Genç çocuk gözlerini açtığında hastahanede olduğunu gördü. Yine ölmemişti her zaman olduğu gibi. Ne kadar ölüp bu cehennemden kurtulmak istesede bi yandan korkuyor bi yandanda kardeşi Minji aklına geliyordu. Jungkook ölürse Minji gerçekten mahvolurdu.
Jungkook uyandığı yarım saat olmuştu gelen giden yoktu.
Birden birinin adım seslerinin yaklaştığını fark etti. Çocuk tir tir titremeye başlamıştı. Korkuyordu. Hemde çok.
Jungkook kardeşinin yüzünü birkaç dakika inceledi. Ağlamıştı. Evet ağlamıştı çok belli oluyordu. Bir kaç dakika bakıştıktan sonra Minji koşarak abisine sıkı sıkı sarıldı.
Ya onu kaybetseydi? Jungkook'u kaybetmenin korkusunu iliklerine kadar hissetmişti.
Tüm günahı kendisinde buluyordu. Gitmemeliydi. O evin nasıl bi cehennem olduğunu kendisi iyi biliyordu ve o cehennemde abisini yalnız bırakmamalıydı. Eğer abisine bişey olsaydı kendisini hiç bir zaman affetmezdi.
Dakikalardır sarılıyor ve ağlıyorlardı en çokta Minji.
Ağlaması dahada şiddetlenirken konuşmaya başladı.
"Özür- ben gerçekten çok çok özür dilerim a-abi yemin ederim gitmeyeceğim o lanet yere! N-ne kadar i-iyi olduğunu söy-söylersen söyle yine gitmeyeceğim" derken abisinin boynundaki elleri dahada sıkılaşmıştı. Biricik abisiyse onun kokusunu ciğerlerine çekerek bir eliyle belini, bir eliyleyse saçlarını okşuyordu.
"Ben gerçekten iyiyim Minji. Tüm günah bendeydi. Hakettim." Ne kadar iyi olmasada bunu söyleyerek küçük kardeşini üzemezdi.
"Hayır. Hayır abi o lanet şey seni neden bu hale getirdi bilmiyorum, ama günahın kesinlikle sende olmadığına adım gibi eminim. Sen safsın. Sen herkesten herşeyden safsın."
"Boks'a gidip bi gün güçlü olup, o lanet şeyi kendi ellerimle geberteceğim." demesiyle ikiside kıkırdadı.
"Hmm sen büyüdünde abinimi koruyorsun küçük cadı." dedi jungkook alaycı bi şekilde.
"Ama abii ben büyüdüm artık!"
İkisininde ağlaması kahkahaya dönmüştü. Jungkook Minji'yi görünce tüm dertleri onu terketmişti.
"Abi ben bişey söyleyeceğim ama üzülmeyeceksin tamammı? Söz ver." Demesiyle Jungkook'un yüzü düşmüştü. Kesin üzüleceği bişeydi.
Zorlada olsa gülmeye çalışarak "tamam söz." demişti.
"Annemler yurt dışından döndüler."
"Ö-öylemi. İyi." Sadece bunları diyebilmişti. Sonuçta kendi evleriydi ve eninde sonunda döneceklerdi zaten olması gereken bişeydi.
•••
3 gün geçmişti. Üç gündür Jungkook hastahanede yatıyordu ve gelen giden olmamıştı Jungkook için, Minji hariç. Üç gün boyunca abisinin yanında olmuş onu eğlendirmeye çalışmış ve başarmıştı hep komik espiriler yapıyor, telfonda komik videolar gösteriyordu. Jungkook olanlar yüzünden her ne kadar gülemesede kardeşi için yalandanda olsa gülüyordü.
Şimdiyse Jungkook hastahaneden çıkmak için hazırlanıyordu. Minji evden Jungkook için bi kaç kiyafet getirmişti.
"ABİ HAZIRMISIN?İÇERİ GELİYİMMİ?" Minji"nin yüksek sesle bağlrmasıyla Jungkook kıkırdadı.
"Gelebilirsin küçük cadı." demesiyle Minji içeri girip abisinin kolundan yardım amacıyla tuttu.
"Abi ben küçük değilim. Daha kaç kere söylemeliyim acaba?"
•••
Araba evin önünde durmasıyla Jungkook derin bi nefes alarak arabadan indi. Tedirgindi ve bunu Minji anlamıştı. "Abi ben seni koruyacağım yemin ederim korkma tamammı?" Demesiyle Jungkook zorla gülümseyerek "Neden korkuyumki benim koruyucu meleğim yanımda." demişti.
Minji Jungkook'un koluna girmesiye küçük adımlarla eve doğru adımladılar. Kapını önüne geldiklerinde korumalar baş selamı vererek kapıyı açtılar.
Jungkook her ne kadar da bişey olmuyacağını düşünmek istesede beyni farklı yerlere dalıyordu.
Salona geçmeleriyle annesiyle gözgöze geldi. Gözlerini yere sabitleyerek baş selamı verdi. Daha sonra salona babası geldi onada selam vererek kanepede oturdu.
Sessizliği bozan gelen adım sesleriydi. Gelen Sehun'du. Salona girerek Jungkook'a doğru adımladı. Jungkook'sa çok korkuyordu. Minji Jungkook'un korktuğunu anlayarak Jungkook'un önüne geçerek kollarını Jungkook'u korumak amacıyla iki yana açtı. Tüm gözlerin üzerinde olduğunu farketmişti fakat umrunda değildi.
"Ona yaklaşamazsın!" Dedi sinirli bi şekilde. Sehun Minji'ni sert olmayacak şekilde iterek Jungkook'a sarılarak konuştu. "kardeşime sarılacaksam sanamı sormalıyım?"
"Senin kardeşinse benimde abim!"
"Geçmiş olsun SEVGİLİ kardeşim." dedi 'sevgili' sözünü bastırarak söylemişti.
Jungkook sarılmasına karşılık vermemişti. Jungkook'un canını yakmak amacıyla sıkı sarıldı ve çocuğun canını yakmakta başarılı oldu. Sehun büyük bedenliydi Jungkook ise küçük cılız bedendi.
O anda diğerleri duymayacak bi şekilde Jungkook'un kulağına fısıldadı. "Benim yaptığımı söylersen seni elimden kimse alamaz."
Jungkook'un gözünden bi damla yaş düştü. Ve Jungkook'un yüzü Minji'ye doğru olduğundan yaşı farkederek bu defa sakin kalamadı. Konu Jungkook olunca sakin kalamazdı tabii. Minji çabuk etrafa bakındı. Ona yardım edecek bişey olmalıydı Sehun kaslı olduğundan güçü yetmezdi onu itmeye masanın üzerindeki vazoyu alarak Sehun'un kafasına geçirdi.
"BU EVDE HİÇ KİMSE ABİME DOKUNAMAZ!" ●●●
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yaa keşke şu çocuk Taehyung'un eline geçsede ağlamaları bitse yaa:(
Ama Jungkook ve Minji için çook kötü gün yaklaşıyorr.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.