BARBİE DEĞİL HARBİE
Hyunjin:
AğlıcamCİDDİLİ AĞLICAM ŞİMDİ
Felix:
NolduHyunjin:
Minho arkadaşlarını getirdiYarım saattir getir götür yapıyorum
İşkence çekiyorum
Jisung:
Kov kafedenHyunjin:
YapamamPatronum kızar
Chan:
Yazık lanİlk kez sana üzülesim geldi
Hyunjin:
Ağlatma beni😭😭😭😭Bunu hak edecek naptım😭😭😭
Jisung:
Geliyim mi yanınaHyunjin:
LÜTFENJisung:
Tamam beş dakikaya ordayım
12.57
BUNLAR DELİRMİŞ
14.55Chan:
Neden lanJisung:
Az önce bir tanesi peçete çok kuru diye peçeteyi değiştirdiHyunjin:
Minho yaptırtıyorÇok eminim
Jisung:
Kavga çıkartıyım mıHyunjin:
ÇıkartmaYine bana iş düşer sonra
Felix:
De lan patronunaMüşteri beni taciz ediyor
Bak bir daha gelebiliyorlar mı
Hyunjin:
Mantıklı lanAma patron burada yok
***
HyunjinTezgahın arkasında dururken Minho yine beni çağırmaya başladı. Yanlarına gittiğimde diğer yan masada oturan Jisung yumruklarını sıkmaya başlamıştı. Bugün ayrı bir gergin sincabım benim.
"Ne var?"
"Ne bu tavır? Hani gülümseme?"
Gülümsedim zorla. Minho da gülümsedi.
"Bak böyle daha güzel."
"Ne istiyorsun?"
"Hm..."
"Minho dur artık."
Dedi Jeongin olduğunu tahmin ettiğim çocuk. Tuvalette garip bir anımız var. Oradan aklımda.
"Daha yeni başlıyoruz."
Dedi Minho çocuğa.
"Hyunjin özür dileriz bugün için."
Dedi Changbin. Borç vermiştim ben buna hâlâ ödemedi piç.
"Sorun değil. Minho'ya alışığım maalesef."
"Biz birazdan kalkacağız. Hesabı getirir misin?"
Minho oflayıp puflamaya başlayınca hemen gidip hesabı getirmeye başladım.
"Artık senin devamlı müşterinim sarışın."
"En son karakolda polis uzaklaştırma emrine ne dersin dediğinde evet deseymişim keşke."
Minho hesabı ödeyince ayağa kalktı ve dibime kadar geldi. Kahve ve sigara kokusu geliyordu. Ha bir de bunları bastıran ağır ama pahalı olduğu belli bir parfüm kokusu vardı. İyi bir zevki vardı koku olarak.
"Benden ayrı kalamayacağını ikimiz de biliyoruz."
Diyip gülümsedi ve çıktı kafeden. Changbin yanıma gelip elini omzuma attı.
"Geçen para üstünü tamamladın ya o parayı bahşiş olarak attım kardeşim. Bizim kitabımızda yapılan iyiliği karşılıksız bırakmak yok. Biz böylelerine ibne deriz."
Pek bir şey anlamamıştım ama galiba borcunu ödemişti...?
"Sağ ol...?"
Changbin omzuma vurup gitti. Yanlarında bir tane de Seungmin diye bir çocuk vardı salaktı ama o. Sakız yapıştırmıştı bir kere kafasına. Mal.
Hesabı alıp geri tezgah arkasına gittim. Yanımda bir de Beomgyu diye bir çocuk çalışıyordu. İyi çocuktu.
"Gittiler mi sonunda?"
"Evet."
"Şu ortalarındaki yakışıklıymış ama he."
"Minho mu?"
Güldüm. Ona karşı gelen her iltifat bana komik geliyordu.
"İsmi de güzelmiş. Ayarlasana bana."
"Başkasını bul."
"Neden? Yoksa sen mi hoşlanıyorsun?"
Güldüm.
"Ondan hoşlanacağıma Chan ile çıkarım daha iyi."
Dedim. Beomgyu güldü. Beraber işimize devam ettik ta ki benim vardiyam bitene kadar. Bitince kafeden çıktım ve otobüs durağına gittim. Eve gidene kadar sadece kulaklığımdan gelen müziğin sesini dinledim.
💗💗
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kafe|| hyunho
FanfictionYazın bir kafede yarı zamanlı çalışmaya başlayan Hyunjin, onu küçüklükten beri sinir eden çocukluk arkadaşı Lee Minho ile karşılaşır.