-dört-

301 32 220
                                    

Oy atmayı ve yorum yapmayı unutmayın

Lütfen

Buna çok yorum geliyo diye daha çok yazasım geliyo

-

Kıpkırmızı yüzünle arabada otururken iki elinle birden yüzünü kapattın. Az önce olanlar yüzünden hala çok utanıyordun.

"Ölmek istiyorum, ölmek istiyorum, ölmek istiyorum-" açılan kapı sesini duyunca ellerini yüzünden çektin. Moe sana sırıtarak bakıyordu. "Ne var? Neye gülüyorsun?"

"Sus, rezil seni."

"Kes sesini abi!"

Gür bir kahkaha patlattı. "Çığlık atman ve Levi'ın kafasına kaşık fırlatman çok epikti."

"Kes sesini!"

Seninle dalga geçmeye devam ederken koltuğa oturdu. "Sen niye biniyorsun arabaya?"

"Mikasa'ya bende geliyorum. Bugün birkaç belgeye bakmamız lazım. Sağlık raporlarına falan işte." geriye yaslandı. "Erken giderim merak etme. Doya doya sevişirsiniz."

"Aramızda öyle bir şey yok! Her şey yanlış anlaşılmaydı."

"Hep öyle derler." Moe camdan dışarıya bakarken omuzlarını tutup sarsmaya başladı. "Aha seninki geliyor."

Baktığı yöne dönünce Mikasa'nın geldiğini gördün. Yanında abisi Levi vardı. İkisi gelirken konuşuyorlardı.

"Neyse" dedi Levi alaycı bir şekilde Mikasa'ya bakarak "en azından evde kızlardan hoşlanan birisi var."

"Ben kızlardan hoşlanmıyorum."

"Külahıma anlat sen onu." gözlerini devirdi. "Zamanında bende hetero olduğumu savunuyordum ama görüyorsun." yüzük parmağını göstermek adına elini kaldırdı. "Siktir git Levi!"

"Olur. Erwin'e söylerim."

Arabaya ilerlerken Mikasa dişlerinin arasından söylendi "Patavatsızlık yapma. Lafta atma. Kız senden sonrasında defalarca kez özür diledi zaten."

"Tüh, nipple'ını beğenip beğenmediğini soracaktım." duyduğuyla adımlarını durdurup keskin bakışlarını abisine çevirdi. Levi hemen iki elini sallayarak geçiştirdi. "Tamam, tamam. Bakma öyle."

Mikasa onaylamazca başını iki yana salladı. Bir an önce eve gitmek istiyordu.

-

"Y/n ben markete gidiyorum. İstediğin bir şey var mı?"

"Yulaf, süt ve bal lütfen. Bir de biraz meyve." soğanları ince ince keserken söyledin. "Kahvaltı için yulaf lapası yazılmış diyetine. Dolapları karıştırdım da yulaf pek bulamadım. Sütte az kalmış."

"Tamamdır. Moe gitti mi?"

"Çoktan." dedin kelimeyi uzatarak. "Levi gitti mi?"

"Hayır, şimdi beraber çıkacağız." Armin yanına yaklaştı. Buzdolabının kapağını açmadan önce yanına geçti. Raftan bir bardak aldı. "Su ister misin?"

"Yok. Sağ ol." soğanları keserken burnunu çektin. Armin sana bakarak kıkırdadı. "Yardımcı olmamı ister misin?"

"Hayır. Sende burada çok durma." dedin ona dönerek. Gözlerini işaret ettin. "Bayağı acı verici."

Kibar bir kahkaha attı. "Pekala. Yine de gözlerini sileyim. Rimelin akmış."

"Ne? Ciddi misin?"

Peçeteyi aldı. Yüzünü silerken gülümsedi. "Pek sayılmaz. Ama gözlerinin altına bulaşmış."

𝐅𝐥𝐚𝐰𝐥𝐞𝐬𝐬 ||𝑀𝑖𝑘𝑎𝑠𝑎 𝐴𝑐𝑘𝑒𝑟𝑚𝑎𝑛Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin