sabah erken saatte ablasının odasını basmasıyla hoseok alelacele uyanıp yanına bakması bi oldu çünkü biliyordu erkenden gideceğini ama yinede emin olmak istedi
"uyuyor musun hala"
"noldu ki"
"seni arıyorum sabahtan beri meğer beyefendi hala uyuyor"
"niye"
"ben sizi gördüm gece "
"ne"
"yaa"
"şey ab-"
"şşhh ben seni anlıyorum ama korkuyorum dün ben size gördüğüm de arka taraflarda birileri vardı sanırım daha dikkatli olmalısınız" hoseok duyduğu şey ile ne yapacağını bilemedi.
"hadi gel aşşağıya inelim seni sorup duruyor babamız" hoseok sadece kafa sallamak ile yetindi ve ablasının odasından girmesini izledi hemen kalkıp acaba kim görmüştür diyerek dolanmaya başladığı sırada kapısı tıklandı
"gir" jimin elinde bugün ki giyeceği giysiler vardı
"aslında daha erkenden getirecektimde ama birilerini gizlice çıkarmakla uğraşıyordum" jiminin göz kırparak dediği şeye hoseok göz büyüyerek baktı
"yoksa sende mi biliyorsun"
"yok artık kim biliyor ki daha ben bu sabah etrafa gizlice bakınan bi kedi görünce yolunu gösteriyim dedim başka kim biliyor"
"jiwo"
"yok artık prenses jiwoo mu" hoseok usulca kafasını sallayınca
"ne dedi peki"endişe ile sorulan soruya hosoek gülümseyerek
"merak etme ablam sadece dikkatli olmamı dedi" gülümsemesi solunca jimin bunu farketmiş olacak ki
"ne oldu"
"jimin.. sanırım biri bizi dün onu içeri alırken görmüş jiwo öyle dedi "
"kimin olduğunu öğrenmem lazım jimin"
"tamam tamam endişelenme sen buluruz biz"
"onu bulup konuşmam lazım "
"tamam hadi şimdi herkes seni aşşağıya bekliyor kral Jung önemli bişe diyecekmiş"
"ne diyecek?"
"hemen korkma sanırım kasaba ile ilgili" sadece Kafa sallamak ile yetinip kalkıp getirdiği kıyafetleri giymeye başladı.giyinmesini bitirdikten sonra aşşağıya indi kral Jung yani babası masa başında ve birkaç kişi ile birşeyler hakkında konuşurken hosoek u görmesi ile
"gel prens hoseok" babasının çağırması ile yanına gitti
"bugün akşama doğru damyong kasabasına gidip orda bu konuşmayı yapmanı istiyorum bu aralar çok şey yaşadılar ben gidecektim ama gördüğün gibi burda işlerim var"
"peki kralım" ama önce gidip karnını doyurmalıdı ve bunu oda çok iyi biliyordu.
. . . .
"hadi taehyung nerede kaldın"
"işim vardı hemen geldim zaten"
"tabi tabi bilirim o işleri " imayla dediği şeyi söylerken bu yandanda beyaz atına bindi.taehyung da kafasını sağ sol sallayarak oda kendi kahverengi atına binip yola koyuldular. yol boyunca konuşarak geçti her ne kadar alttan alttan birbirlerine dalga geçerek geçmişti kasabaya yaklaştıkca kendilerini daha toparlayarak kralın verdiği metni aklından tekrar etti evet sabahtan beri bunu ezberlemeye çalışıyordu sebeb ise o bir prensdi. çoğu kişiye göre prens olmak ne kadar büyük bi lütufsa ona göre hiç de öyle değildi daha çok özgürlüğünü kısıtlayan Bir şeydi prens olmak.
kasabaya giriş yaptıklarında çoğu kişinin gözleri onları buldu kalabalık onun etrafta toplanmaya başlamasıyla hosoek atın üzerinden inince ilk önce selam vererek babasının halka yazdığını okudu. bu süre daha halkın sorularını cevapladıkdan sonra sorulan soru ile
"peki kral senin gibi bi çocuğu olduğunu biliyor mu kendi cinsinden birine karşı bişeler hissetmeni seni nası kral yapıcak sen kral olmaya layık değilsin" dona kalmış ve çoğu gözünde ona bakmasını sağlamıştı
"sen ne dediğinin farkın da mısın senin karşında prens var haddini bil!!"
"yoksa napcaksınız hee biz kasabamızda ve krallığımızda bir kendi cinsine his besleyen kişileri istemiyoruz "
"evet istemiyoruz" hepsi birden üstlerine giderken hoseok ne yapacağını bilemeden geri geri kaçmak istedi ama nafile kapana sıkılınmıştı. bunun üzerine taehyung hoseoku arkasına alarak Savunmaya başlamıştıki bi adam hoseok a vurması ile dengesini kaybetmiş yere düşmüştü çok kalabalıklardı tam sopalar ile vurulmaya başlayacaktı ki arkadan bi sürü at üstünde yüzleri kapalı adamlar gelerek ilk birisi gelerek hosoek atına bindirmek için elini sallarken hosoek hala yaşananların şokunu yaşıyordu.
"hoseok hadi" duyduğu ses ile hosoek hemen kendine gelin sadece gözleri açık olan kedi gözlü adama baktı gürültülü dahada artarken arkandan yoongi nin adamları olduğunu düşünerek yoongi nin elini tutarak atın ön kısmına bindiği gibi yoongi ilerlemeye başladı tabi bu sürede hoseok un başı dönmeye başlamıştı ki attan düşcekken belinden tutulması bir olmuştu sonra ise birkaç uğultu..
"hoseok"
. . . kafasının okşanması ve elinin tutulması ile kendinin ait olduğu yerde gibi hissetti güvenvericiydi Zorlukla gözlerini açmaya çalışarak doğrulcaktı ki omzundan tutarak durdurdu
"biraz uzan yorgun düştün" kafa sallayarak onu onaylanmış ve
"neredeyiz"
"bi şifacı arkadaşımın evi desem"
"cadıyım bi kere ve bundan gurur f duyuyorum" diyerek hoseok baş ucuna oturdu ateşine bakarak ağzına küçük şişe ile bişe içirdi
"uyumamak için direnme zaten verdiğim senin dinlenmen için biraz daha dinlen" demesi ile hosoek zaten kendini tutamıyordu kafa sallayarak kendini uykunun kollarına verdi.
༺✯༻
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
