Bölümü okumadan önce oy veriyoruz ve yorumlarımızı esirgemiyoruzz! Buyurun, okumaya başlayabilirsiniz🍃
*
Bölüm şarkısı:
Teoman- Galata'da Rıhtımda.****
Pars Demiralkan
BAZEN TEOMAN dinliyorum. Hayır, bu bazen olmuyor sadece, her gün. Kendimi buluyorum sanki bu adamda. Bana o duyguyu hissettiriyor: güven. Sahip olamayacağım tek duygu. O bana bu duyguyu veriyor, ben de almak istiyorum ama elim yetişmiyor. Küçüğüm, diyor karanlıktaki bir ses. Onu dinliyorum, ona uyuyorum. Henüz kozandasın küçüğüm, oranın tadını çıkar.
On yedi senedir hayattayım, küçük kız kardeşimden sonra, karşımda duran kız gördüğüm en güzel kız olabilirdi.
Olgun bir yüzü vardı, burnunun ucundaki ve elmacık kemiklerinin üstündeki çiller onu tatlı gösteriyordu. Boyu kısaydı, omuzlarıma geliyordu.
Karşımdan geçip yanıma geçmişti ve konuşmamızı böldüğünü anladığında birkaç kez öksürmüştü ve anında yanakları kızarmıştı.
"Özür dilerim," bir kez daha öksürdü, "Sanırım konuşmanızı böldü-" Sözünü kestim ve konuşmaya başladım, ona bakarak.
"Hayır, hayır." Dedim. Kız bana doğru döndü,
"Yok yok, ben bölmek istemedim, kusura bakmayın. Çıkayım ben." Tekrar ettim,
"Hayır, hayır. Buyurun," hafifçe eğilip elimle sandalyeyi gösterdim, "Ben şu an konuşmak istemiyorum. İyi hissediyorum." Boğazımı temizledim çünkü sesim utangaç bir tonla çıkmıştı. "İyi günler, Meray hanım. Her şey için teşekkürler!"
İyi değildim ancak sırayı yanımda duran kıza vermek zorundaydım. Benim bu odaya geldiğim gibiydi gözleri, kızarmıştı. Ve gözyaşlarına karışan, aynı zamanda da torbalarına dökülen uzun kirpikleri vardı. Benden daha kötü olduğu kesindi, amacım dert yarıştırmak değildi tabii ki. "Ben çıkıyorum o zaman." Kekeledim tekrar. Bu bana hiçbir zaman olmazdı çünkü insanlarla konuşmayı sevmezdim, kitaplarda ve filmlerde gördüğüm kadarıyla insanlar sevdiklerinin karşısında ve şok anında kekeliyordu sadece. Ben insanları da sevmezdim. Şok mu olmuştum peki? Sanmam.
Meray Hanım gözlerini kırpıştırdı, "Bir sonraki randevuyu hastanenin internet sitesinden alabilirsin, Pars. Umarım bir daha buraya yolun düşmez, iyi olmanı istiyorum." Orta ve işaret parmağımı birleştirip şakaklarıma koydum ardından ileri doğrulttum. Görüşürüz, dedim aslında.
İyi olmamı isteyen tek insansın.
Kız, yanımdan ayrıldı ve parmaklarıyla oynayarak sandalyeye oturdu yavaşça. Gözpınarlarını ovuşturdu. Direkt konuşmaya başladı, ilk cümlesi, "Merhaba, ben... Ben Liya. Liya Safir." oldu.
Arkamı döndüm hızlıca ve kapıyı usulca elimin tersiyle ittim. Kapı kapanırken ikinci cümlesini duydum, "Bir yolda gibiyim. Ve ileride çukur var."
Kapı kapandı. "Liya," diye tekrar ettim istemsizce, "Liya Safir."
BÖLÜM SONU.
**
NASILSINIZ??!
AŞIRI KISA AMA İÇİME SİNEN BİR BÖLÜM OLDU. BİR SONRAKİ BÖLÜMDE LİYA'NIN GÖZÜNDEN SAHNELER OKUYACAĞIZ😭
O zamana dek mutlu kalın, çünkü 3. bölüm kefenimiz olacak! eheheh Görüşürüzz<3 sizi sevenziii
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLERİDEKİ ÇUKUR. - (YARI TEXTİNG!)
EspiritualKaderlerine atılan kördüğümler, ip söküğü gibi ayrılmaya başladı. Ailesinin, kendi ruhundan büyük, baskılarından dolayı psikoloğa giden bir oğlan. Pars Demiralkan. Adam önüne bakıyor, ilerideki çukuru fark ediyor ancak batacağını bilmesine rağmen y...