BÖLÜM 2 : PRENSİNE GİDEN DEĞİL ONDAN KAÇAN SİNDİRELLA

54 5 0
                                    

Merhabalar! Kimler bu hikayede benimle beraber bilmiyorum fakat o kadar istekli bir şekilde yazıyorum ki bu hikayeyi, yazmaya da devam edeceğim. Sonuçta Evde Kalmış biteli uzun zaman oldu ve benim hayal gücüm sürekli devrede. İnanıyorum ki bu hikayeyi de seveceksiniz. İyi okumalar diliyorumm okuyan okumayan bütün okuyucularımı çok seviyorum! Görüşmek üzere. 🤍🤍🤍
Oy atmayı, yorum yapmayı unutmayın olur mu? 😉

---

Oturduğum, düğün yerine yakın olan otobüs durağına gelip giden ve beni dilenci zanneden insanlardan sıkılarak  ayaklarıma bakmayı sürdürdüm.

Ne zordu hayat. Ne kadar da saftım,onların o eski en yakın arkadaşımın ve anneme benzettiğim gözleri olan adamın dediği kadar vardım..

Ben nasıl inanmıştım? Nasıl güvenmiştim hepsine?

Ailem bilmiştim. Bütün hayatımın kurtarıcısı bellediğim insanlar aslında hayatımı cehenneme çevirmek için zaman kollayan insanlardı.

Babamın bana miras bıraktığından haberim bile yoktu hem ne mirasıydı ki bu? Babam miras bırakacak kadar zengin miydi?

Bunların hepsinin hesabını vereceklerdi. Her şeyi öğrenecektim ama şuanki halimle olmazdı.
Toparlanmam, kendime zaman vermem lazımdı. Her şeyi sindirebilmek için..

Uzaklara gitmek istiyorum. Çok uzaklara.Beni bulamayacakları yerlere.

Ama şans bu ya, ne param vardı bunu halledebilecek kadar ne de bilgi ve gücüm.

Her bakımdan yetersiz hissediyorum kendimi.

Bacaklarıma gözümden damlayan yaşlar döküldükçe güldüm.

Bu benim acıyı benimseme biçimimdi belki de bilmiyorum. Gülüyordum.

Kendime. Halime. Etrafımdaki insanlara..

Burnumu çekip bir elimle gözlerimi sildim.

Önümde bir otobüs durdu ve insanlar indi. Sonra otobüse yeni insanlar bindi.

Otobüs gitti. Sonra başka otobüs geldi. Aynı şey tekrarlandı ve ben orda oturup ağlamaya düşünmeye devam ettim.

Hava iyice kararmıştı. Düğünümü 8' de yapacaktık. Sanıyorum saat 11 olmak üzereydi. Saatler geçmişti çünkü.

Kolumdaki saate baktım göz ucuyla. Haklıydım saat 10.50 'ydi. Kendime bu gecelik kalacak güvenli bir yer bulmalıydım.

Önceliğim şu anda buydu.

Yüzümü iyice sildim ellerimle.

Yanıma birinin oturmasıyla poşetimi  iki ayağımın arasına  koydum.

"Daha ne kadar burada oturup ağlamayı düşünüyorsun? Merak ettim."

Duyduğum sesle kafamı kaldırıp yana baktım.

Bu oydu şu bana yardım eden garson.

Hava çok karanlıktı ama yol lambaları biraz olsun yüzünü gösteriyordu.

"Sen? Senin ne işin var burada? Nasıl buldun beni?"

Soruma karşılık güldü. Gülünce yanağında çizgiler oluşuyordu.

Karşıya bakıp parmağıyla orayı işaret etti. "Düğün salonunun karşıda olmasından dolayı olabilir.Hem otobüsüm de buradan kalkıyor."

Kafamı sallayıp önüme döndüm.

"Soruma cevap vermedin Peri."

İsmimi söyleyince omuz silktim."Bilmiyorum. Kalacak yer düşününce belki?"

MODERN SİNDİRELLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin