Gülsün başkası, umrumda değil. Karşımda senin gülen yüzün ve gamzelerin varken...
Bugün Egemen malının doğum günü olduğu için annem beni pasta almaya yollamıştı. Hayır yani eşşek kadar adama neden sürpriz yapasın ki?? Çok meraklıysan, kendin al kardeşim istemiyorum ben.
Bunları tabii ki annemin yüzüne karşı demedim. Yoksa....
Bir pastahanenin önünden geçerken; pasta almayı unutup karşı da duran salağın keline şaplak atmaya gidiyordum.
Kel tanıdık dı zaten. Teyzemin oğlu Özgür. Bu çocuk ergenken daha yakışıklıydı. En azından saçları vardı o zamanlar yani o yüzden. Şimdi, kel kafa, kaşını çizdirip durduğu için kalmayan kaş ve yazın dahi ayağından çıkarmadığı pis adidas çorapları.
"Iğrençsin Özgür!" diye bağırıp ensesine şaplağı geçirdim.
"Ulan manyak. Benim burda karizmam var ne yapıyorsun?" Dediğin de güldüm. Hatta kahkaha attım. "O çoraplarla mı? Altı delinmiş mantar ayağın gözüküyor iğrençç!" Dedim.
Ayağına baktı sonra bana baktı. " Benim gibi yakışıklı" dedi. Göz devirdim ve girmediğim pastahanenin yanına yürümeye başladım. "Kız dur bisey sorcam. Şu ergen Egemen' in doğum günümü?" Diye sordu. Başımı olumlu anlamda salladım. " Eşek oğlu eşek. 23 yasina giriyor hâlâ doğum günü yapıyor" " Lan mal, ben daha 20 yaşındayım o sığır nasıl 23 olsun"
"Lan sen o kadar yaşlı mısın?" "Maalesef" dediğim de yengen geliyor akşam gelirim pasta yemeye dedi ve yanımdan ayrıldı. Hangi mal buna bakıyor ki? Acaba bilmediğimiz bir şekilde zengin mı? Neyse boşver Müge. Moralin bozuluyor sonra.Pastahaneye gidip Egemen malını sinir edecek pastayı almıştım; prensesli.
Üstüne de İyiki Doğdun Güzel Kızım♡ yazdırmıştım. Niye mı? O malı sinirlendirmeyi bayılıyorum çünkü.
Ama düzgün bir hediye alacaktım bu sefer. Galiba bilmediğim bir şekilde Egemen, beni seviyordu. Ama zavallı kardeşimi ben.... eh iste. Yok kız seviyordum. Geçen doğum günüm de bana Disney Prensesleri baskılı bir üst, bir de Hello Kitty kutulu airpords "doğru mu yazdım bilmiom askolar sorry" almış ve demişti ki "Bu hediye gördüğüm tek prenses için". Kız var ya, kardeşim olmasa bana aşık sanacaktım yeminle.
Gördüğüm ilk mağazaya girdim. Ergen bir insan olduğu için hep siyah giyinen "bende öleyim ama kelime sayısı artsın die böle yapiom askolar. Yoksa ergenlikle alakası olsaydı babam..." kardeşime bol, siyah, üstünde I am not bad yazıyordu. İngilizcesi var mı şüpheliyim ama neyse. Hediye paketi yaptırıp eve geçecektim ki, bana çok güzel şeyler aldığı için bende son bir defa bir şey almak istiyordum.Tekrar bir yere girdiğim de ne alacağımı bilmiyordum. Öyle boş boş bakıyordum. "Ömürcük?" diye tanıdık bir ses geldiğin de arkama döndüm ve Testere'yi gördüm.
"Testere?" Dedim bende. Öyle boş boş birbirimize baktıktan sonra "N'oldu? Bir şey mi soracaktın?" Diye sordum.
"Annemin doğum günü de, ben ne alacağımı bilemedim. Eğer vaktini çalmazsam bana yardımcı olur musun?" Benden kibarca yardım mı istemişti o? Ama sen böyle konuştun diye ben yardım edemeden duramam ki. "Olurum. Olurum da, sende bana yardımcı olur musun? Bugün benim de erkek kardeşimin doğum günü ben ona ne alacağımı bilmiyorum" dedim. Oda "Tabii ederim. E şey önce senden mi-"
"Seninkin den başlayalım önce" dedim gülümseyerek. Yaw Müge, sen ne diye rakibine gülümsüyorsun? Aman bosver.
Bir yere doğru yürüdüğümüz de durdum, ve ona döndüm "Annen ile aranda özel olarak yaptığınız bir şey var mı?" Diye sordum. "Dedikodu" dediğinde kahkaha atmaya başladım. Hemde cok feci. Testere den beklemediğim haraketler. Kahkaha mı sonlandırıp ona baktığım da "Çekirdek ve kola almaya ne dersin?" Diye öneri sunup tekrar güldüğüm de oda gülmeye başladı.
" Cidden aslında, alabilirim. Ama başka bisey de almak istiyorum"
"Annen başka ne sever?"
"Çiçekleri sever"
"Hangi çiçekleri"
"Papatyaları"
"E bide papatya alırsın, üstüne de not yazarsın"
"Teşekkür ederim" diyip gülümsedi. Bende karşılık verdim gülümsemesine.
"Senin kardeşin nasıl biri?"
"Mal biri"
"Ha, şey tamam ama. Neyse anladım" kekelemesine gülmeye başladım. Yazık iki dakika da beyni sulandı çocuğun. Tabii varsa💅🏻. Şuan yardım ediyoruz birbirimize ama bu rakip olduğumuzu değiştirmiyor.
"Oyun oynamayı sever. Çok sever. Baya sever"
"Başka?"
"Fotoğraf çekmeyi sever"
"Buldum ama pahalı biraz sanki"
"Ne?"
"Fotoğraf makinesi?"
"Olabilir aslında. Sağol tekrar" dedim ve gülümsedim. Oda gülümse di ve "Rica ederim. Görüşürüz o zaman" "Görüşürüz" dedim bende ve o kendi annesine bende kendi kardeşime hediye almaya gittik.○○
"DBXBDBXHDHXHDBXBDBXHXBX iyiki doğdun güzel kızım yazıyor!" dedi Özgür kahkahalarının arasından. Size bir şey söylim mı? Egemen malı bu pastayı görünce sinirlenmedi. Aksine oda gülmeye başladı. "UDBDHDBDBDBXHDBXB canım ablam ya düşündüğün yeter" dedi Egemen ve ıslak ağzıyla yanağımı öptü.
Bende gülüyordum bozulduğumu görmesinler diye. Zorla.
Egemen'in pastasını kesip, bazı şeylerden de yedikten sonra ona aldığım hediyeleri verdim. Siyah sweat ve Testere sayesinde aldığım fotoğraf makinesi. "Ablamm, canım, canımın ici, aşk ablam, ömrüm, herşeyim seni çok seviyorum! Bana fotoğraf makinesi almış!!" diye bağırırken bir yandan da öpüyordu. " Ulan ayı! Bitek bunu mu aldım sence, diğerine de baksana!" Dedim bende. Yeni aklına gelmiş gibi yaptı sonra, kendi üstünde ki sweat ı herkesin önünde çıkardı ve benim aldığımı giydi. Evde ki herkes ondan büyük olsa da bu yaptığı terbiyesizlikti. Kafasına vurdum. Ama aldırmadı mal.
Beğenmiş olacakki telefonundan kendini çekip birilerine yollamaya başladı.
Bugün de sevap kazandığım için, ve gürültü den başım şiştiği için odama çıktım ve yatağıma yattım.
Kollarımı iki yana doğru açtığım sırada, sağ kolumun altında bir şey fark ettim. Bir demet zambak ve zambakların arasında küçük bir papatya. Üstünde de bir not." Gülsün bir başkası, umrumda değil. Karşımda senin gülen yüzün ve gamzelerin varken..."
Neydi şimdi bu? Evimi de mi buldular. Hadi bulduysan buldun da, KİM KOYDU LAN BU ÇİÇEKLERİ BURAYA? (!).
En sevdiğim iki çiçek olduğu ve her türlü çiçeği sevdiğim için, çiçekleri su dolu bir vazoya koydum. Notu da parçalara ayırıp çöpe attım.
Neler olduğu konusun da hiçbir fikrim yoktu ama bu sapığın bana taktığı kesindi.
Telefonuma gelen bildirimle gene şaşırmadım.
Bilinmeyen bir numara.Bilinmeyen: Bir şey yazmadan sadece beni dinlemeni istiyorum n'olursun. Şu şarkıyı dinler misin?
Ben: Hangi şarkıyı?
Bilinmeyen: Karsu: Bırak Beni Böyle
Bir şey yazmadan youtubeye girip şarkıyı açtım ve dinlemeye başladım.
Artık bana bakma, koynuma da girme
Uzak ol, mazi ol...
Gönlüm den vazgeç, kalbimi bırak
Bakma, dönme, bırak beni böyle...Müziğin ritmi ile kırpışan gözlerim den bir anda yaşlar akmaya başladı. Şarkı çok güzeldi...
Karşıma ki koltuk boş kalsın,
Şarkımız bir bana çalsın...Şarkı da bile çaresizlik akıyorken, benim gözlerim den niye yaş akmasın ki?
Salı verdim göz yaşlarımı, akarken benim de çaresizliğimi götürsünler.Merak etme, ben düşmem...
Bakma, dönme, bırak beni böyle.....
E
vet sucuklu yumurtalarım.... bir kaç bölüm sonra final yapmayı planlıyorum açıkçası, çünkü aklımda süpo yaza uygun bir kitap var. Ve tahminlerinizi alim. Sizce kim aldı o çiçekleri Müge'ye????
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MAVİ KELEBEK
Teen FictionOkuduğunuz bir okul ne kadar garip olabilir? Burada yani okuduğum okulda ismimizi düşmanlarımızın bilmesi yasak. Burada bir gün, bir saat olarak sayılıyor. Burada yasakları çiğneyen olursa ruhu, bedeninden alınıyor. Sadece bunlarla kalınacağını bil...