"Akıllısın, 8. sınıftaki halin ile neredeyse aynısın. Hala çelimsiz ve korkaksın. Ve de sürtük."
-TAE-
Ağzını boynuma yaklaştırmıştı. O anda dişlerini boynuma geçirmişti. Acıdan yerimde kıvranıyordum. Hem yanıyordu hemde kanımın akmasdan tiksiniyorumdum. Boynumdan dişlerini çekeceğini sanmıyordum. Ama kanım çok şiddetli bir şekilde akıyordu. Jungkook'un ısırığı bile bu kadar acıtmamıştı. Şimdi farkına varıyorum. AE SOOK BENİ ÖLDÜRMEYE ÇALIŞIYOR! Kyu bong ise olanları izlemekle yetiniyor. Eğer kimse beni kurtarmaya gelmezse ölüceğim. Umuyorum ki birisi telefonumdan konumumu bulur ve gelir.
**************
Yaklaşık 15 dk oldu ve hala dişleri boynumda. Kanımın bedenimi yavaş yavaş terk ettiğini hissedebiliyorum. Bayılıcak gibi hissediyorum. Gözüm kararıyor. Ellerimde bağlı olduğu için ittiremiyordum. Sanırım ölüceğim. Yüzüm mosmor olmuştu.
-JUNGKOOK-
Okuldan gelmesi gerekiyordu. Ama gelmemişti. Arkadaşlarında olsa gerçi arkadaşı yok. TAE NEREDE? Okula gidip kendim sorucağım.
*************
Okula gittiğimde beden öğretmenine sormuştum. Çünkü okulda kalan tek kişiydi. Öğretmene sorduğumda en son revirde olduğunu ve bir daha hiç kimsenin görmedeğini söylemişti. Jimin diye bir çocuğa sormamı söylemişti. Söylediğine göre sarı saçlıymış. Gördüğümde tanıyabileceğim bir yüze sahipmiş. Onu bulmak zor olmamalı. Büyük ihtimal burada bir yerdedir.
*************
Okula en yakın olan markete gelmiştim. Burada bulabileceğimi umuyordum. Markette çok fazla kişi yoktu. Markette dolaşırken tarif ettikleri gibi sarı saçlı bir çocuk görmüştüm.
Jungkook:
Bir dakika durur musun?
Etrafa bakıyordu. Kime dediğimi anlamamıştı.
Jimin:
Ben mi?
Jungkook:
Evet. Tae'nin abisiyim. Eve gelmedi ve okula gittiğimde sana sormamı söylediler.
Jimin:
Tae'yı ben revirden sonra görmedim bende öğretmenlerin haberi vardır diye endişelenmedim.
Jungkook:
Revirde görevli olan kişi kim?
Jimin:
Kyu bong diye birisi.
Jungkook:
Anladım teşekkürler
Jimin:
Okulun arkasında bir yer var oraya bakmanızı öneririm.
Jungkook:
Tamam.
Deyip marketten çıkmıştım. Okulun arkasında ki yer derken nasıl bir yeri kast etti ki?
***********"
Şimdi tam okulun arkasındaydım. Burası depoya benzer bir yerdi. Umarım burda değildir. Burası çok iyi bir yer değil. Tehlikeli.
***********
Kapıyı açıp içeri girdiğimde çok kötü bir koku vardı. Her her kan ve insan parçaları ile kaplıydı. Umarım bir şey olmamıştır. Tek bir kapalı kapı vardı. Onu açtığımda büyük bir yatak ve serum vardı . Burada bir kapı daha vardı. Kapıyı açtığımda Tae karşımdaydı. Ama sandalyede bağlıydı. Önünde bir kadın vardı. Beni nasıl fark etmediler bilmiyorum ama o kadın Tae'nin boynuna dişlerini geçirmişti. Yanımda bir odun vardı . Eline aldım ve arkasından ensesine vurdum
Jungkook:
Oruspu
Jungkook:
Tae iyi misin?
Tae konuşmuyordu yada konuşucak gücü yoktu. Bembeyaz teni mosmor olmuştu.
Ae sook;
Kendine başka bir av bul.
Yanına gidip eğilmiştim. Saçıdan tuttum ve kulağına ağzıma yaklaştırdım.
Jungkook:
Sürtük uğraşacak başka biri bul. Eğer seni bir daha Tae'nin yanında görürsem gebertirim.
Bir şey demiyordu. Bu sırada Kyu bong Tae'yı kaçırmsya çalışıyordu. Tae tamamen baygındı. Hiç tepki vermiyordu.
Jungkook:
Onu bırak.
Kyu bong:
Sen kimsin?
Jungkook:
Tae'nin üvey kardeşiyim ve onu bırak. İkinizi de bir daha Tae'ye dokunduğunuzu görürsem ikinizi de gebertirim.
Tae'yı bırakıp geri çekilmişti. Bende Ae Sook'un saçını bırakıp Tae'nin yanına gitmiştim. Sandelyeye bağlı olduğu ipleri çözüp kucağıma almıştım. Normalde böyle bir şey yapmam ama şu an baygın.
**********
Eve geldiğimizde evde kimse yoktu. Üst kata çıkıp yatağa yatırmıştım. Babamı arayıp ne yapmam gerektiğini sorucaktım.
~12 temmuz Jungkook ile Young ho'nun konuşması~
Jungkook:
Baba
Young ho:
Çabuk söyle
Jungkook:
Çok fazla kanı emilmiş bir insan için ne yapabilirim?
Young ho:
Benim odamda kan ilacı var onlardan ver.
Jungkook:
Tamam, teşekkürler
Rica ederim demeden yüzüme kapatmıştı. Tae de yavaş yavaş kendine geliyordu.
Tae:
Ne oldu?
Jungkook:
Okula gittim. Okul Jimin diye bir çocuğa sormam gerektiğini söyledi. Sonra da seni depoda buldum.
Tae:
Başım çok ağrıyor.
Demişti ve ağlamaya başlamıştı. Büyük ihtimal acıdandır. Ama olaydan da etkilenmiş olabilir.
Jungkook:
İlaç alıp geleceğim.
Tae:
Tamam
**********
Jungkook:
İlaç ve su getirdim.
Tae:
Teşekkürler
İlaç kutusunu çekmecenin üzerine bırakmıştım. O da beklemeden alıp içmişti.
Jungkook:
Dışarı çıkmak ister misin? Kafan dağılır.
Tae:
İstemiyorum. Uyku hapı getirir misin?
Jungkook:
Uyumadan önce kıyafetlerini değiştir.
Tae:
Tamam.
Çok yorgun gözüküyor. Ama ten rengi kendine geliyordu. Mosmor teni kendi süt beyazı olan ten rengine geri geliyordu.
Tae:
Odadan çıkar mısın?
Jungkook:
Tamam, uyku hapını kapının önüne bırakırım.
Kafasını sallamıştı. Çok yorgun gözüküyordu. Yarın okula gitmez diye düşünüyorum.
-TAE-
Ayağa kalkmak bile istemiyordum. Her yerim ağrıyordu. Ae Sook ile kötü bir geçmişimiz var ama onun vampir olduğunu bilmiyordum. Boynum çok ağrıyordu. Uyumak istiyorum. O yüzden ayağa kalktım ve pijamalarımı giydim. Jungkook uyku hapını kapının önüne bırakacağını söyledi. Kapıyı açtığımda haplar kutusu ile kapının önündeydi. Hapları elime alıp yatağa oturdum. Hemen uyumak istediğim için itibaren ve yatağın içine yattım.
***********
7 saat filan uyumuşum. Kalktığımda evde kimse yoktu. Jungkook dışarı çıkmış olmalı.
_______________________________
Bölüm çok geç geldi biliyorum ama şu sıralar kendimi toparlamaya çalışıyorum. Kendinize iyi bakın( oy vermeyi unutmayın ✯❢)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ʟᴏᴠᴇ ꜱʏɴᴅʀᴏᴍᴇ
FanfictionTae'nin annesi ikinci bir evlilik yapmıştı fakat bu evliliğin nelere yol açabileceğini göz ardı etmişti