2. BÖLÜM

38 21 1
                                    

"Kumsal'a gerçeği söyleyecek misin?"

Kumsal'ı evde bırakıp sabah erkenden Cateline ile yiyecek toplamaya çıkmıştık.

Dün Kumsal ile biraz daha konuşup uyuduk ama her ne kadar uyumaya çalışsamda bir türlü uyuyamıyor duyduklarımı hazmedemiyordum öldü sandığım ailem yaşıyormuş sabaha kadar düşüncelerle boğuşup durdum bu ormandan çıkmanın bir yolu var mıdır diye düşündüm durdum ama bulamadım.

Meyve toplamaya başladığımda ise Cateline endişe ile yüzüme bakıyordu

"Koray iyi misin?"

"Deilim ama intikamımı alınca çok daha iyi olucam"

Intikam kelimesini duyunca Cateline'nin gözlerindeki korku elle tutulur cinstendi korkuyordu bana ve Kumsal'a bir şey olur diye korkuyordu.

Cateline;" gerçekten intikam alıcak mısın?"

"Alıcam" dedim.

Beni ikna etmeye çalışmadı veya bu kararımdan vaz geçirmeye çalışmadı.
Kafasını salladı ve meyve toplamaya devam etti onunda hayatı bu ormanda mahvolmuş benden 1 yıl önce gelmiş olmasına rağmen sanki yıllarca bu ormanda yaşıyormuş gibi davranıyordu.

Ben buraya alışayım diye elinden gelen her şeyi yaptı zaman zaman beni koruduğu bile oldu ama asla zara görmeme izin vermedi hep yanımda oldu onun hakkını asla ödeyemezdim onu çok seviyordum eğer gelmek isteseydi onuda bu ormandan çıkarmak isterdim ama gelmiyecek biliyordum çünkü artık orda bir hayatının olmadığını söylüyordu.

Ailesini bir yangında kaybetmiş gözünün önünde olmuş her şey ama yine de sabretti , dayandı , güçlü durdu kendiyle birlikte benide ayakta tuttu onun hakkını asla ödeyemezdim. Eve doğru yavaş yavaş yürürken Cateline aniden durdu.

O durunca bende durdum tam ne olduğunu soracakken çığlık sesleri geldi. Cateline ile elimizdekileri bırakıp koşmaya başladık çığlıklar asla susmuyordu kulakları sağır edicek bir çığlıktı eve yaklaştığımız da sesler sustu. Sanki zaman durmuş gibi çıt çıkmıyordu.

Ölüm sessizliğine büründü her yer. Artık koşmuyorduk nefes nefese kalmıştık ama dinlenecek vakit yoktu. Kumsal evde yalnızdı ve onu ordan almam lazımdı.

Ama daha adım atmaya bile vakit kalmadan 3 el silah sesi ve sonra silahın namlusu ensemde. Ben nasıl kurtulurum diye düşünürken bir adamın kahkaha attığını ve hemen sonrasında da karşıma geçtiğini gördüm.

Bu adamı tanıyordum aylar öncesinde bana bir teklifte bulunmuştu. Adam yavaş yavaş yaklaştı ve hemen sonra konuşmaya başladı;

"Hayırdır yüzünden düşen bin parça yoksa beni gördüğüne sevinmedin mi?" Dedi.

Yapmacık bir üzüntüyle sanki kırk yıllık arkadaşıymışım gibi konuşması sinirlerimi bozmuştu.

Bu adamdan nefret ediyordum. Ama bunu yansıtmamaya çalıştım.
Açıkçası çokta başarılı olduğum söylenemezdi.

Daha fazla burada duramazdım Kumsal'ın başı dertte olabilir. Onu almaya gitmeliydim ama öncesin de bu adamları atlatmam lazım dı.

KAYIP ORMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin