6. BÖLÜM

26 19 2
                                    

                                               KATİLİM...

Sessizliği bölen o acı çığlıklar ruhumu besliyordu. Bıçağı her çevirişim de kırılıan kemik sesleri zevk veriyordu.

Teninden akan kan , gözünden gelen yaşlar , artık bana sadece zevk veriyordu.

Karşımdakinin canının bu denli yanması beni üzmüyor , aksine mutlu ediyordu.

                
        Vicdan dedikleri şey yıllardır olduğu gibi hâlâ yokluğunu koruyordu.

                                ● ● ● 

                             CATELINA'NIN ANLTM.

Başımdaki keskin ağrıyla uyandım. Bir süre tavanı izledim. Daha sonra yatakta doğrulup üstümdeki yorganı çektim ve ayağa kalktım. Ayağa kalkmamla birlikte gözlerimin kararıp başımın dönmesi bir oldu.

Bu sürekli olan bir şeydi ve ne zaman uyuyup uyansam , hep bu olurdu.
Gözlerimdeki kararma ve baş dönmesi geçince kapıya ilerledim.

Koridor da  ilerlerken içeriden gelen sesleri duydum. İstemsizce durup dinlemeye başladım.

Bu Kumsal'ın sesi;

"Catelina'yı neden çağırmıyoruz?"

Kısa süren sessizliğin ardından hemen hemen sonra Koray'ın sesini duydum sesi hafif pürüzler barındırıyordu.

"Biraz daha uyusun. Dün çok yoruldu ve hırpalandı" dedi. Sesi düşünceli çıkmıştı.

"Anladım. Dün hep seni bekledi. Üştü başı falan hep çamurdu. Seni sordum , bilmediğini söyledi. Sonra da odasına gitti. Acaba aranız mı bozuk?" Dedi.

Koray'dan ses çıkmadı. Uzun bir süre sonra konuşmaya başladı.

"Evet. Her neyse kahvaltını yap."

Derin bir nefes alıp içeri geçtiğim de. Kumsal bana baktı. Fakat Koray kahvaltısını yapmaya devam etti. Sessizce yerime oturdum. Kısa bir günaydınlaşma faslından sonra kahvaltımı yapmaya başladım.

Masaya ağır bir sessizlik çökmüştü ve bu beni oldukça rahatsız ediyordu. Bir kaç dakikadan sonra bu sessizliği kurşun gibi delip geçen ses Koray'ın sandalyesini çekme sesiydi.

Omuzlarını dikleştirip bana döndü. Uzun bir sürenin ardından ilk kez gözlerime baktı ve konuşmaya başladı.

"Benim biraz işlerim var. Gecikirsem beni merak etmeyin ve kendinize dikkat edin!" Dedi.

Tam gidiyordu ki Kumsal ayağa kalkarak karşısın da durdu. Cebinden telefonu çıkarıp bir süre bir şeyler yaptı. Daha sonra ise telefonu Koray'a uzattı. Koray anlamaz gözlerle bir Kumsala bir de telefona bakıyordu.

Kumsal anlamış olacakki konuşmaya başladı.

"Numaranı verirsen bir şey olduğun da seni arıyabiliriz"

"Arayamazsın" dedi Koray.

"Sebep"

"Çünkü arama yapılamıyor."

"Neden?"

"Nedenini bende bilmiyorum." Diye açıkladı Koray ve hemen sonrasın da ise evden çıktı.

Kumsal bir Koray'ın gittiği yere bir bana bir de elinde ki telefona bakıyordu. En sonun da kendine gelip yerine oturdu ve tekrar eline aldı telefonu.

"Ne yapıyorsun?" Diye sordum.

Kafasını kaldırıp bana baktı ve hemen sonrasın da ise telefonu kapatıp masaya bıraktı.

"Annemi çaldırmayı denedim ama 'arama yapılamıyor diye bir yazı geldi."
Dedi şaşkınca.

Kafami hafifçe sallayarak anladığımı belirttim ve önüme döndüm.

Kahvaltımızı bitirip masayı topladık.
Kahvaltı bulaşıklarınıda yıkadıktan sonra içeriye gidip kendimi koltuğa bıraktım.

Kumsal kısık sesli bir şarkı açtı. Bu şarkıyı biliyordum ingiliz bir kadının şarkısıydı sessizce şarkıyı dinlerken dışarıdan oldukça yüksek bir ses geldi...

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: May 15, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KAYIP ORMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin