23

14 2 0
                                    

Asena, kendini gerçekliğe açmayı istediğinde boşluk hissinin geçeceğini bilmiyordu. Lulu'nun sözlerinden sonra onunda dediği gibi yaptığında tıpkı gözlerini Dünya'ya yeni açmış bir bebek gibiydi. Karşısında, Roza'nın da belirttiği gibi insani görünümüne sahip, Lulu oturuyordu. Aslında hala boşluktular, kendilerini öyle görmeleri bir illüzyondu.

Etrafı incelemeye başladı. Hiçliğin ortasında süzülüyorlardı. Fakat bu hiçlik büyüleyici güzelliklerle doluydu. Kendini pencereden dışarıya hayranlıkla bakarken bulmuştu. "Bu renkli minik toplar, birer evrendir." cümlelerini duyduğunda "Çoklu evren teorisi." dedi. Ve ekledi: "William James, bu teoriyi 1895'te ortaya atmıştı."

Lulu ise "Bu bilgiyi Dünya'ya biz vermişiz. Hagiler insanların var oluşuna bile şahit olmuşlardır. Aslında evrenle alakalı tüm bilgiler dolaylı yollarla onlara aşılanmış. Fakat çoklu evren teorisini ve birçok şeyi insanlık henüz kanıtlayamadı. Kanıtlanırsa bizim varlığımız da onlar için netleşmiş olur." cümlelerini sıraladı.

Uçsuz bucaksız bir yerde ilerliyorlardı. Dünyada o kadar insan vardı ki hep orada kalacakmış gibi yaşayan, bunu düşündüğünde istemsizce onlara acıdı. Ona göre bu sonsuzlukta zayıf olan herkes bir hiç oluyordu.

Evrenler, tıpkı dağılmış birer bilye gibi gözükürken onların üstlerinden geçiyorlardı. Sayamadığı kadar çoklardı ve her birinin renkleri farklıydı. Geri kalan yerler karanlığa bürünmüşken bir anda bulundukları aracın çevresine mor bir aydınlık çöktü. Sonra yükselmeleriyle beraber camdan baktığında, şu ana kadar gördüğü en büyük evren karşısındaydı. Ardından "İşte geldik." lafını işitti.

Aracın evrene giriş yapmasıyla beraber coşkulu bir hisle kaplandı. Sanki ait olduğu yeri özlemiş gibiydi. Evreni incelediğinde bilim kurgu filmlerinde bile hayal edilenden daha ötesi olduğunu gördü. Bu evrende de tıpkı kendi evrenlerindeki gibi boşluklar vardı. Ve zaten o boşluklar, yani karanlık enerji, her şeyi bir arada tutan şeydi. O her yerdeydi.

Gezegenler yoktu, tıpkı uzayda kurulmuş bir şehir gibiydi. Havada asılı duran bir yer parçasına iniş yaptıklarında araçtan görünmez bir kapı açıldı. Dışarıya çıktıklarında onları bir kadın karşıladı. "Her şey güvenli bir şekilde gerçekleşti." diyen bu kadın Roza CAST idi. İnsani formundan tamamen farklı bir görünüme sahipti. Hagilere özgü sarı saçları, beyaz teni ve masmavi gözleri vardı. Ek olarak üçüncü gözü, üstte tam ortada gerçek bir göz gibiydi.

Lulu "Yolculuk esnasında da herhangi bir sorun oluşmadı." deyince Asena "Burası çok farklı, çok güzel" dedi. O etrafa bakıyordu, bulundukları yer parçası neredeyse bir şehir büyüklüğündeydi. Ve havada asılı duran bir çok alan bulunuyordu. Belli ki her biri farklı amaçlar için ayrılmıştı. Gökyüzünde uçan varlıkları da görerek gülümsedi. Bunu gören Roza "Sen de dönüşmek üzeresin. Burada eğitim ve hazırlıklarla tüm güçlerini keşfederek dönüşebileceksin." cümlelerini sıraladı. Böylece Asena ona odaklandığında ekledi: "Dünya'ya döndüğümüzde bir gün bile geçmemiş olacak. Burada istediğimiz kadar kalabiliriz."

Aklına Kaan ve Elizabeth geldi, her ikisi de onu merak edecekti. Bunu hisseden Lulu "Fark etmeyecekler bile. Buna emin olabilirsin." dedi. O sırada nereden geldiğini bilmedikleri bir Hagi, uçarak yanlarına geldiğinde o da artık bulundukları alandaydı. "Merhaba, Asena. Bizde seni bekliyorduk." diyerek gülümsedi. Asena da onu aynı şekilde selamladı. Bu Hagi diğerlerinden daha farklı gözüküyordu. Onun saçları yeşilimsi bir renkti ve gözleri siyaha yakın bir kahve tonundaydı.

Asena'nın bir şey hissetmediğini fark eden Roza "Asena, bu Karina. Kendisi bir sihir ustası, çeşitli iksirler yapabiliyor. Saçı ve yetkinlikleri yaradılışının amacını simgeliyor. Buradaki herkesin bir yaradılış amacı vardır. Fakat herkesin özel yetenekleri yoktur." açıklamasında bulundu. Asena ise "Evet, Lulu bana bazı özel Hagiler'in saç renklerinin farklı olabileceğinden bahsetmişti." dedi.

Karina "Sen henüz dönüşmemişsin, senin yaradılış amacın ne acaba?" cümlelerini sıraladığında Roza " Asena senin kız kardeşin, benzer enerji parçacıklarına sahipsiniz. Lulu ve Asena da varlıklarının amaçlarını keşfetmek için buradalar." diyerek araya girme gereği duydu. Böylece Asena, şaşkınlığa uğramıştı. Onun yüz ifadesini gören Karina "O ne yapıyor yüzüyle?" diye sordu. Lulu onlara karşı kahkaha atmadan duramadı. Ve ardından mimiksiz bir şekilde bakan annesini görünce kendini düzeltti. Hagiler, resmi ve ciddi varlıklardı. Gülebilirlerdi fakat bu her zaman yapılabilecek bir eylem değildi.

"Kraliçemiz ile tanıştı mı?" sorusunu duyduğunda Asena, bomboş bir şekilde bakıyordu. Roza ise Karina'yı "Hayır, Karina. Başka sorun yoksa eğer Asena ve Lulu için onları bu evrende istedikleri alana götürecek bir araç ayarlatın." sözleriyle cevapladı. Karina, emre amade olarak oradan ayrıldı.

Böylece Asena, Roza'ya "Gerçekten bir kız kardeşim mi var?" sorusunu yöneltti. "Evet, aynı anda ruhunuz var oldu. Bu yüzden kardeş sayılıyorsunuz. Ve genelde burada kardeşlik yoktur, çünkü üreme yoktur. Karina, bu evrende kalmak için seçildi. Sen ise Dünya'ya yolladığımız sayılı ruhtan biri oldun. Yollarınız bir şekilde ayrıldı, benzer formülleri taşıyor olmanız bunu sağladı." cümlelerini duymasıyla daha da sorgulama ihtiyacı hissediyordu. Fakat soramıyordu, kendileri istemedikçe bilgi vermiyorlardı. Bunu zorla da olsa artık kabullenebilmişti.

Çok hızlı bir şekilde içi boş bir aracın yanlarına gelmesiyle Roza "Şimdi bu araca yerleşin. Lulu, sen buraları gezme fırsatına daha önce sahip olmuştun. Her bölgeye gidin, orada mutlaka bir kişi sizinle ilgilenmek için görevlendirilmiş olacak." sözlerini sıraladığında Lulu, onun dediğini yaparak araçtaki iki koltuktan birine oturdu.

Asena Lulu'nun , kapısı bile olmayan güçlü bir maddeyle yapılmış, araçtan nasıl içeri girdiğini anlamadı. Tereddüt etse bile ardından buna benzer bir araçtan görünmez bir kapı ile çıktıklarını hatırladı. Araca daha da yaklaştığında bu sefer bunun kapıyla bir ilgisi olmadığını fark etti. Kendisi bedenleri gördüğü için yanılsamaya maruz kalmıştı. Ruh parçası olduğunu biliyordu. Asıl benliği boşluklardı. Ve istediği her şeyi yapması mümkündü. Böylece aracın içine kolaylıkla girerek yerine yerleşti.

Lulu onun düşüncelerini dinlememek konusunda kendini hakim olamayıp, onu dinlemişti. Çünkü ilk tepkilerini ve buradaki gelişimini merak ediyordu. Onun az önce edindiği farkındalığın ardından Lulu ona "Varlığına dair ilk farkındalığındı." diyerek hafifçe gülümsedi. Asena da sadece gülümsedi. Kuzeninin onu dinlediğini böylece öğrenmiş oldu. Buradan gidinceye kadar farklı bir şey düşünmemesine dair kendi bilincini uyardı.

İlk olarak Lulu'nun verdiği zihinsel bir komutla Yeşil Hagi Bölgesi'ne eriştiler. Araçtan çıktıklarında onları, diğerlerine göre daha uzun biri karşıladı. "Yeşil Hagi Bölgesi'ne hoş geldiniz. Biz sizlere hizmet eden ve iş gücü sağlayan varlıklarız. Yaratıcımız ise Kraliçe Hagi olmaktadır." sözlerine başlayan görevli, etrafı dolaşmaya başladı. Ve cümlelerine devam etti: "Biz hep çalışırız, bu yüzden bizler enerji takviyesi alırız."

Bilgilendirme yapılırken aynı zamanda o bölgeyi gezmişlerdi. Bu yaratıklar yine kendileri gibi Kraliçe Hagi tarafından var edilmişti. Fakat o kendilerinin üretimi olduğu bilgisini almıştı. Ona gerçekler zaten nadiren söyleniyordu. Bu yanlış bilgiye karşı şaşırmadı. Lulu araca bindiklerinde "Yaratıcılarının Kraliçe Hagi olduğunu söyledi. Bu inanışı nasıl onlara yüklediler acaba?" dedi. Böylece Asena, aslında Lulu'nun da buraya dair çok bir şey öğrenemediğini hissetmiş oldu. Hangi bilginin gerçek olduğu, belirsizliğini koruyordu.

Asena "Şimdi nereye gidiyoruz?" diye soru yönelttiğinde Lulu, "Burası çok büyük bir evren, yönetici olduğumuz için de birçok parçaya ayrılmış ve farklı alanlarda hakim bölgelerden oluşuyor. Tüm alanlardan yetkin olanlar, görevleri dışında Uzman Bölgesi'nde yer alıyorlar." konuşmasını yaptı. "Bence en son oraya gidelim." demesiyle de Lulu, bu sefer farklı bölgeye gitmek üzere araca tekrar zihniyle komut verdi.

SIMA HUMBOLDT Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin