Kore'ye Gideverek Gari

Bölüm 20

Aabooww artık finale adım adım 🤧

Genç oğlan uyandığında oda da göz gezdirdi. Yer yatağında yatan Hongjoong ile sırıttı. Babaları gelince Hongjoong'u yere yatırmışlar büyük yatağa kendileri geçmişlerdi. Wooyoung ise yerinden milim kımıldamamıştı.

Ayaklarını sarkıtıp yataktan inince odadan çıktı. Tuvalete girip çıkınca parmak uçlarında havaya kalkıp güzelce esnedi. Tahta merdivenleri hızla inip mutfağa girince kahvaltı hazırlayan Yeosang ve Mingi'ye katıldı.

" Bugün oldukça huzur değil mi?" Wooyoung salatayı doğararken kurmuştu bu cümleleri. Sarışın ve uzun genç ise onu destekleyen nidalar döktüler.
" Hava sıcak olmasına rağmen esiyor, gölgelik bir çok yer. Oldukça dinç ve güzel bir gün."

Wooyoung salatayı güzelce karıştırdı. Yanağında öpücük hissedince geriye döndü. San'ı görünce sırıtıp salatadan bir dilim alıp San'ın dudaklarına uzattı. Salatayı anında yutan San ile kahkah atıp hafifçe omzuna vurdu.

" San sofrayı kurmaya yardım et." Yeosang'ın sesi ortama yayılınca Woo sofra bezini çekmeceden alıp San'ın kucağına bıraktı. İki tabak salatayı eline alıp sergiye adımladı. Sofranın üstüne bırakıp San'ın peşinden mutfağa girdi. Bardakları çatalları tepsiye koyunca onları da sofraya eğitti. Geri mutfağa dönünce menemen yapmak adına ocağın başına geçti. Evin yavaştan ayaklanmaya başlamasıyla Yeosang ve Mingi de mutfaktan çıkmıştı.

Wooyoung ise menemen dolu tavayı sıkıca elbeziyle tutup mutfaktan hızla çıkıp koşar adım sedire adımladı.
" Ortayı açın." Sesini duyan amcasının ortayı açmasıyla tavayı sofraya bıraktı. Kendi yerine geçip oturdu. Kuş sütü eksik sofraya göz attı.

" Hangi ara büyüdü bunlar da bize kahvaltı hazırlıyorlar ağlayacağım sanırım." Kai eniştesinin bir anda konuşup hıçkırması ile kahkah attı. Eline büyük poğaçadan alıp üç ısırıkta yerken eniştesini sakinleştirmeye çalışan San ve Yeosang'a gülüyordu.

" Bugün diyoruz ki çocuklarla tarlaya falan mı gitsek?"

Babasının sesini duyunca yemek boğazında kalmıştı. Çaydan büyük bir yudum alıp bu sefer yanınca Hongjoong'un uzattığı su dolu bardağı kafaya dikti. Sonunda kendine gelince başını iki yana salladı.
" Baba 2 aydır tarladayız, kümesteyiz, ahırdayız son 15 gün falan kalmış dinlenicez biz."

Babasının kaşlarını çatmasıyla omuz silkti.
" Herkes gelse ben gelmem baba. Siz gidin vallahi umrumda değil. Ben Eunkwang babamla kalıcam evde."

••••••••••••

Wooyoung son gübreyi el arabasına atınca sinirle soludu. El arabasını tarlaya kadar sürdü. Bugün lanet gibi geçiyor dedi içinden. Tarlaya gelince son torbayı da diğerlerinin yanına bıraktı. Gözü oturmuş durumda dinlenen tayfaya kaydı. Yanlarına adımlayınca burunlarını kapatmalarıyla sinirle ayağını yere vurdu.

" İğrenç kokuyorsun Wooyoung." Sarışının dediği şeyle sırıtıp ona doğru adımladı ayaklanıp koşmasıyla peşine düştü. Sonunda yakalayınca sıkıca sarıldı. Elini yüzüne üstünü sürünce kahkah atarak ayrıldı.

" Şerefsiz Wooyoung." Yeosang'a dil çıkarıp eve doğru koştu. İlk duşu o almak istiyordu çünkü. Ve öyle de oldu eve varır varmaz güzelce duşunu alıp kendini babasının kollarına attı. Saçlarını okşayıp tosun kadar olmasına rağmen onu bebek gibi pışpışlayan babasının kolları arasında gözlerini kapadı.