Ölümümden bir ay öncesine dirildim...
Eski zamanlardaki gibi kokuşmuş bir yatakta uyandım.
Yanı başımda Jisung horluyor, Seungmin ise put gibi yatıyordu.
Woojin ise ölümünden önceki gibi balkondaydı.
O hiç bir gece uyumaz ve balkonda dikilirdi.
Eskiden her gece özellikle uyanır ve Woojin'i uyuması için ikna etmeye çalışırdım.
Her zaman dağları izler ve ağlardı. Woojin çok varlıklı bir ailenin oğluydu. Buraya kaçıp gelmesi kadar absürt bir şey yok dersiniz değil mi?
Aksine Woojin'in ünlü avukat babası tam bir şidAncak neden uyumadığını anlıyorum. O yanlışlıkla değil bilerek hapise girmişti. Sonumuzun bu olacağını biliyordu.
Ve bir nevi kendini korumuştu. Ancak bu durum ters tepmişti. Şimdi hatırlıyorumda ölmeden 1 hafta önce Woojin'i ziyarete gitmiştim.
Onu karşıma zorla çıkardılar.
Ben onunla görüşmeyi çok istedim ancak o benden korktu.
Göz altları şişmiş, elleri ve dudakları çatlamış, gözlerindeki damarlar belirmiş...
Korkunç bir canavar bana bakıyordu sanki.
Ancak bu o değildi.
Benim bildiğim Woojin mutlu, azimli ve sadık bir dosttu...
Balkonda otururken aniden çığlık attı.
"Woojin?!"
"O-o Jeongin m-mi..?"
Gösterdiği noktaya baktım. Jeongin kanlar içinde yerde yatıyordu. Ancak çevrede ne bir araba, ne bir silahlı ne de bir insan vardı.
Jeongin'in ölmesi için hiç bir sebep yoktu. İşler sarpa sarıyor...
hic yorum gelmiyor ama😩
