Kook'dan
Üç gün geçmişti ve bu üç gün bana üç yıl gibi gelmişti üç günümü bu odada geçirmiştim odadan çıkmaya izin vermemiştiler artık aklımdan kaçmak bile geçmiyordu çünkü kaçmamın mümkünsüz olduğunu biliyordum
Telefonumun şarjı bitmişti ve artık Minji'ye haber bile veremiyordum bensiz nasıl olduğunu tahmin bile etmek zor okumaya gittiğinde arayıp nasıl olduğumu sorup duruyordu ve beni özlüyordu hele bide bababım düşmanlarına satıldımı düşündükde bensiz mahv olmuştur şimdi ben onu çok iyi tanıyordum bu dört gün boyunca ağlayıp durmuş, babamlarla kavga etmiştir
Aslında babam beni niye başkasına sattı demiyorum artık kim gereksiz ezik ve gay bi çocuğu isterki
Ben hiç bir zaman iyi bi çocuk olamadım
O ailede beni sadece Minji seviyor ama oda büyüdüğünde nasıl ezik gereksiz biri olduğumu anladığında benden vazgeçecek
Ben hiç bir zaman sevilmedim...
Gün daha yeni doğmuştu Minji'yi merak ediyordum ne yapabilirdim acaba korumalardan birinin telfonuyla haber verebilirmiydim korumalar telfonlarını hayatta vermezler ama şansımı denemekten bi zarar gelmez
Yataktan kalkıp kapıyı yavaşca açtığımda mutfak diye bildiğim taraftan sesler geliyordu odadan dışarıya adımımı atacağım sırada korumanın
'Bi daha izinsiz o odadan çıkarsan ikimiz içinde kötü olur' dediği aklıma geldi odadan izinsiz çıkarsam gerçekten kötü olabilirdiBelki buradan seslenirsem gelirlerdi
" p-pardon bi bakabilirmisiniz" dememle mutfaktaki sesler durmuştu bense sakince mutfaktan çıkacak kişini bekliyordum birden içerden yaşlı bi kadın çıktı bense oradan çıkanın kadın olacağını bilmediğim için biraz şaşırdım daha sonra başımı aşağı eğdim kadınsa gülümseyerek bana doğru yaklaştı ve konuşmaya başladı "sen jungkook'musun evladım" diye sorduğunda "şey.. evet" demiştim başkalarıyla fazla konuşmadığım için fazka utangaç ve korkaktım sanki birileriyle konuşsam beni kıracak bişey diyecekmiş gibi
"Şey.. acaba sizden bişey isteye bilir miyim"
"Tabikide isteyebilirsin yoksa acıktın mı"
"Hayır öyle bişey değil.. acaba bana telfonunuzu verebilirmisiniz kardeşimi aramam lazım.. iyi olduğumu söylemeliyim"
Kadın söylediklerim karşısında biraz susup daha sonra konuşmaya başladı "evladım vermeyi çok isterdi-"
"Burda neler oluyor" yine o iğrenç adam gelmişti "b-ben sadec-" yaşlı kadın sözümü keserek "o sadece acıktı yemek istediğini söylüyordu" kadın beni kurtarmıştı bana kalacak olursa doğruları söylerdim çünkü hem yalan'dan nefret ediyor hem de yalan söylediğimde karşımdaki adamın doğruları gözlerimden okuyacağını sanıyordum hepsi korkum yüzündendi lanet korkumu yenemiyordum işte
Birden gözlerim dolmuştu ağlamamak için direniyordum boğazım düğümlendi "kafanı kaldır" tanrı aşkına kafamı nasıl kaldıra bilirdim şu an iğrenç durumdayım kafamı kaldırmadığım için adam sinirlenmiş olmalıydı "KAFANI KALDIR DEDİM KÜÇÜK SÜRTÜK" demesiyle kafamı kaldırıp iğrenç yüzüne iğrenmiş şekilde bakmıştım bana 'sürtük' demeye hakkı yoktu şu an dolu olan gözlerimi umursamadan o iğrenç adama bakıyordum fakat bu uzun sürmedi kafamı eğdiğim anda gözlerimden yaş firar ederek direkt yere dökülmeye başladı
Neden ben? neden ben yaşamak zorundaydım bu hayatı
her kes mutluyken neden ben mutsuzdum bu hayatı hak edecek ne kötülük yapmıştımki şimdiye kadar kimseye bi kötülüğüm değmemişti karıncayı bile incitmemiştim
tanrı neden beni cezalandırıyorduki

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Taciz'in bedeli
FanfictionKimsenin yaklaşamadığı korkunç ve sert mafya Kim Taehyung, yolda gördüğü tacize uğrayan küçük çocuğu evine alır ☆düzyazı Semetae Ukekook DÜZENLENECEK