0.1

241 10 0
                                    


Gelen seslerle kulağımı ahşap kapıya dayadım.

-Ne tür bir sorundan bahsediyoruz?

-Son depremde hasar aldı.

Babamın uğursuz sesinden sonra duyduğum sesle titredim. Kendiminkinden ve babamınkinden başka ses duymadığım bu evde birinin daha bulunduğu düşüncesi üşümeme sebep olsada içimde gizli bir heyecanın ve zayıf bir umudun fitilini ateşlemişti.Sesin sahibini görmek için neler vermeyeceğim düşündüm. Elim kapı koluna gitsede beni o kolu gitmemeye ikna edecek deneyimler yaşamıştım. Ancak Tanrı bana bir umut vermek ister gibiydi. Kapı kolu yavaşça döndü fakat kilitli kapı açılmadı.

-Senin odan oradaki değil. dedi babam aceleyle. Sesinde gizli bir korku vardı.

-Burada ne var peki?Umursamaz sesin sorusuyla cevabı duymak için kapıyla bütünleşmek istercesine dahada yaklaştım.

-Kardeşin. dedi net ve soğukkanlı bir şekilde. Şaşkınlıkla ağzımdan fısıltılı bir haykırış çıksada devamının gelmemesi için elimi ağzıma kapattım ve birkaç adım geriledim

.-Kardeşim?Duruma gire fazla sakin çıkan ses şaşırmama sebep oldu. Aslında bir kardeşim olduğunu öğrenmek sadece bana mı garip gelmişti?

-Üvey.

-Annemden sonra evlendiğini bilmiyordum.Ne yani annemden öncede mi evliydi?

-Annenin ölümünün üzerinden uzun zaman geçti Levi.

Levi? Soğuk bir sessizliğin ardından konuşmayı bitirmek istercesine konuştu.

-Odam neresi?Adım sesleri uzaklaşırken kendimi yatağa attım. Zayıf umudum gitgide sönerken gözlerim kapanıyordu.

§ § §

Gelen sesleri duymamak için başka şeylere odaklanmaya çalıştım. Gözlerimi odada gezdirdim ve en sonunda kalem ve silgimi alıp birkaç tablo dışında boş olan duvarın önüne gittim. Karakalem çalışmalarımı arasında annemin portreside vardı. Aşağıdan gelen bağırma seslerinin büyük bir çoğunluğu ona ait olsada ona kızamıyordum yada nefret edemiyordum. Bana göre tek suçlu babamdı. Namı değer canavar. Taploları hışımla çıkarıp yerle buluşmaları işaret eden sesi dinledim. Ardından derin bir nefes aldım ve herşeyi bir kenara bırakarak, bağarışları buymamaya çalışarak duvarı çizgilerimle doldurdum.

§ § §

Gördüğüm anı uyanmama sebep olsada kendimi hâlâ yorgun hissediyor ve bedenimi tekrar uyumaya zorluyordum. Sonuçsuz olan bu uğraşımın ardından yataktan kalktım ve saate baktım. Yaklaşık bir saat sonra aşağıya inmem ve yemek yapmam gerekecektir. Odada bu süre içinde uğraşabileceğim birşey ararken karşıdaki duvar bana göz kırptı. Heyecanla kalkıp kalem silgimi aldım. Fakat önce duvardaki taplolardan kurtulmam gerekiyordu. Bunlardan biri tabiiki yine annemin portesiydi. Odamda bunlardan birkaç tane vardı. Çünkü ne zaman birinin resmini çizmeye çalışsam ister istemez resim bir anda annemin fotoğrafına dönüşüyordu. Buna daha ne kadar dayanabileceğimi düşündüm. Onun hatırası ile, onun yası ile daha ne kadar perişan olabileceğimi. Sonra anlık bir sinirle diğer resimlerle beraber onun resimlerinin de yeri boylamasını sağladım. Fotoğrafının üzerinde tepinirken sanki çerçeveden kurtulursam ona dair herşeydende kurtulabilirmiş gibi hissettim. Geri adımlarıp nefes nefese duvara yaslandığımda duvarın arkasından gelen sesi duydum.

-Gürültüyü ne zaman keseceksin aptal velet?!

Sabah kapının ardında duyduğum sesdi.

-Ne o?! Şimdide dilini mi yuttun?

-Ö... Özür dilerim.

-Tch!

AY ÇOCUĞU(LEVİ ACKERMAN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin