17 bölüm "Karısı"

9 2 0
                                    

4 yıl sonra

×××

"Merhabalar bugün tam 23 yaşıma bastım ve artık 4 yıldır burada babamın yanındayım eğitimim bitti bir hastanede psikolok olarak çalışıyorum ve evet Erene gelince bu güne kadar hiç konuşmamıştık hatta ben ona mektuplar yollasamda o bana göndermiyordu, hayatıma bakıyorum sevdiğim, sevgilim yok olmasını da istemiyorum"

Günlüğümü yazıp babamın yanına gittim

"Nasılmış doğum günü kızı"

"Harika"

"Şimdi sana söyleyeceğim şeyle daha da mutlu olacaksın" dikkatlice babamı dinledim

"Neymiş" konuşmaya başladı

"Bugün Türkiye'ye dönüyorsun"

"Ne şakamı" duyduğum şeyle şok olmuştum

"Ben Türkiye'ye falan gitmek istemiyorum burda harika bir hayatım var"

"Pelin gideceksin dedim"

"Baba sen nasıl bir insansın ordan beni buraya getirttin hayatımı mahvettin değiştirdin, şimdide burdan oraya yolluyorsun burdada hayatımı mahvediyorsun yeter artık ama" diyip kapıyı sertçe vurup dışarıya çıktım

Bir süre sonra kendimi postacının yanında buldum aklıma takılan bir iki şey için içeriye girdim.

Danışmanın yanına geldim

"Excusez-moi, quelqu'un nommé Eren Erdinç a-t-il envoyé une lettre ?"

Şey pardon Eren Erdinç diye biri acaba mektup gönderdi mi

"je cherche maintenant"

Şimdi bakıyorum

Derin nefes aldım

"Oui, il a été livré à une personne nommée Demir Gürsoy"

Evet, Demir Gürsoy isimli kişiye teslim edilmiş

Duyduğum şeyle kaşlarım çatıldı

"D'accord merci"

Tamam teşekkürler

Ordan çıkıp eve yürüdüm, nasıl yani şimdi ben Eren bana mektup göndermedi diye düşünürken o göndermiş mi ve bu mektupları babam alıp bana vermemiş olamaz ya inanamıyorum böyle bir şeye addımlarımı hızlandırıp eve vardım, kapıyı kırarcasına vurdum açtı.

İçeri geçip bağırdım

"Nerde Erenin mektupları!?"

Sustu

"Kızım dinlermisin beni"

"Baba sana Eren'in mektupları nerde dedim"

"Yok"

Babamın çalışma odasına koştum kapıyı kilitledim kasasının yanına geldim Allahtan şifresini söylemişti içini açtım içerisinde bir sürü mektup vardı gözüm dolmuştu mektupları alıp odama gittim bavulumu toplayıp hava alanından Türkiye'ye bilet aldım.

Aşağı indim babam koltukta mağrur halde oturmuştu

"Sana hayatında mutluluklar teşekkür ederim bu arada hayatımda geçirdiğim en berbat doğum günüydü"

"Pelin ben özür dilerim"

"Dileme görüşürüz"

Kapıdan çıktım yoldan bir taksi çağırıp hava alanına gittim uçağa bindim uçakta bütün mektupları tek tek okudum meğerse Eren benim için ne kadar endişelenmiş of baba her şeyi berbat etti bende durduk yere Erenden nefret ediyormuşum ve benim yazdıklarımı da ona yollamamış bir ikisinden başka tabi amacı beni ondan uzak tutacakmış..

İmkansız aşk Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin