2

881 71 47
                                    

BARBİE DEĞİL HARBİE

Hyunjin:
Ağlıcam

CİDDİLİ AĞLICAM ŞİMDİ

Felix:
Noldu

Hyunjin:
Minho arkadaşlarını getirdi

Yarım saattir getir götür yapıyorum

İşkence çekiyorum

Jisung:
Kov kafeden

Hyunjin:
Yapamam

Patronum kızar

Chan:
Yazık lan

İlk kez sana üzülesim geldi

Hyunjin:
Ağlatma beni😭😭😭😭

Bunu hak edecek naptım😭😭😭

Jisung:
Geliyim mi yanına

Hyunjin:
LÜTFEN

Jisung:
Tamam beş dakikaya ordayım
12.57
BUNLAR DELİRMİŞ
14.55

Chan:
Neden lan

Jisung:
Az önce bir tanesi peçete çok kuru diye peçeteyi değiştirdi

Hyunjin:
Minho yaptırtıyor

Çok eminim

Jisung:
Kavga çıkartıyım mı

Hyunjin:
Çıkartma

Yine bana iş düşer sonra

Felix:
De lan patronuna

Müşteri beni taciz ediyor

Bak bir daha gelebiliyorlar mı

Hyunjin:
Mantıklı lan

Ama patron burada yok

***
Hyunjin

Tezgahın arkasında dururken Minho yine beni çağırmaya başladı. Yanlarına gittiğimde diğer yan masada oturan Jisung yumruklarını sıkmaya başlamıştı. Bugün ayrı bir gergin sincabım benim.

"Ne var?"

"Ne bu tavır? Hani gülümseme?"

Gülümsedim zorla. Minho da gülümsedi.

"Bak böyle daha güzel."

"Ne istiyorsun?"

"Hm..."

"Minho dur artık."

Dedi Jeongin olduğunu tahmin ettiğim çocuk. Tuvalette garip bir anımız var. Oradan aklımda.

"Daha yeni başlıyoruz."

Dedi Minho çocuğa.

"Hyunjin özür dileriz bugün için."

Dedi Changbin. Borç vermiştim ben buna hâlâ ödemedi piç.

"Sorun değil. Minho'ya alışığım maalesef."

"Biz birazdan kalkacağız. Hesabı getirir misin?"

Minho oflayıp puflamaya başlayınca hemen gidip hesabı getirmeye başladım.

"Artık senin devamlı müşterinim sarışın."

"En son karakolda polis uzaklaştırma emrine ne dersin dediğinde evet deseymişim keşke."

Minho hesabı ödeyince ayağa kalktı ve dibime kadar geldi. Kahve ve sigara kokusu geliyordu. Ha bir de bunları bastıran ağır ama pahalı olduğu belli bir parfüm kokusu vardı. İyi bir zevki vardı koku olarak.

"Benden ayrı kalamayacağını ikimiz de biliyoruz."

Diyip gülümsedi ve çıktı kafeden. Changbin yanıma gelip elini omzuma attı.

"Geçen para üstünü tamamladın ya o parayı bahşiş olarak attım kardeşim. Bizim kitabımızda yapılan iyiliği karşılıksız bırakmak yok. Biz böylelerine ibne deriz."

Pek bir şey anlamamıştım ama galiba borcunu ödemişti...?

"Sağ ol...?"

Changbin omzuma vurup gitti. Yanlarında bir tane de Seungmin diye bir çocuk vardı salaktı ama o. Sakız yapıştırmıştı bir kere kafasına. Mal.

Hesabı alıp geri tezgah arkasına gittim. Yanımda bir de Beomgyu diye bir çocuk çalışıyordu. İyi çocuktu.

"Gittiler mi sonunda?"

"Evet."

"Şu ortalarındaki yakışıklıymış ama he."

"Minho mu?"

Güldüm. Ona karşı gelen her iltifat bana komik geliyordu.

"İsmi de güzelmiş. Ayarlasana bana."

"Başkasını bul."

"Neden? Yoksa sen mi hoşlanıyorsun?"

Güldüm.

"Ondan hoşlanacağıma Chan ile çıkarım daha iyi."

Dedim. Beomgyu güldü. Beraber işimize devam ettik ta ki benim vardiyam bitene kadar. Bitince kafeden çıktım ve otobüs durağına gittim. Eve gidene kadar sadece kulaklığımdan gelen müziğin sesini dinledim.

 Eve gidene kadar sadece kulaklığımdan gelen müziğin sesini dinledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

💗💗

Kafe|| hyunhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin