Müziği seviyordum. Çoğu insan gibi ben de müziğin ruhun gıdası olduğunu düşünüyorum. Küçüklüğümde saksafon çalıyordum. Saksafon çoğu kişiye saf gürültü gibi gelse de beni rahatlatıyordu. Büyüdükçe saksafon çalmamakta başladım ve gitara merak saldım. Tabi Jin'de benden özendi ve beraber gitar dersleri almaya başladık. Şimdi de elimde gitarımla ruhumu dinlendiriyordum çünkü bu gün akşam çatıdan atlamam gerekecekti. Yükseklikten korkan biri değildim ama yüksek bir yerden atlayacak kadar da rahat değildim.
Şu an ise eğlendiğim iki şeyi yapıyordum. Hem gitar çalıp şarkı söylüyordum hem de coverımı kaydediyordum. Bu coverın küçük bir bölümünü instagramıma atacaktım. Bu gün kendimi iyi hissediyordum ve müziğin gücüne tekrar tanıklık ediyordum. Bana iyi geliyordu. Bir kaç tane şarkı üst üste kaydettim ve küçük küçük beş videom birikmiş oldu.
Videoyu kapattıktan sonra hızımı alamadım ve Devam ettim bu defa belli notalar çalmıyordum içimden ne geçiyorsa onu çalıyordum. Kısacası doğaçlama yapıyordum. Bu beni iyi hissettiriyordu. Gözlerim kapalı devam ederken. Karşımdan başka bir gitarın sesi geldi ve anında gözlerimi açtım. Jin'in elinde gitarıyla odama geldiğini fark etmemiştim bile. O da karşıma oturdu ve bir şeyler çalmaya başladı. Ben de onun temposuna ayak uydurmak için kendi hızlı tempomu düşürdüm. Jin ile bu bizim rahatlama yöntemimizdi. Jin'in sesi de çok güzeldi. Eğer şanslıysam Jin şarkı söylerdi. Meleksi bir sesi vardı ne kadar beni sinir etse de her şeye yeteneği vardı Jin'in.
Onu cesaretlendirmek için gitarımın temposunu iyice düşürdüm ve ben aklımdaki şarkıyı mırıldanmaya başladım. Bana sadece gitarla eşlik ediyordu. Şarkının ilerleyen bölümlerinde Jin de girdi araya ve ben yine sesiyle büyülendim.
Gitarımı bir kenara bıraktım ve hemen kameramı açıp sadece beni gösterecek şekilde ayarladım. Jin şarkıya o kadar çok kaptırmıştı ki kendini beni fark etmemişti bile. Ben de hemen onun ritmine ayak uydurdum ve beraber düet yapmaya devam ettik. Şarkı bitince ben hiç hızımı kaybetmeden Onan da bildiğini bildiğim notaları çalmaya başladım. O da hemen bana ayak uydurdu ve şarkı sözüne beraber girdik. Bunu daha sık yapmamız gerekiyordu. İki şarkıdan sonra boğazım kuruduğu için sesim çatlamıştı. Ben de gitarımı bir kenara bıraktım ve sehpamda duran su şişesinden su içtim. Jin hâlâ devam ediyordu ben de biraz daha onu dinledim ve videoyu durdurdum. Bu videoyu kesinlikle paylaşacaktım ama tabi ki de bunun Jin olduğunu kimse bilmeyecekti.
Jin çok duygulu söylüyordu şarkıları. Tam kendimi tekrar müziğe bırakacağım sırada Jin'in telefonu çalmaya başladı. Gitarını kenara koyduktan sonra telefonunu cevapladı.
Sinir bozucu menajeriydi. O adamı sevmiyordum. Her boka karışıyordu."Benim sete gitmem lazım. Senin çekimin akşam ama sen de gel. Set çok sıkıcı oluyor." dedi normalde ona dik giderdim ve ters cevap verirdim ama az önceki rahatlatıcı dakikaların hatrına onu kırmadım.
"Hyungie ~ Bensiz yapamıyor musun?" diye şirinlik yaptım ona o esnada da üstümü değiştiriyordum.
"Yah Tae çıkmamı bekle!" diye bana oyuncu bir sinirle bağırdı ve odamdan çıktı.
*****
İki saattir tamı tamına iki saattır baş rol kadın oyuncunun Jin'e yavşamasını izliyordum. Sırf şu kız yüzünden bir sahneyi şu an 28. Çekimini yapıyorlardı. Jin sinir krizi geçirmek üzereydi ve kesinlikle haklıydı. 28. Çekimden önce bir ara verildi makyajın tazelenmesi için.
"Keşke benim kadar yakışıklı bir dublörüm olsaydı da şu kızla olan sahneleri o çekseydi." dedi Jin bıkkınca yanıma gelerek. Kendini de övmekten geri kalmıyordu. Hemen makyaj için bir kız gelmişti ve Jin'in yüzüne bir şeyler sürmeye başlamıştı bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YouTube <<TaeKook>> Minific
HumorTae kendi çapında takipçisi olan bir YouTuberdır. Çocukluk arkadaşı Jin ise baş belası,oyuncu ,ev arkadaşıdır. -TaeKook -Yoonjin