz kırılmıştım. Birkaç saat içinde ona aşık olduğumdan değildi tabii ki kırılmam. Bir hafta içinde iki kez kaybetmektendi.

'Seni bir hataya sürüklemek istemedim. Hala Yağız'la berabersin sanıyordum.' Çağan'ın gözlerine baktığımda içindeki küçük pişmanlığı görebiliyordum. Kendince eğlenme fırsatını kaçırdığı içindir diye düşünerek çok anlam yüklemedim.

'Ayrılalı 1 hafta olmuştu.' Tekrar ciddi halime döndüm ve iç çekip öne gelen saçlarımı geriye ittim.

'Yani ikimizi de bir hatadan kurtardım.' Yüzümü buruşturup ona baktığımda soru sorar şekilde kafasını salladı.

'Belki de ,istediğimden değil ama , bizim için iyi bir sonu olacaktı. Nereden biliyorsun?' Kaşları ile dudaklarının kenarları aynı anda havaya kalkarken ikimizin de böyle bir şeyin mümkünlüğüne inanmadığını anlamıştım. İkimizde hafifçe güldükten sonra tekrar bir sessizliğe büründü ortam.

heartbreak prince | leyçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin