0.3

66 7 0
                                    

Ses çıkmaması için elimle ağzımı kapatmış hıçkırıklarımı içime atmaya çalışıyordum. Annemin ölümünün ardından babamla yaşamaya başlamıştım ve bir süre sonra ister istemez sessiz ağlamayı,sessiz kahkaha atmayı,hatta sessiz nefes almayı öğrenmiştim. Aslında sondaki zorunluluktan çok istekti ama olsun. Dünyamın sadece bu evden ibaret olduğu bu eve rağmen kahkaha atabilmek zordu,bunları içimde tutmak zorunda olmaksa çok acıtıyordu. Yanımda hissetiğim gölge ile başımı yavaşça kaldırdım. Kızarmış gözlerimi gözlermim gördüğünde kaşları hafifçe çatıldı. Yüzünde mimik oynatabildiğim için içten içe mutlu olsamda beni ağlarken görmesinden fazlası ile rahatsız olmuştum. Kısa bir bakışmanın ardından yükseldiğini hissetiğim acı ile hızla banyoya koştum. Klozetin yanında diz çöktüm ve akşam yemeğimle beraber bolca safra kustum. Odamdaki garip ortam bozulduğu için içten içe rahatlasamda hala acı çekiyordum. Nefes almak için verdiğim aradan sonra öğürmeye devam ederken koyu kısa saçlarımın nazik hareketler ile geri çekildiğini hissettim. Yanımdaki beden tanıdıktı. Zihnimde yankılanan sesi susturmaya çalışsamda boşuna bir uğraş olduğunu anlayıp vazgeçtim ve sesin zihnimi ele geçirmesine izin verdim. Bu gerçekten Lev miydi? Neden buradaydı? Bu banyoda hatta bu evde? Neden kaçabilecekken buradaydı? Odasından hiç çıkmayabilir,benimle hiç konuşmayabilir, yemekte o konuyu açmayabilir, odama hiç gelmeyebilirdi. Neden yapıyordu? Beni minnettar hissettirmeye mi çalışıyordu yoksa üvey abim olduğu için kendini sorumlu mu hissediyordu? 16 yıl sonra varlığını öğrendiğim bir üzey abiye gerçekten ihtiyacım var mıydı? İçimdeki her şeyi boşalttığımdan emin olduktan sonra yavaşça doğruldum. Saçlarımı bıraktığında lavaboya yöneldim ve elimi yüzümü yıkayıp ağzıma gargara yaptım. Hiç konuşmadan yaptığım bu bir dizi fiili sadece izliyor,hiçbir tepki vermiyordu.                                           

  -Şu an muhtemelen bir zavallı olduğumu düşünüyorsun.Kısa bir beklemenin ardından cevap verdi

-Hayır,şu an bunu neden daha önce anlatmadığını anlamaya çalışıyorum.                                                

-Neyi?                                                                                                                                                                                         

   -Salağa yatma velet. İkimizde ondan bahsettiğimin farkındayız.Alaycı bir şekilde güldüm. Daha doğrusu gülmeye çalıştım fakat gülümsemem bana bile samimiyetsiz gelmişti. Gerçeklikten çok uzaktı.

-Gerçekten onca yıl sonra bir anda ortaya çıkan bir adama öylece güvenememi mi bekliyorsun?   Cevap vermek üzere ağzını araladığı sırada banyo kapısında gözlerinde şimşekler çakarak babam belirdi.



Arkadaşlar bir bölümün daha sonuna geldik. Düşüncelerinizi lütfen yorumlar aracılığ ile bana bildirin. Bu arada size açıklamam gereken çok önemli birşey var. Bunu ilk yazdığımda okuyan arkadaşım ana karakterimiz olan Amaris'in kız olduğunu hikayenin sonunda öğrenmişti oda ben söylediğim için.Bu yüzden belirtme ihtiyacı hissediyorum. AMARİS KIZ.

Sevgilerle...

AY ÇOCUĞU(LEVİ ACKERMAN)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin