👑👑

966 39 5
                                    


.
.
.
.
.

sarayda resmen olmayan omega(m)için hazırlıklar başladı. Annem omegayı 1 haftadır sürekli izliyor, etraftan bilgiler topluyor, ve hepsini üşenmeden hem dosya haline getiriyor hemde bize anatıyordu.

omaga(m) daha ilk kızgınlığınaa bile yeni girmiş. 19 yaşında, ailesiyle birlikte yaşıyor. çalışmıyor. adı yoongi, soy adı min. babası bir alfa annesi omega,
babası bir tüccar. çok fazla gelirleri yok.

bildiklerimiz bunlardı. şimdi de annem ve babam hazırlıkları tamamlayıp o omeganın ailesiniyle görüşme ayarlayacaklardı. yani akşam.

bende üstüne siyah renkte altın işlemeli bir hanbok giydim. prens tacımı başıma koydum. kılıcımı kınıma yerleştirip aynanın önünden ayrıldım. çok güzel olmuştum.

"gelnez üzeredirler şimdi. bizde taht odasına geçelim." annem babamın yanında yürüyor, bende arkalarından gidiyordum.

salonun kapısından bir asker içeri girip eğildi. "efendim min ailesi saraya teşrif ettiler."

" buraya getir" asker doğrulup salandon çıktı. bir kaç dakika sonra içeri orta yaşlarda bir adam ve kadın girdi ardından omega da girdi. hepside bizi görünce yarıya kadar eğildiler. "ahh eğilmenize gerek yok. lütfen geçin oturun." babam tahtından inip salondaki oturma takımına doğru ilerledi. annemde gittikten sonra bende ilerledim. hepimiz oturunca babam ve diğer alfa konuşmaya başladılar. annemlede diğer omega kobuşuyordu. babamı biraz dinleyince işden gğçden bahsediyorlardı.

omegaya baktığımda başını eğmiş hanbokunun kumaşıyla oynuyordu. gergindi büyük ihtimal.
üstne mavi ve pembe renkleri ağırlıklı bir hanbok giymişti. ben mylece arkama yaslanmış arada annemleri arada babamları dinliyordum.

"sizi çağırmaızın asıl sebebini zaten size iletiştik." babam hem bana hem omegaya baktı. ama omega başını kaldırmıyordu bile. "evet efendim" alfa babama karşı oldukça saygılı bir şekilde yaklaşıyordu. eh normal karşısında bir kral vardı. " bizim atalarımızdan kalan bir kuralımız vardır. bir alfa tahta geçmek geçmek için evli olması gerek. oğlumunda tek eksiği bir eş. soylu bir ailenin çocuğunu istemedeği için kendi halkımızdan bir omegayla evlenmek istedi. omegamda sizin oğlunuzu uygun gördü."

Alfa önce dinlemiş sonra başını sallamıştı. "anladım. Ama oğlumun alfanıza yakışır bir omega olduğunu düşünmüyorum efendim." hepimiz bir anda omegaya dönünce geri başını eğmişti. "Ben öyle düşünmüyorum. Oğlumla evlenmesi yeterli olacaktır."

"siz nasıl uygun görürseniz. Bir karar verdiyseniz, doğru olan o dur." babam ve annem gülümseyip "o halde 1 hafta içinde hazırlıkları başlatıyoruz. ne kadar erken o kadar iyi" annem gülerek karşısındaki omegaya baktı. kadın pek memnun değil gibiydi sadece "tabi" deyip oğluna baktı.

omega bir şey belli etmiyordu. öylece dümdüz suratla hanbokunun kumaşına bakıyordu. " öyleyse akşam yemeğine geçelim, buraya kadar geldiniz hemde düğünle ilgili olacakları kararlaştırırız" annem ayağa kalkınca hepimiz kalktık. omegayla annem babamlada diğer alfa yanyana gidiyorlardı. bende omeganın yanına geçtim. sessizce etrafı inceliyordu.

normal sonuçta ilk defa böyle bir yere geliyordu.
yemek masasına oturunca hizmetliler hemen tabaklara yemekleri koymaya başladı. "düğünü sarayın önünde yapacağız. bir gün düğün olucak ertesi günün akşamı taç giyme töreni olacak" Alfa başını sallamıştı. omeganın annesi omegaya yaklaşıp bir şeyler fısıldadı. omega başını sallamakla yetindi.

"oğlum sen nasıl istersin" annemin sesini duyunca onlara döndüm. "neyi nasıl isterim" babam ve annem gülünce anladım neyden bahsettiklerini. "ahh şey tamam. ben sadece kendi hanbokuma felan karar veririm. belki dekorasyonda bir kaç isteğim olur bilmiyorum." gergin olurum sanıyordum ama gergin değildim. annem evleneceğim omegaya baksada bir şey demedi. ne isteyip istemediğini kendi ailesi sorması gerekti ama ne babası bir şey dedi ne de annesi bir ara alfasına baktı ama alfa oralı olmayınca sesini çıkartmadı. sanırım oda omegaların isteklerini pek önemsemiyordu.

omegaya tekrar baktığımda etindeki sebzeleri ayırmış eti yemişti ayrıca etin deri kısmınıda ayrımış yememişti. içeceğine baktığımda ondan sadece bir yudum almış dahada almamıştı. oi muchim yemeğini seviyor sanırım çünkü onu tamamen yemişti.

şimdide hizmetli sofraya tatlıları diziyordu. gangjeong, pirinç keki, yeot,
jeonggwa gibi bir sürü tatlı koymuşlarıd. her kez tabağına yiyecekleri tatlılardan alıyorlardı. omega hariç. niye bu kadar salakça davranıyor. annesi önüne sadece pirinç kekinden koydu. diğerlerini sevmiyormu. "ahh tatlım diğer tatlılardan da alsana, sevmiyormusun yoksa?" annemin soru sormasıyla ona döndü. "yok, seviyoyum ama doydumm saolun" biraz daha konuşmasa dili yok zannedicektim. "peki o zaman" annem zorlamadan önüne döndü.

...

sonunda gidiyorlardı. "yarın omegayı saraya bekliyorum. özel konuşmamız gereken şeyler var" annem güler yüzle omegaya baktı. "tabiki".

gittiklerinde içeri girdik. "anne bul bula böyle bir omegamı buldun" yani az konuşkan birini bulabilirdi.
"ben sevdim, saygılı gibi" hadi ama daha konuşmadı bile nasıl saygılı olduğuna karsr verdi acaba "anne konuşmadı bile nası saygılı olduğuna karsr verdin"

"annecim, bu çovukla evleneceksin bitti" off offf.
"ayrıca bize bir torun, kraliyetede veliaht vereceksin" ne çocukmu? lan ben sadece tahta geçmek için evleniyorum. "çocukmu?" babam ve annem gülümsedi. "evet, bize torun vereceksin" bebek isyorlardı. iyide ben nası bakıcam ona uf uff "tamam, bir evlenelim şu iş bitsinde"

...

730 kelimelik bir bölüm. bir dahaki bölüm daha uzun olur.

royal landsHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin