4. BÖLÜM

26 19 1
                                    

Gerçek ailen deil
Ailen deil
Deil
Bu şey bir türlü susmuyor ve devamlı olarak tekrar ediyordu.
Sussun istedim , kulaklarım artık duymasın , aldığım nefesler batmasın istedim.

Bu ses kulaklarım da çınladıkça içimdeki intikam ateşi harlanıyordu.
Kafamda işlediğim cinayetler gözümü kapattığım an tüm güzelliği ile sahne sahne canlanırken gözlerimi araladım.

Sol tarafımda dizlerinin üstüne çökmüş Catelina'ya baktım. Bir kaç dakika öncesine kadar kahverengi gözlerini esir alan korkunun yerini şimdi acıma duygusu almıştı.

Dudaklarım bu bakışlar karşısın da benden bağımsız bir şekilde hareket etti.

"Ne demek bu?"

Açıklasın , her şeyi bir bir anlatıp şu olanlara bir son versin istedim. Catelina gözlerimin içine bakarken önce yutkundu hemen sonrasın da ise gözlerini kaçırıp konuşmaya başladı.

"Sen evlatlıksın Koray onlar senin gerçek ailen deil."

"Kim o zaman Catelina , benim gerçek ailem kim?"

Sesim olduğundan daha yüksek çıkınca , geri çekildi ve gözleri bir çift gözyaşını misafir edinip akıtmaya başladı.

"B-bilmiyorum Koray" dedi.

"Ne demek bilmiyorum. Evlatlık olduğumu biliyorsun ama kimin oğlu olduğumu bilmiyorsun öylemi?"

Diye sorduğum da daha çok
bağırmıştım ama elimde deildi sinirlerime hakim olamıyordum.

Bu arkamdaki herifte ben hareket ettikçe beni daha sıkı tutuyor ve bu beni olduğundan daha fazla sinirlendiriyordu.

"Ben hiç bir şey bilmiyorum sana yemin ederim sadece evlatlık olduğunu biliyorum o kadar"

Catelina yeniden kendini açıklamaya başladığın da tam konuşmaya başlayacaktım ki Fırat'ın cümleleriyle birlikte susmak zorunda kalmıştım.

"Ben biliyorum" dedi.

Başımı kaldırıp ona baktım. Her hareketini incelemeye başladım. Ama o düz bir ifade ile bana bakmaya devam ediyordu.

Konuşması için onu teşvik ettim ama o sadece bana bakıyordu. Derin derin nefesler almaya başladım. Sanki görünmeyen bir varlık ellerini boğazıma geçirmiş tırnakları derimi kesiyor , nefes almamı engelliyormuş gibi daha çok nefes almaya başladım.

Daha fazla dayanamayıp ben konuştum

"Anlat"

"Hayır öncelikle senden istediğim şeyleri yapıcaksın daha sonra ise bende sana aileni vericem anlaştık mı?"

"Ne istiyorsun?"

Sanki çok komik bir şey söylemişim gibi kahkaha atmaya başladı. Kahkahası ölüleri uyandırıp ormanda yankı yapmaya başlayınca sustu ama o iğrenç gülümsemesi yüzünden silinmedi.

Bir adım atıp aramızdaki mesafeyi azalttığın da geri çekilmedim ya da herhangi bir harekette bulunmadım.

Yüzümdeki tiksindirici ifadeyi silmek için büyük bir çaba sarf ettim ama başarılı olduğum söylenemezdi.

"Bu kadar kolay kabul edeceğini düşünmemiştim" dedi.

Biraz daha uzatırsa onu öldürecegimden habersiz bir şekilde gülerken.

"Bozuk atmayı bırakta ne istediğini söyle " dedim.

Daha fazla bu adama tahammül edebileceğimi sanmıyordum.

"Korumam olacaksın" dedi.

"Anlamadım"

"Anlatayım beni koruyacaksın. Tahmin edersin ki düşmanım çok ve öyle herkese güvenemem sen benim hem korumam hemde sağ kolum olacaksın"

Ruh hastası , cani herif insanları vahşice katletmemi , hayatlarına son vermemi istiyordu ve bumu sıradan bir şey olarak görüyordu. Ve benden de tıpkı onun gibi yapmamı istiyordu.

 Asla böyle bir şey yapmam" dedim.

Beni hafife almamalıydı.

"Peki sen bilirsin ama verdiğin karar ile hem Kumsal'ı hem Catelina'yı hemde aileni kaybediceksin yazık"

Adamlarından birine işaret yapıp Catelina'nın kafasına silah dayadı. Daha sonra ise telefonla konuşup Kumsal'ı öldürmelerini istedi.

Bunu yapamazdı bu kadar kötü olmamalıydı. İçimdeki korlu dolup taşarken telefonu kapatmasına izin vermeden tamam diye bağırdım.

"Tamam kıza dokunmayın ve bir saniye bile başından ayrılmayın"

Saatler sonra ilk defa  rahat bir nefes alırken Fırat'ın istediğini kabul ettim.
Bu her ne kadar acımasızca olsa da bunun ucun da benim bu hayatta en değer verdiğim insanlar yer alıyordu.

Söz konusu onlar olunca hiç kimse ve hiç bir şey umurum da olmuyordu.

Orada durup Fırat'ın şartlarını dinlemeye başladım.
Yaklaşık yarim saat kadar sonra Catelina'yı alıp eve bıraktım yol boyunca da tek kelime etmemişti.

Onların güvenliğinden emin olunca da orman da kısâ bir yürüyüşe çıktım.

    Karanlığın kalbin de bir başıma usulca yürürken düşündüm sessizce...

    Karanlığın kalbin de bir başıma usulca yürürken düşündüm sessizce

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
KAYIP ORMANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin