Bölüm 10

138 19 3
                                    

"Aşığın olamaz tenim."

Eftal'den

Anılın Hiranın bileğini tutan eline baktım. Yetti bu kadar. Karşımdaki görüntünün verdiği sinirle Anılın o bok suratına yumruk attım. Çocuk iki metre yere serildi.

Eftal "Sana o bileği bırak demiştim."

Sonra hiç beklemediğim ve bana derin hayal kırıklığı yaşatacak bir olay oldu.

Hira "Ne yapıyorsun sen!"

Anılın yanına gidip onu kaldırmaya çalıştı.

Hira "İyi misin??"

O an dank etti. Hira benim hiç bir şeyimdi. Ve ben az önce haddim olmayarak onun hayatına karıştım.

Olanlara daha fazla katlanamadım. Ceketimi alıp mekandan çıktım. Arkamdan Nisan geliyordu.

Nisan "Ben sana dedim. Bu kız seni üzer, hayal kırıklığına uğratır dedim."

Eftal "Nisan lütfen. Sonra konuşalım."

Arkasından Eslem geldi.

Eslem "Kızı rahat bırak Nisan. Gördüğü manzara onun iyi ders olmuştur."

Oldu. Boyumun ölçüsünü aldım. Bundan sonra bir şey yapanın amına koyayım.

Onları orda bırakıp arabama doğru yürüdüm.

Masal bitti. Gerçek hayata döndüm. Bir tokat gibi çarpttı yüzüme. Ben onun için hiç kimseydim ve bu değişmeyecekti.

2 gün sonra.

2 gündür evdeydim. Ne üniversteye gitmeye halim, ne de kızlarla konuşmaya mecalim vardı.

Bazen kurduğumuz hayaller boyumuzu aşar. Asla gerçekleşmeyecek olsa bile biz kurmaya devam ederiz. Sonra hayat hatırlatır, haddimizi bildirir.

En azından 2 gün uzak kalmak istedim. Hira'yı görmeyi geçin sesini dahi duymaya dayanamam.

Ruhu yorgun düşmüş birine cennet bahçelerini bile vaad etseniz dahi mutlu olmaz. Mutlu olmaya hali kalmaz zira.

Ev yürüyen çöp poşetiydi sanki. Kızlar böyle görseler küfür yerim. Aralarında sözde en titizi benim.

Telefonum titreyince masanın üzerinden aldım.

Hande arıyordu. Açmazsam kapıma bile dayanır.

Eftal "Efendim"

Hande "Nerdesin sen kaç gündür? Çıktın gittin, haber etmeden. Kızlar arama yalnız kalsın dediler ama yeter bu kadar yalnızlık sana. Adres ver geliyorum."

Birilerinden fena azar yiyeceğim galiba.

Eftal "Evdeyim."

Hande "Kapat geliyorum."

Eyvah. Sıçtım.

Yaklaşık 20 dakika sonra gelmişti.

Kapıyı alacaklı gibi dövmesinden belliydi siniri. Korksamda kapıyı açtım. Karşımda sinirli ve oldukça endişeli arkadaşımı görünce yiyeceğim azarın boyutunu tahmin etmeyi bıraktım.

Beni itip içeri geçti.

Hande "Sana dedim. O kıza güvenme kendini yakacaksın dedim. Dinlemedin. Daha ne olduğunu anlamadan bir baktım yan yanasınız sürekli. Al işte bak postayı koydu sana. O çocuğu görene kadar koynuna sığınan kadın, yumruk attın diye sana bağırdı. Rezil etti. Bir nevi haddini bildirdi. Değdi mi peki? Aylardır uğruna gözyaşı döküp bizi yok saymana?"

Ellerim tittiriyordu istemsizce. Lanet anksiyete.

Eftal "Aldım ben boyumun ölçüsünü. Beni yara bandı yapmak istedi ama eyvallah uyandım."

Hande "Ben arkadaşımı sokakta bulmadım. İzin vermem. Ne senin yanına yaklaşmasına ne de konuşmasına. İzin verdik, karışmadık gördük durumu. Acını çek eyvallah buna lafım yok. Gel kollarımda ağla ama bir yere kadar. Kimse için arkadaşımın mahvolmasına izin vermem."

Gözlerim dolmuştu. Ne güzel dostlar biriktirmişim ben.

Yanıma gelip sarıldı.

Hande "Lütfen Eftal bir daha haber vermemezlik yapma."

Sarılışına karşılık verdim. Üzmüştü onu. Belli ki fark etmeden kırmışım kalbini.

Bölüm gecikti kusura bakmayın. Okuduğunuz için teşekkürler!

Zelzele Hanım (GXG)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin