Bölüm 6: Geçmişten kesitler (part 1)

3 0 0
                                    

Aden Soylu (7) yalnız

Elindeki dönere açlıkla baktı. Annesi ve babası ona iki gündür doğru düzgün yemek vermiyordu. Karnı çok acıkmıştı. Sürekli gurulduyordu.

Tam dönerden bir ısırık almak için ağzına götürecekken aniden dönerin elinden alınmasıyla şaşkınlıkla kalakaldi. Başımnı kaldırarak merakla döneri elimden alan kişiye baktı. Annesiydi. "Anne,'' dedi titrek sesiyle. Çok korkuyordu çünkü ondan gizli bir şey yapmıştı. "Anne ben çok özür dilerim. Ben çok açıkmıştım ve döneri görünce dayanamadım. Anne çok üzgünüm." Annesinin tokatının sesi odada yankılandı. Başı sağa doğru dönerken gözlerinden yaşlar akmaya başladı. "Anne," diye mırıldandı bir daha.

"Sen nasıl bir çocuksun böyle. Allahın cezası. Nefret ediyorum senden. Asla babanla benim istediğimiz gibi bir evlat olamıyorsun. Utanıyorum senden. Keşke hiç benim çocuğum olmasaydın." Annesinin konuşması bittiğinde küçük kızın gözlerinden resmen seller akıyordu.

O daha küçücüktü. Yedi yaşındaydı. Yedi yaşındaki bir çocuk bu sözlerle nasıl başa çıkardı? Annesinin ondan nefret ettiği gerçeğiyle nasıl yüzleşirdi?

"Anne ben böyle yapmak istememiştim. Ne olur benden nefret etme. Ben söz bir daha asla senden izinsiz bir şey yapmayacağım. Çok acıksam bile. Sev beni ne olur." Küçük kız kollarını açarak annesine doğru ilerledi. Tam kollarını annesine sarmak için hareket edecekti ki, annesi onu sertçe geriye doğru itti. Küçük kız bunu beklemediği için sendeleyerek poposu üzerine düştü.

"Asla bizim istediğimiz gibi olmayacaksın. Yetersizsin. Nefret ediyorum senden."

Annesi bunları söyleyerek küçük kızı odada bıraktı ve kapıyı çarparak odadan çıktı. Küçük kız o gün uyuyana kadar odasında ağladı. 'Nasıl daha iyi olabilirim? Nasıl onları daha mutlu edebilirim? Nasıl beni sevmelerini sağlayabilirim?' diye düşündü.

Halbuki bir çocuğun düşünmesi gereken şeyler bunlar değildi.

8 yaş

Evlerinde bir sürü misafir vardı. Hepsi çocuklarıyla gelmişti. Aden çok heyecanlıydı. İlk kez etrafında bu kadar çok kendi yaşıtı vardı. Sonunda arkadaş edilebilecekti.

Aden heyecanla bir az ileride oynayan iki çocuğa doğru ilerledi. Gidip önlerinde durdu. Çocuklar merakla ona baktılar. Aden gülümseyerek Elindeki bebeğini onlara doğru uzattı. Çocuklar aynı meraklı bakışlarını bu sefer bebeğe çevirdi. "Benimle de arkadaş olur musunuz?" Çocuklar bir bebeğe, bir de Aden'e baktı. Ardından gülmeye başladılar. Bu sefer Aden merakla onlara baktı. 'Neye gülüyorlar acaba?' Diye geçirdi içinden. "Biz seninle arkadaş olmak istemiyoruz," dedi çocuklardan birisi. Ardından arkalarına bile bakmadan koşarak uzaklaştılar oradan.

Aden çok üzüldü o an. O kadar üzüldü ki gözleri doldu. Hep yalnız bir çocuk olmuştu ama ilk kez sekiz yaşında bu denli yüzüne vurulmuştu. Aden o an düşündü; "Asla arkadaşım olmayacak.''

Bakışlarını etrafta gezdirdi. Çocukların hepsi birbiriyle oynuyordu. Aden bir kaç tanesine daha yaklaştı. Ancak hepsinden gördüğü tepki aynı oldu. Hiçbiri onunla oynamak istemedi. Yapayalnızdı.

Koşarak annesine sarılmak, ağlayarak acısını paylaşmak istedi bir an. Ancak daha sonra aklına annesinin onu iteceği ve bağıracağı gelince bu fikrinden vazgeçti. Annesi onu daha çok üzerine yoksa.

Ayaklarını suruyerek mutfağa doğru ilerledi. Susamıştı ve şu içmek istiyordu. Mutfağın kapısına geldiğinde durdu. İçeriden sesler geliyordu. Bu seslerden birisi annesine aitti. Diğerini tanımıyordu.

Kırık Kalpler Ve AnahtarlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin