I'LL ALWAYS LOVE YOU ADLI HİKAYEMİN DÜZENLENMİŞ HALİDİR.
"Çiçekleri koparma, bunu istemezsin." esmer saçlı genç arkasındakinin onu uyarmasıyla ilgisini çiçeklerden ayırıp o tarafa doğru dönmüştü. Burada yalnız olduğunu sanıyordu, doğruydu burada yalnızdı. Az öncekinin aksine yemyeşil, çayırlık bir alanda değildi. Küçük, boğuk ve ışıksız bir odadaydı. Bakışlarını etrafta gezdirdi ama hiç kimseyi görememişti.
"Neredesin?" demişti tereddütle. "Çiçekler ve güneş nerede?"
"Emin ol onları bir daha görmek istemeyeceksin, korkunçlar." dedi aynı ses. Tanıdık ama bir o kadar yabancıydı. Sesin geldiği yöne döndü ve karşısındaki aynayla durakladı. Onunla konuşan kişi tam da oradaydı. Esmer saçlı genç korkuyla geri adımlamış ama dengesini kaybedip düşmüştü. Kafasını kaldırıp tekrar aynaya baktı ama orada kimse yoktu. Yansıma gitmişti, üstüne üstlük şuan o küçük odada da değildi artık. Burası ince ve uzun bir koridorun sonuydu. Geriye baktı, karanlık ve huzursuz edici görünüyordu. Ayağa kalktı ve aynaya doğru döndü.
"Onlardan daha fazla korktuğum şeyler var." demişti esmer saçlı. Aynaya bakarken.
"Nerede olduğunu biliyor musun Jeongin?" dedi aynadaki, koridorun karanlık tarafının yansımasında saklanıyordu. Biçimli burnu ve parlayan kahve gözleri kendini ele veriyordu, korkunçtu. Jeongin kafasını olumsuz anlamında sallamıştı.
"Burası yalnızca belirli bir zaman aralığında girebileceğin ve oyunu tamamlarsan her türlü dileğini gerçekleştirebileceğin bir yer. Ancak unutmaman gereken bazı kurallar var. Bunları yalnızca bir defa tekrar edeceğim iyi dinle.
Birincisi, burayı asla hafife alma ve gerçekliğini sorgulama. Etrafında olup biten her şey gerçekten yaşanıyor ve eğer onlar tarafından yakalanırsan bir daha kendi evrenine dönemezsin. Onlardan uzak dur. Dileklerine de dikkat et, Tanrıya veya inançlara saygı duy ve sorumluluk al.
İkincisi, çiçekleri kesinlikle koparma. Eğer bunu yaparsan peşini asla bırakmazlar.
Üçüncüsü, eğer biri sana çay ikram ederse onu nazik bir şekilde reddet ve oradan uzaklaş.
Dördüncüsü; garip görünüşlü yaratıklar, yüzleri olmayan insanlar görürsen onları görmezden gel ve hızla kaç. Onlara yakalanmamalısın, sakın bakmak için durma.
Beşincisi, sana aşık olabilecekleri herhangi bir şey yapma. Sürekli peşinde olmalarını ve seni daima rahatsız etmelerini istemiyorsan tabii.
Altıncısı, ki bu en önemli kuraldır, her zaman saatini kontrol et. Zaman senin için en değerli şey. Vakit geldiğinde kendini buradan çıkmaya zorlamalısın. İncileri toplamayı unutma, fincanını doldurduğunda kazanacaksın. Yalnızca gökkuşağını takip et.
Sonuncu kural ise, sana tıpatıp benzeyen birini gördüğün zaman... Arkana dahi bakmadan kaç ve olabildiğince çabuk bir şekilde saklan." Jeongin duyduklarıyla yansımadakinin hafifçe gülümsediğini fark etmişti. Korkuyla arkasına döndü ve var gücüyle koşmaya başladı. Ona tıpatıp benziyordu, bu demek oluyor ki oyun başlamıştı...
→Evvvet bu illalu (yazmaya usendim) ficimin duzenlenmis halidir.
Fici kisa bir sekilde aciklarsam:
Fic jeonginin kendini bir ruyada bulmasiyla baslar ve eger ruyasindaki kurallara uyarak gorevlerini yerine getirirse gunun sonunda olmedigi takdirde istedigi her seye sahip olabilecektir. Peki jeongin bunun usesinden gelebilecek midir??Umarim bolumu begenmissinizdir ve beklentilerinizi karsilamistir. Bir dahaki bolum ve artik bundan sonraki bolumler biraz uzun olacak yaklsik 5bin kelime falan olacak bolum basina. Eger sizin icin fazla uzunsa lutfen belirtin bolumleri ikiye boleyim. Bir dahaki bolumde gorusmek uzereee😽😽😽
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sage ::hyunin
FantasyJeongin gördüğü rüyadaki adamın ona verdiği mutluluğun aynısıyla karşılaşmasını dilemişti. Ancak bu dileğinin sonuçlarına katlanması gerektiğinin farkında değildi... Hyunjin'in onun evreninde öldüğünü biliyor olsaydı her şey daha farklı olabilirdi. ...