9.Bölüm

28 3 4
                                    


İnternette biz vardık! Televizyonda biz vardık! Ve Menajer hyung ilk önce içtiğimiz için beni azarlarken. Ardından da övmüştü ve ben kesinlikle ne bok döndüğünü anlamıyordum. Baş ağırım da buna izin vermiyordu. Kısa kısa cevaplar verdim ve geçiştirdim. En sonunda Jin'e ulaşamadığını ve hemen onu aramasını söylememi istedi ve kapattı. Ben de yüksek sesle bağırarak ki bu çok kötü bir fikirdi çünkü başım çatlıyordu.

"JİN!!!! MENAJER'I ARA!!!!!"

Ondan sonra ise Hoseok için buluşma saatınden iki saat önceye alarm kurdum ve uyudum.

********

Uyumak kesinlikle beni toparlamamıştı. Lanet alarm sesi telefonu fırlatıp atma isteğimi körüklüyordu. Bende kaçıncısı olduğunu artık takip etmediğim ertele tuşuna bastım.

Ve beynime gelen ani farkındalıkla yataktan sıçradım telefonu elime aldım ve saate baktım. Siktir! Yarım saat sonra Hoseok'un stüdyosunda olmam gerekiyor. Hemen banyoya gittim. Berbat görünüyordum duşa girdim ve beş dakika sonra göz altı morluklarımı kapattım. Odama gittim ve en rahat eşofman takımımı giydim ve garajdan Jin'in arabasına bindim. Genelde Jin'i menajeri alır eve getirirdi onun için arabasıyla çok işe gitmezdi. Evde de olmadığına göre ya sete ya da şirkete gitmiş olmalıydı. Ben ise evden nasıl çıktığımı bilmiyordum. 15 dakikalık bir araba yolculuğunun ardından Hoseok'un stüdyosuna gelmiştim ve 10 dakika gecikmiştim.

Hoseok kapıyı açtığında kaşları çatıktı " Geç kaldın!" dedi ve ardından bana bakınca yüz ifadesi biraz yumuşadı. Artık ne kadar kötü bir görünüyorsam bu görüntüm beni bir azardan kurtarmıştı.

İçeri geçtik ve ben stüdyoya hayran kaldım. Aklım daha ayık olsaydı eminim ki her yeri kurcalardım ama şu an bakmakla yetindim.

Hoseok elime bir kupa bardağı verdi ve karşıma oturdu. Beni inceledi ve gözleri boynumda oyalanınca ben de elimi boynuma attım ve irkildim. Siktir! Siktir! Siktir!

Boynumdaki izleri kapatmamıştım. Eşofman üstümde sıfır yaka değildi. Yakamı olabildiğince yukarı çektim ve boynumu gizlemeye çalıştım yanaklarım alev almıştı utançtan.

Hoseok ise boynumda daha fazla bakmadı ve "Hazıran kayda başlayalım." dedi ben de onu onayladım. Elime sözlerin olduğu kağıdı verdi ve beni kayıt odasına soktu kendisi de odasına geri döndü ve camın arkasından bana baş parmağını kaldırarak başlıyoruz uyarısını verdi ben ise müziğin girişiyle zaten ezberimde olan sözleri söylemeye başladım bu Jungkook ile olan şarkıydı ve bu şarkıyı söylerken gece olanlar aklımdan çıkmıyordu. Şarkıya konsantre olmak için gözlerimi kapattım ve şarkının ritmine kendimi kaptırdım. Gözlerim kapalıyken görüntüler zihnimde daha canlıydı ama bunu da yüksek noktaya çıkarak silmeye çalıştım bu kesinlikle şarkının bir parçası değildi ama beynimi susturmam gerekiyordu. Şarkı bittiğinde gözlerimi açtım ve Hoseok'a baktım. O ise memnun bir şekilde beni izliyordu. Bir kaç düğmeye bastı ve kulaklığımdan "Tekrar eder misin lütfen" dedi onu yine onayladım ve şarkının melodisi yine kulaklarıma doldu bu defa şarkının orjinaline sadık kaldım ve öyle söyledim. Bu yaklaşık iki saat daha devam etti. Ara ara sadece nakaratı tekrar alıyorduk. Sonra girişi. Şarkıyı birkaç kere bütün söyledikten sonra parça parça söyledim ve bu beni epey zorlamıştı. Uzun zamandır bu şekilde aralıksız şarkı söylemiyordum.

Kayıt odasından çıktığımda. Sehpanın üstünde çeşit çeşit yemek olması midemin kasılmasına sebep oldu bu gün hiç bir şey yememiştim ve sanki Hoseok bana cenneti vermişti şu an. Sehpasının üzerindeki yemeklere öyle bir bakıyordum ki Hoseok kıkırdayıp "Hadi yumulalım." dedi ve koltuğa oturup eline bir tavuk kanadı almıştı bile ben de hemen yanına gittim ve miğdemi doyurmak için hamburgere uzandım.

YouTube <<TaeKook>> MinificHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin