Testere "Ömür, burda seni alakadar eden bir şey yok. Senin de dediğin gibi bu benim ekibim" dedi. Pense, bana yumuşak bir şekilde bakıyordu, ama aynı zamanda da ağlıyordu.
"Ne kadar zavallısın ya. Kız ağlıyor farkında mısın?" Dediğim de Pense'ye döndü "Mızmızlanmayı kes aptal. Burda duygu sömürüsü yapacağına bir işe yara" diyince çok sinirlenmiştim. Bir insanı ezmek ne kadar kolay geliyordu.
Her hatasını yüzüne göstererek, onunla alay edip, aşağılamak. Çok kolaydı. En sonunda Testere'ye tokat attım. Attığım tokat hızlı olsa gerek, sandalyede dengesini kaybedip yere düştü.
Hiç kimse de onu kaldırmadı. Demek ki bu ekipte cidden bir sıkıntı vardı.
Pense, ayağı kalktı ve gözlerinden akan yaşları silerek Testere' yi kalkmasın da yardım etti.
Gurursuzluğun da bu kadarı cidden.Gün, arkamda belirince kolunu omzuma attı. Testere, Gün ile bana bakınca sinirlendi galiba çünkü kaşlarını çatmıştı.
Gün " İyiki liderimsin, liderimizsin Ömür. Arkandakiler ve ben seninle gurur duyuyoruz" dedi. Önce ona sonra da arkamda duran ekibime gülümsedim ve hep beraber yürüyerek yemekhane den çıktık.
Yıl " Ulan sen öyle konuşunca ağlayasım geldi de, Asır osurunca bayılasım geldi" deyince Asır, Yıl' ın ensesine doğru şaplak attı " Bana bak ağzı süt kokan pıtırcık. Bana laf atmadan önce bir daha düşün yoksa kaslarımla boğarım seni" dedi. Yıl, ağlamaklı bir ses çıkararak " Olmayan kaslarınla mı" diyince Asır, Yıl' ı kovalamaya başladı. Yıl, çığlıklar eşliğinde koşarken kızlar tuvaletine girince kıyamet kopuyor sandım.
Kızlar, ellerinde ki çantayla Yıl' ın kafasına vuruyor ve "Sapık!" Diye bağırıyorlardı. Yıl, bu sefer Usain Bolt' a fark atacak sekilde koşmaya başlayınca kızlarda geri tuvalete gitti.○○
Pense ' nin ağzından;
Araf ve ekibi, bana kötü davranıyorlardı. Araf ve ekibi diyorum çünkü beni, aralarında bir süs olarak taşıdıkları ap açık belliydi.
Bu benim, ırk değişikliliğim den kaynaklı olduğum için di galiba. Başka bir neden aklıma gelmiyordu.
Ben onlara, bir yanlış yapmamıştım.
Bugün olanlarda çok utanmıştım.
Ömür, Araf'ı yani Testere' yi aşağılarken, Araf hiçbir kelime etmiyordu. Bende liderimiz olduğu için onu koruma amacıyla Ömür' e, laf atmıştım.
Ömür ve ekibi, kahkahalarla gülerken Ömür, bana "N'olur aileme zarar verme abla" demişti çok hatırlamıyorum.
Bu dedikleri üzerine onlar daha çok gülmeye başlamışlardı ki, bizim ekip de gülmeye, benimle alay etmeye başladılar.
Sonra zaten olayları biliyorsunuz. Ömür, beni korumuştu.Odaya geldiğimiz de Berfu yani Vida, kolumdan tuttuğu gibi bir köşeye sürükledi.
"Sen bizi nasıl utandırırsın Lily! O kıza Araf bile cevap vermemişken sana mı düştü cevaplamak? (!)" diye bağırınca afalladım biran. "Berfu, ben sadece-" diye devam ediyordum ama sözümü kesip " Sen sadece ne? Bak Lily, Araf'a yanlış yapacak bir şey daha yaparsan bak sana ne yapıyorum o zaman" diye ikizini savunmaya geçti.
Bende sadece baş sallamakla yetindim.
Berfu, kolumu bırakıp gittiğinde bitti sanmıştım. Yatağıma doğru ilerlerken Uraz yani Kelpeten, çıkardığı üstünü bana doğru fırlattı ve " Hadi bakalım Pensecik, göster marifetlerini" diyip gülmeye başladı. Bende bir şey demeden Uraz' a ait olan lavaboya gidip, kirli sepetine üstünü attım.
Yatağıma yatacaktım ki ıslak olduğunu fark ettim. Matkap yani Özlem, sürahiden içtiği suyu yatağıma dökmüş, herkesle beraber bana gülüyorlardı."NOT: ALET EKİBİNİN GERÇEK ADLARI:
Testere: Araf Ladik
Araf' ın ikizi Matkap: Berfu Ladik
Yabancı kız: Lily Sky
Matkap: Özlem Hanoğlu
Kelpeten: Uraz Alas"Artık katlanamadım ve "YETER!" diye bağırdım.
Hepsi birden bana şaşkınca bakınca sinirden gözlerimin dolduğunu hissettim.
"SİZE HİÇBİR ŞEY YAPMAMAMA RAĞMEN BENI DIĞER EKİBE KARŞI AŞAĞLADINIZ, GÜLDÜNÜZ HER ŞEYİ YAPTINIZ AMA YETER!" böyle bağırdıkça sesimin kısılmaya başlayacağını bildiğim halde gene de susmadım.
" DAHA BENİ TANIMAMANIZA RAĞMEN NEDEN BANA BÖYLE DAVRANIYORSUNUZ? (!) NE YAPTIM, NE YAPMADIM AMA HEPİNİZİN CANI CEHENNEME!"
dedikten sonra kapıyı hızla çarpıp kapattım ve uzun koridorda koşarak uzaklaşmaya başladım. Çatıya giden merdivende durduğum da hiç düşünmeden merdivenleri hızla çıktım ve demirlerle sarılı yeride geçtikten sonra çatıya ulaşmıştım. Düşmemeye gayret ederek akşam güneşinin altında olan bir yere oturdum.
Hâlâ sinirden akan gözyaşlarım, bir anda daha fazla çoğalarak beni hıçkırıklara boğdular.
Gözümden her akan yaş, canımı daha çok yakıyordu ama zamanla da alışıyordum.
Annem ve babam, beni isteyerek kucaklamamışlar dı bu dünyada.
Annem, sırf beni doğurdu diye gecenin bir vakti annemi bıçakladığından beri öksüzdüm. Babam, sonradan ne yaptığını fark ederek ambulansı aramış ama annem çoktan melek olmuş.
Doktorlar annemin öldüğünü söyledikleri zaman babam, beni kucağına alıp bir yere götürmüş. Daha o zaman yeni doğmuş bir bebektim, dedemin anlattığına göre babam, benim anne sütünden yararlanmam için bir kadına götürmüş bende o kadının sütünden yararlanmıştım.
2 yaşına kadar o kadından süt emmiştim. O sıralarda ise babam çok alkol aldığı için hastaneye kaldırılmış ama kurtaramamışlar dı.
Yani şuan anlatmak istediğim, beni ailem bile istememişken onlardan beni kabullenmesini istemek çok saçmaydı.
Eğer ben, bu dünyada, bu evrende istenmiyorsam... varlığıma gerek yoktu.
Telefonumu açtım, okul grubuna girip Ömür'ün numarasını bulduğum anda direk aradım. 4. Çalışta açtığında ince sesini duymuştum "Alo?"
"Ömür, ben Pense. Okulun çatısına gelir misin? Tek başına" diye sordum. Nefes alıp verdikten sonra tekrar ince sesini "Tamam, gelirim. Şimdi mi?" diye sordu.
Bende teşekkür ettim önce ve sonra da hemen gelmesine gerek olmadığını, geceye doğru gelirse mutlu olacağımı söyledim oda kabul etti.○○
Gece saat 02:10, günlerden Çarşamba.
Ömür'ü beklerken çok düşünmüştüm ve yapacağım şeyi uygulamaya karar vermiştim.
Tahta kapının açılmasıyla gözlerim o tarafa döndü. Ömür'ün geldiğini gördüğümde gülümsedim oda bana gülümsedi. Yanıma doğru gelirken "Kusura bakma geciktim" dedi bende sorun olmadığını, oturmasını söyledim.
Beraber karşılıklı otururken bana doğru bakmaya başladı. Bakarken gülümsediğini fark ettim.
"Beni neden çağırdın Pense? Çatıdan atmak için mi?"
"Hayır hayır teşekkür etmek için" kaşlarını anlamaz biçim de çattı ve sorarcasına baktı.
"Testere'ye karşı beni koruduğun için. Bana karşı hep böyleler, bir kere olsun beni tanımaya çalışmadılar" dediğimde gülümse di, sıcak elleriyle de sol elimi tuttu " Teşekkür etmek için güzel bir sebep değil dimi? Çünkü etmene bile gerek yok. Onlara yaranmaya çalıştığını biliyorum Pense" dedi. Duygularıma yenik düştüm. Hem ağladım, hem de Ömür'e sarıldım. Ağlarken fark ettim. Zambak gibi kokuyordu. Ben ağlarken sıcak elleri saçlarım da dolaşıyordu.Ilk defa biri bana, bu kadar sıcak, yakın, iyi... davranmıştı. 5 dakika olmasına rağmen bile.
Onun bana sarılması bile, acıyan yaralarıma merhem olmuştu. Çünkü bu zamana kadar ilk defa kendimi yalnız hissetmemiştim. Bana yapılan bu iyiliği karşılıksız bırakmamak için ruhumu kafese koymaya hazırdım. Ben bu kadar acınasıydım. Biri bana sarılsa yeterdi.
Sarıldığım boynuna biraz daha uzandım ve "Ömür, benim adım Lily Sky"
Dediğim an sırtımda bir acı hissettim. Sonra gökyüzüne baktım. Bir yıldız kayıyordu. Ve diledim.
Ömür'ün bu hayatta hep mutlu olmasını diledim...Sonra ayaklarım dan, bacaklarıma. Ordan belime kadar bir ağrı hissettiğim zaman sol gözümden bir yaş aktı ve Ömür'ün saçlarına düştü. Sonra huzurlu bir şekilde son bir defa Ömür'ün zambak kokusunu içime çektim. Lily, adımın anlamı da zambaktı zaten. Ruhum, emin ellerde, Allah'ın huzurundaydı artık.
Neden hemen Lily'i öldürdün diye soracak olursanız. Arkadaşlar, kimin hangisi olduğunu bende unutuyorum ve çok yerde rol almayan karakterlerden birisi olduğu için Lily'i feda ettim. Affet beni Zambak Lily...
♡[]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ KELEBEK
Teen FictionOkuduğunuz bir okul ne kadar garip olabilir? Burada yani okuduğum okulda ismimizi düşmanlarımızın bilmesi yasak. Burada bir gün, bir saat olarak sayılıyor. Burada yasakları çiğneyen olursa ruhu, bedeninden alınıyor. Sadece bunlarla kalınacağını bil...