༺✯༻
"sıra sende"dedim.Dikkatlice yapacağı hareketi izlemeye başladım "tüh yaa "tutturamadı taetae seviyordum ama bu sefer kazanmasına izin vermicem "prensim ben bilerek atmıyorum siz kazanın diye" kesin öyledir sıkı duruşuma geçtim ve okumu yaya koyarak iyice gerdim bıraktığım anda elmanın ortasını delerek arka tarafına geçti ben yerimde hoplarken taehyung ,jimin beni alkışlamaya başladı.
Koşarak beni izleyen babam ve annemin yanına gittim önlerinde eğilerek selam verdim."seninle gurur duyuyoruz güzel atışlar yaptın" annem elini omzuma koyarak"yarın ki yaş günü balon için neler hissediyorusun başka krallıkdan prens ve prensesler de gelicek yeni kişilerle tanışıcaksin" heyecanla anneme dönerek"kasabadan arkadaşımı davetiye vermeye gidebilir miyim?""kendini iyi gizlersen gidebilirsin fakat taehyungla jiminde seninle gelicek"kafamı sallayarak taetae ve jiminin yanına koşmaya başladım.
Taetae'yle jimin birbirlerine kılıç tutarken benimde bunu öğrenmme isteğim artıyordu ama bana öğretmiyorlar neymiş ben daha kaldıramıyor muşum,kendime zarar verir mişim, ben ok atmada iyimişim ama bi gün öğrenicem ve bunu ona karşı kullanıcam ne kadar zayıf olsamda çoğu şeyde kendimi geliştirmem lazım kendimi korumam lazım ben kendim yapmam lazım başkası değil.
Koşarak yanlarına gittim beni gördükleri gibi durdular ve beni beklemeye başladılar sonunda yanlarına geldiğim de soluklandım biraz sonra o haber normalde annem de babamda benim kasabaya inmeme izin vermiyorlardı bende bu yüzden hep kaçardım sonuçta Jin hyungum orda onu ne zamandır Göremedim malum ama şimdi ailem kendi izin verdi doğrusu biraz şaşırdım. Bana anlamaz bi şekilde bakarken
"Jin hyunga davettiye vermeye gidiyoruz"dememle taetae hemen kaşlarını çatıp "olmaz kral kafamızı uçurur en son yakaladığında altıma işiyicektim nerdeyse olmaz"onu anlıyorum en son Jin hyungum yanına kaçtığımda yanımda jimin vardı o sarayda kaldığı için herşey onun başına patladı napim gelseymiş"gidicez hem kraldan izin aldım merak etmeyin jimin şaşırmış halde bakarken "en son gelen çirkin ördek"diğerek ahıra doğru koşmaya başladım adım seslere bakarsak onlarda koşmaya başladı "taetae geridesin çok yavaş sın çirkin ördek"jiminin demesine gülerken bi yandanda taetae altda kalmamak için oda jimine laf atıyordu bunların atışmaları... Sonunda ahıra gelince binmeye başladık ve geriden gelen ise jimin olmuştu taetae onu geçmiş onun mutluluğunu sürerken jimin somurtmuş suratla gelmişti bin bunlara gülerken jimin"niye söylemedin ilk söyleyip kaçtın o yüzden geriden geldim kaşlarımı kaldırarak"nedenmiş o ben dediğim an koşabilirdiniz hı"yapmacık tripime hepimiz gülerken tam ata binecekken taetae bana doğru geldi ben bıkkınlıkla nefes verirken "yapma öyle sen prensin kasabaya gitmen yasakken gidiyorsun kendini kapatman lazım"elindeki pelerini bana verirken "taetae zaten insanlar prenslerin kim olduğunu bilmiyo daha beni bilmiyorlar yarın tanıyıcaklar hem neden takıyım ki " durdu yüzüme baktı baktı"takcan mı yoksa krala mı gidiyim "of laya puflaya kapattım her yerimi sonunda yola çıkarak kasabaya geldik.Yüzümü iyice kapatarak tae ile jiminin peşinden gitmeye başladım Jin hyungu çok özlemişdim.
Sonunda onların fırınına bulduğumuzda onların önce koşarak arka tarafa gittim kesin orada kurabiye falan yapıyordur ki doğru bilmişim onu gördüğüm gibi direk boynuna sarıldım o da bana anında karşılık verirken çok huzurlu hissetmişdim "sizin ne işiniz var burda prensim"yine ona kaç defa bana prensim dememesini söylesem yine söyledi yapmacıktan kaşlarımı çatarak koluna hafif vurarak"hyungg!" Dememle gülmeye başladı sarılmama devam ettim "tamam tamam çok özlemişim"bende...
......................................
"Hadi namjoon" atımı hazırlarken bi yandan da namjoon u bekliyordum "geldim prensim"yanındaki adama bakarak "kral bizi sorarsa ava çıktığımızı söylersin"cevabını beklemeden atı ilerletmeye başladım peşimdende namjoonun geldiğini bilerek"prensim siz hiç krallık'tan bu kadar uzağa gitmezdiniz nedenini sorabilir miyim"sor sorda cevap varmı bilmiyorum çünkü bende bilmiyorum neden uzak yerlere gitmek istediğimi geçiştirmek amaçlı"bilmiyorum"dememle dahada hızlandım av için güzel bi yer bulduğumda avlanmaya başladık sözün kısası o gerçek avlanmıyorduk "prensim yarın ki baloya gidicek misiniz""gidicem ve sende gelceksin"dememle yüzünde güller açmaya başladı ben haline gülerken "şimdi orda güzel kadınlar vardır"dediğine gülümsemem giderken ciddi bi Halle"oraya kız avlamaya geleceksen hiç gelme namjoon hem duyduğuma göre Jung kralı oğlunu tanıtacakmış hiç kimseye göstermediği oğlunu"dedigimle ile canım mandalina çekmeye başladı namjoona da dediğim gibi buraya en yakın kasabaya gitmeye karar verdik.
Bi kasabaya girdiğimizde ne kadar renkli bi kasaba olduğunu fark ettim biraz etrafı inceledikten sonra tam bi manava girecek iken birisinin bana çarpması ile neye uğradığımı şaşırdım ben yerimde durarken o yere düşecekken ensesinden tuttuğum gibi düşmesini önledim o da tam kendini toplayıp yanım dan sinirle geçti sonuçta bana çarpan oydu en azından özür diler insan.gidicek iken kolundan tutup bana dönmesini sağladım o özür dileyecekken bana bakmasıyla dona kaldım o bir erkekti ama çok güzel di parlayan gözleri beni içine çekiyordu birbirimize gözlerinde kaybolurken bi ses duyulduğu gibi "hobi"hemen yüzünü kapatarak yanımda geçti gitti ben orda öylece kalırken hiç birşey düşünmemiştim sadece zihnimde o ve gözleri vardı taaaki namjoon beni dürtüp götürene kadar.
......................................
"Prensim iyiki yanımdan ayrılmayın dedim prensim"evet taetae nin azarı ne var yani kedinin peşinden gittiysem"ama taetae saray hiç kedi görmemiştim çok tatlıydı onu peşinden giderken""adama çarptın kedi yüzünden ya sana bişe yapsaydı"adam aklıma geldikçe utanıyordum ama tam net bakamasamda taetae ve jimin yüzünden bi kedinin peşinden koşarken büyük bi kedi gördüm çok tatlıydı"ama bişe olmadı "hem ne olacaktı ki bırakmadılar az daha bakayım yakışıklı adama"bak bak nası utandı kedi fare yakalamış gibi ensenden tutdu daha ne yapsın"dediğine gülerken bende gülmemek için kendimi tutum"hadi hadi kral bizi sormadan daha çok işimiz var malum yarın büyük gün taetaenin demesine karşılık jimin çok heyecanlıyım ilk defa hem arkadaşım hem prensimin balosunda olucam"ne yalan söyliyim bende çok heyecanlıdım sonuçta onsekiz yaşıma giriyordum.
Saraya vardığımızda o kadar yorgundum ki hemen uyumak istiyordum tam odama çıkarken ablamın sesiyle olduğum yerden yavaş yavaş ona döndüm "prens hazretleri nerelerdesiniz gözlerim sizi aradı"ben buna göz devirirken o hiç bir prensese Yakışmıyıcak şekilde "hadi ellerini yıka yemek yemeye hadi "tamam"oflayarak ellerimi yıkadım yemek masasına inerek sessiz sedasız bi şekilde yemeğimi yerken "masada bi huzur var hissedebiliyor musunuz"benden bahsediyordu sessizce "dua et yorgunum" bak sen" Yemekler bitince odama gidip beyaz geceliğimi giyinip kendimi uykunun kollarına bıraktım
sonunda o an gelmişti herkes bir yere koşuştururken bende odamda bekliyordum kapı çalınca açtığımda jimin bana giyeceğim üstlerle gelmiş ve giymeme yardımcı olmuştu ilk beyaz gömleği sonra beyaz pantolonu üstünde mavi önü kısa arkası uzun ceketimi giydim son olarak boğazıma kabarık beyaz flar taktığı gibi bende saçlarımı yaptım jimin bana bakarak "çok güzel olmuşsunuz herkesin gözü sizin üzerinizde olucak prensim"ben utanarak kafamı eğdiğimde jimini süzdüm mavi kralliyet gömleği beyaz pantolon ve ceketle çok iyi görünüyordu"sende çok güzel olmuşsun jimin"dediğimde kıkırdadı.
Misafirler yavaş yavaş gelmeye başlamıştı babam yani kral diğer kralları selamlarken bende yanına giderken birisini gördüm 'bu yüzü daha önce gördüm' bu pazarda gördüğüm adam olduğu için olduğum yerde kalakaldım oda beni farkedince benden farkı kalmamışdı.
༺✯༻
Prens hoseok
Prens yoongi
İlk kitabım sevgilerler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙠𝙞𝙣𝙜𝙙𝙤𝙢|sope
Historical Fiction-Birbirine aşık iki genç prens ve onları bekleyen bir krallık ilk kitabım