BÖLÜM 2: ELEMENTLER
Yavaş yavaş okulu keşfetmeye koyuldum Andre'nin dediği gibiydi fakat bir kapı dikkatimi çekti. Oraya doğru yürürken muhafızlar önümü kesti. ''Oraya giremezsiniz. Daha fazla zorluk çıkarmayın lütfen.''
Dediler bende kafamı sallayıp oradan ayrıldım. Oranın gizemini çözecektim. Yürümeye devam ettim ta ki o sesi duyana kadar ''Merhaba'' dedi bir erkek sesi arkamı döndüm ve aynı anda birbirimizi incelemeye başladık.
Sap sarı saçları vardı. Yeşil gözleri kumral teniyle uyumluydu. Lacivert bir kot beyaz bir tişört giymişti beyaz deri ceketiyle çekici gözüküyordu en sonunda ona cevap verdim. ''merhaba'' dedim ''Ben Arthur Clark'' dedi ve elini uzattı ''Olivia Antonella'' dedim ve elini sıktım. ''Sonra görüşürüz'' dedim hızla oradan uzaklaştım.
Odaya geldiğim zaman üç tane yatak bir tane de ranza vardı en köşedeki ve cam kenarındaki yatağı seçtim. Oturdum ve düşünmeye başladım derken diğer 4 kızda tek tek gelmişti. Herkes birbirine bakıyordu.
En sonunda sarı saçlı benim gibi mavi gözlü beyaz tenli bir kız konuştu. ''Beatrix Novel hava elementindeyim.''' Daha sonra mavi saçlı mavi gözlü beyaz tenli kız konuştu. ''Glora Kalistar su elementindeyim.'' daha sonrasında kahverengi saçlı kahverengi gözlü esmer tenli kız konuştu ''Cassandra Irie toprak elementindenim.'' ''Aurora Lore zihin elementindeyim.'' Siyah saçlı mavi gözlü beyaz tenli ürkütücü bir kızdı. Sıra bana gelmişti herkesin göz odağı ben olmuştum açıkçası gerilmiştim. ''Olivia Antonella ateş elementindeyim''
dedim herkes birkaç dakika konuşmadı. Eşyalarını yerleştirmeye başladılar. Ben yerleştirmemiştim sadece bugün olanları düşünüyordum. Aurora arada bana bakıyordu ve kafamdakileri çözmeye çalışıyordu. Çok üstüme gelmek istememesiydi. Saat iki olmuştu yemek saati gelmişti.
Gloria bize söyledi ve merdivenlerden beşimiz inmeye başladık. Kendime tek kişilik yer arıyordum. Gözüme en köşedeki yeri kestirdim. Diğerlerine bir şey söylemeden oraya doğru yürümeye başladım. Bu yaptığım hareketi fark ettiler. Bir şey söylemeden gittiler oturduğum masa bir erkek masasının yakınıydı. Bir an hepsi dönüp bana baktılar. Aralarında tanıdık yüz görmüştüm.
Arthur'du onu görmüştüm onlarla göz göze geldim. Birkaç saniye bakıştık odağımı onlarla kestim. Düşünmeye başladım. Rüyadaki kelimeler tekrar aklıma geldi. '' Ateş, Su, Toprak, Zihin Alfea , Kalp, Hava, Elementler'' tabi ya element beş element ateş su toprak zihin hava Alfea diye bir peri okulu elementel bir dünyanın içindeydim. Bunu nasıl fark edemedim. Ama Kalp ne anlama geliyordu. Araştırmak için bu akşam kütüphaneye gelip ölümleri araştıracaktım bugün ölüm haberi almıştık. Bu aralar sık bir şekilde de alıyorduk ve katil insanların kalplerini alıyordu bu işlerin birbirleri ile bağlantıları vardı
. Hem bir ölüm haberi aldık diye böyle bir okula ölüm haberinden gelmek mantıksız olurdu. Bu iş bugün bitecekti. Dedim içimden yemeğime başlayacaktım. Karşımda masada bakıştığım çocukları gördüm. ''Nabersin kızıl kraliçem'' dedi içlerinden biri hepimiz şokla ona baktık. ''Oğlum sal kızı.'' Dedi içlerinden biri ''eğlence daha yeni başlıyor izleyin'' dedi bağırarak kurnaz olup son anına kadar çocuğu kazandıracaktım.
''Şimdi güzel kızılım beni takip et'' dedi ama ben yerimden bile kıpırdamadım boş gözlerle ona baktım elimi çekiştirdiğinde elini ters döndürürken ayağa kalktım onu sürüklemeye başladım duvara yasladım sertçe boğazına dirseğimi geçirdim sinirlendiğim için sırtımdan alev çıkmaya başladı adımlarını kimse bozmadı sadece bana odaklandılar ''eğer bana bir daha kızılım güzelim kraliçem dersen o dilini koparıp gözünün önünde yakarım anladın mı beni'' diye gürledim sesim bütün yemek salonunda yankılandı. Çocuk ter içinde kalmıştı ama umurumda değildi ''Anladın mı?'' d,ye bağırdım kafasını salladı ve serbest bıraktım.
