Bugün günlerden ne bilmiyorum ama yine bir okul günüydü ve ben yine her zaman yaptığım rutini yapıp okula gelmiş sıramda uyumaya çalışıyordum.Sınıfın kapısının açıldığını ve birinin yanıma geldiğini hissediyordum ama kafamı kaldırmak hiç içimden gelmiyordu ta ki o sesi duyana kadar.
"Jisung benimle gel"
Minho nun sesiydi bu. Kafamı yavaşça sıradan kaldırıp minho ya döndüm.
"Nereye?"
"Sadece gel"
Diyerek beni kolumdan tutmuş ve sınıftan çıkarmıştı. Cidden şimdi noluyordu.
"Yine arka bahçeye götürüp saçma saçma şeyler mi söyleyeceksin nereye?"
Minho sadece yürüyor beni yanıtlamıyordu. Okuldan çoktan çıkmıştık ve öylece yürüyorduk.
Sanırım kiraz ağacının yanına gidiyorduk.Biraz daha yürüyüp ve kiraz ağacının yanına vardığımızda minho bana dönmüştü.
"Çok garip şeyler oluyor jisung"
"Ne oluyor yine"
"Seninle sürekli bir yerlerde karşılaşmamız tesadüf değil"
"Nasıl yani"
"Kader ağlarımız bağlanmış"
"Ne saçmalıyorsun minho"
"Anlatacağım otur şuraya"
Kiraz ağacının yanına beni oturttuktan sonra minho yanıma oturmuş ve konuşmaya başlamıştı.
"Bak bazı şeyler duydum aynı bizim yaşadığımız gibi kiraz ağacından aynı anda kiraz yiyenlerin kader ağları bir daha çözülemiyecek üzere bağlanırmış. Ayrıca eğer kader ağları gerçekten bağlandıysa sürekli bir yerlerde karşılaşırmışlar"
"Bu ne demek oluyor"
"Kader ağlarımız bağlandı sanırım ama bunu ancak bir şekilde öğrenebiliriz"
"Nasıl"
"Bu güzel kiraz ağacı çürüdüğünde"
"Gerçekten anlamıyorum"
"Eğer bu ağaç çürürse kader ağları bu ağaç sayesinde bağlanan kişiler ölürmüş"
"Tanrı aşkına ne yaşıyorum ben önce saçma bir şekilde arkadaşımla küsüyorum sonra bu kiraz ağacı, kader ağları falan"
"Saçma bir şekilde küstüğümüzü mü düşünüyorsun jisung"
"Kesinlikle öyle düşünüyorum çünkü sen minho bir kişinin sikik bir yalanına inanıyorsun ve hiç sorgulamadan yanıma gelip hayatımdan çıktın jisung diyorsun Şimdi ise karşıma geçmiş kader ağlarımızın bağlandığını söylüyorsun"
"Ne demek yalan"
"Bu güne kadar hiç arkadaşım olmadı benim ya boktan bir hayatım vardı tek hayatım dört duvar arasındaydı sonra annem okul değiştirdiği için onun zoruyla bende değiştirdim ve inan ki ilk defa arkadaşım oldu birileriyle okulda iletişim kurdum ben ya şimdi gerçekten hayatımda olan tek kişiyle oyun oynadığımı mı düşünüyorsun!"
Artık bağırarak söylüyordum çünkü bağıra bağıra söylemediğim her cümle çıkmak için can atıyor gibiydi.
"Jisung ben"
"Sen bana hiç güvenmeyen insanlardan birisin işte minho!"
Oturduğum yerden hızla ayağıya kalkıp minho nun yanından ayrıldım minho bağırıyordu fakat ben şimdi sağır olmak hiç bir şey duymamak istiyordum.
Yine okulu ekmiştim annem kızacaktı ama şu anlık bu benim için önemli değildi.
Eve girip kapıyı hızlıca kapattım ve hemen odama doğru çıkmaya başladım.
Duygularım karmaşıktı üzgün müydüm, sinirlimiydim bilmiyordum bu yüzden yine raftaki günlüğüme uzandım.
"Garip bir gün
Oldukça garip
Hayatım kadar saçma
Bir günSinirli miyim?
Yoksa üzgün mü?Eşyalarımı devirmeliyim?
Yoksa gözüm çıkana kadar ağlamalı mıyım?Beni en çokta yoran buydu ne yapacağımı bilmiyordum.
Gerçekten kader ağlarımız mı bağlanmıştı
Ve ucunda gerçekten ölüm mü vardı.Nefret ediyorum bu işin içinden çıkamadığım olaydan çok fazla nefret ediyorum.
Kendimden ve yaşadığım her şeyden öylesine nefret ediyorum ki aynanın karşısına geçip tüm soru işaretlerini bağıra bağıra kendime söylemek istiyordum. Ama cevaplarını söylerken sesim kısılıyordu.
Peki ya ölüm.
Ölümden korkuyor muydum?
Kesinlikle evet. ölümden çok korkuyordum ama minho ile öleceksem ve gözlerimi hayata yumarken o yumuşak elleriyle tıpkı sıkı sıkı bağlanmış kader ağlarımız gibi ellerimi sıkıca tutacaksa,
Evet ben ölümün böylesine razıydım.Eğer ölümüm de yaşamımda minho ile olacaksa evet ben böyle bir kadere razıydım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cherry | Minsung
Fanfictionbir adet kiraz yemem ile başıma bin tane dert gelmişti. Ama önemli değildi çünkü o kiraz benim kaderimi minho ile bağlamıştı. Ölümümde, yaşamımda Lee Minho ile olacaktı.