Bir şey söylemeden bakışlarımı yanımda duran Catelina'ya çevirdim.
Hiç bir şey yapmadan öylece karşısın da ki adamı izliyordu. Adamın adını biliyor olmalıydı.
Ama neden adama öyle baktığını anlamıyordum.
Daha fazla duramayarak beklemedikleri bir anda karşımdaki adamın yüzüne yumruğumu geçirdim.
Tam Catelina'yi alıp gidicektim ki silahlı heriflerden biri Cateline'yı öldüreceğini söylediği için hareket edemedim.
Ama karşımda ki adam hala gülüyordu. O güldükçe sinirlerim daha çok bozuluyordu. Yine de bir şey demedim ama o konuşmaya başladı.
"Güzel hamle ama senden zaten böyle bir şey beklediğim için hazırlıklıydım."
Dedi.Bu beklediğim bir cevaptı o yüzden çokta üstünde durmadım.
"Kimsin?"
"Fırat Özbey"
Daha önce bu ismi hiç duymamıştım gerçi umurumda da değildi.
Şuan umurumda olan tek kişi kumsal'dı. Çok korkmuş olmalıydı onun yanında olmalıydım.
Cateline en azından burada yanımda onu bir şekilde koruyabilirdim. Ama Kumsal'ın ne halde olduğunu bile bilmiyordum.
Daha fazla beklemeden konuşmaya başladım.
"Bizden ne istiyorsun?"
Düşünceli bir şekilde yüzüme bakarken cevapladı sorumu
"Hiç bir şey"
"Oldu o zaman , söyle şu köpeklerine çeksinler silahlarını "
Dedim .Ama hiç bana mısın demedi. Gözlerini dikmiş yüzüme bakmaktan başka hiç bir şey yapmıyordu.
Mavi gözleri düşünceli bir şekilde yüzüme bakıyordu.
Daha sonra yavaş yavaş Cateline'ye doğru yürümeye başladı.
Cateline geri çekilmedi ya da en ufak bir tepki vermedi. Öylece yere bakıyordu.
Bir tepki vermesini , geri çekilmesini bekledim. Ama Cateline bir tepki vermedi.
Fırat'a dönüp konuşmaya başladım.
"Ona dokunmayı aklından bile geçirme"
Kafasını kaldırıp bana baktı ve gülmeye başladı.
"Diyelim ki geçirdim naparsın?"
"Seni yaşatmam , eğer ona dokunursan seni yaşatmam anladın mı beni?"
Uzun süre nefessiz kalmışım gibi derin derin nefesler alıyordum.
Fırat yavaşça yere çöküp Cateline'ya baktı ama Cateline ona bakmıyordu.Cateline'nın çenesini tutup ona bakmasını sağladı. Başardı da Cateline onun yüzüne baktı. Gözleri dolmuştu.
Cateline ile bu adamın arasında bilmediğim bir şeyler vardı.
Fırat Cateline'nın kulağına doğru eğilip bir şey söyledi. Artık her ne söylediyse Cateline'nın gözünden bir damla yaş düşerken kafasını bana çevirdi.
Ama anlayamıyordum. Tam olarak burada ne dönüyordu. Cateline neden bu kadar garip davranıyordu.
Cateline yavaşça başını yere inďirdi. Gözyaşları toprağı ıslatıyordu.
Tepkisizdi , düşünceliydi ve ağzını bıçak açmıyordu.Fırat ayağa kalktı , ve karşımda durdu. Baştan aşağıya beni süzdü önce , daha sonrasın da ise belindeki silahı çıkarıp bana doğrulttu. Korkmadım , hareket dahi etmedim. Öylece yerde oturan Cateline'ya baktım.
Üstünde ki beyaz tişörtü ve pantolonu çamur içinde kalmıştı , saçları dağılmış teni solgun , kahverengi gözleri kıpkırmızı olmuştu. Titriyordu bu hali canımı sıkmıştı.
Dayanamadım sordum;
"Neyin car Cateline?"
Sesini çıkarmadı sessizce yüzümü izlemeye devam etti.
Gözlerine baktım ama hiç bir duygu kırıntısı yoktu. Ağlıyordu ama ağlamaklı bir ifade yoktu aksine dümdüz bakıyordu.Tekrar sordum;
"Cevap ver Cateline neden böylesin?" Dedim.
Önce derin bir nefes aldı ve hemen sonrasında ise konuşmaya başladı.
"Gülsüm Kutlu ve Cihan Kutlu senin gerçek ailen deil" dedi acımasızca.
Aldığım nefesler boğazıma batıp tarifi olmayan bir acıyla beni baş başa bırakıyordu. Sesler artık uğultu şeklinde gelmeye başlamıştı. Başım da oluşan keskin ağrı gözlerime vuruyordu.
Ve karanlık tüm ihtişamıyla serilmişti önüme...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP ORMAN
Short StoryHenüz 6 yaşındayken başlamıştı onun sınavı geçirdiği trafik kazası sonrası kendini hiç bilmediği bir yerde bulmuştur bu orman onun hayatını değiştirecek ve onu bambaşka biri haline getirecektir. Lâkin başına geleceklerden habersiz kendi ölümünü haz...