eleven

253 24 165
                                    

'İyi yönetiyorsunuz bu sosyal medya işlerini.' Berat, üçüncü övgü cümlesini sesine de yansıyan neşeli yüz ifadesi ile söylerken dudaklarımı birbirine bastırıp hafifçe kafamı aşağı yukarı salladım. Onlara haber vermeden, kafasına estiği vakit medyada ilişkimizi onaylayan Çağan'a kızacaklarını düşünmüştüm 3 gün sonra toplantıya çağırıldığımızda. Aksine magazinde yayınlanan fotoğraflarımızdan daha çok ilgi görmüş olan tweet, epey hoşlarına gitmişti.

'Daha gösterişli bir açıklamaya gerek kalmadan onaylamış olduk.' Alisa, rahatlamış sesi ve güler yüzü ile Berat'a katıldı. Yaklaşan setimin stresini bir gün olsun üstünde görmemek hoştu. Çağan'a döndüm, kendini çok zorlamadan sandalyesinde dönmeye devam ederken yüzünde gurur dolu bir gülümseme büyüyordu. Bugün, her zamanki vurdumduymaz tavırlarının tersine dikkatini benim gibi konuşulanlara vermeye tercih etmişti. Sanırım geçen geceki konuşmamızda bu işi ciddiye alacağını söylerken samimiydi.

'Leya'nın seti başlamak üzere olduğu için bu aralar beraber gözükmenize pek gerek yok. Tek başınıza da ilgi çekmeye devam etmeniz gerek.' Berat, tekrar ipleri eline alarak atmosferi daha ciddi bir hale getirince hafifçe somurttum. İronikti. Bu toplantı odasına adımımı attığım ilk gün tükenmesi için saniyeleri sayarken şimdi Çağan'ı biraz daha görebilmek, tanıyabilmek için günleri saymam ironikti.

'Yine de dikkatli olun.' Alisa'nın uyarıcı sesi ile ona çevirdim başımı. Fakat iki kişi adına konuşmasına rağmen gözleri sadece Çağan'ın üstündeydi. 'Bir süre tek takılabilecek olmanız yeni bir dedikodu çıkarmanız için bir fırsat değil.' diyerek sözlerine devam ettiğinde yan tarafımdan yüksek sesli bir oflama geldi. Yüzündeki irite olmuş ifadeyi görmek için ona dönmeme gerek yoktu, zaten orada olduğunu biliyordum. Alisa'nın gözleri biraz daha Çağan'ın üstünde kaldıktan sonra, bu sefer bana dönüp hafifçe gülümsedi.

'Bugünlük bu kadardı. Çıkabilirsiniz.' Ayağa kalkarak toplantıyı sonlandıran Berat, iki eli de dolu olmasına rağmen karton bardağını sağ eline zorla sıkıştırırken konuştu. Vedasını, başı ile küçük bir hareket yaparak edip odadan çıktığında Alisa'nın da peşinden gitmesi çok uzun sürmemişti. Ben de zamanımı pek harcamadan zaten çok dağılmamış olan çantamı toparlamaya başladım. Cüzdanım, minik mavi defterim ve telefonumdan başka dışarıda olan bir eşyam yoktu.

'Birlikte çıkalım mı?' Çağan'ın sesi içinde sadece ikimizin kaldığı odada yankılandı. Geç sormuştu sorusunu. İşimin bitmesini, toparlanmamı beklemişti. Belki cevabının olumlu olacağını tahmin ettiği içindi, belki de hayır deme ihtimalime rağmen yine de ısrar edip beni bekleyeceğindendi.

'Olur.' Ona doğru ilerlerken başım ile hafifçe onay verdikten sonra kapıyı açıp eli ile geçmemi işaret etti. Boyunun verdiği avantaj ile bir - iki adımda yanı sırama ulaştığında beraber yürümeye başladık.

'Ee, ne planların var bugün?' Bir süre koridorda etraftaki çalışanlardan başka ses olmayınca sessizliği bozup klasik ses tonu ile sordu. Göz ucumla ona baktığımda toplantı odasında iki eli arasında oyuncağa dönüşen güneş gözlüğü; normalde bulunması gereken yere, gözlerine yerleşmişti.

'Senaryo okurum diye düşünüyorum.' Omzumu silkerken cevap verdim. Birkaç gün önce elime ulaşmıştı fakat kafamın doluluğu yüzünden okumak için zaman ayarlayamamıştım.

'Partner işi ne oldu? Belli oldu mu?' Çağan, kafasını hafifçe aşağı yukarı sallarken arka arkaya yeni sorularını dizeledi. 'Yeni projem hakkında hiç konuşmuş muyduk?' diye düşündüm birkaç saniye. İşim yayınlanmadan kimseye haber salmazdım, Çağan da büyük ihtimalle bana sormazdı zaten. Belki de Berat ile bir sohbet arasında öğrenmişti. Belki de o, Berat'a sormuştu. Şu an nereden öğrendiği önem arz etmiyordu benim için, önemli olan hatırlamış olmasıydı.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 27, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

heartbreak prince | leyçaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin