𝐅𝐥𝐚𝐰𝐥𝐞𝐬𝐬 ||𝑀𝑖𝑘𝑎𝑠𝑎 𝐴𝑐𝑘𝑒𝑟𝑚𝑎𝑛

-altı-

"Birkaç dergiden teklif geldi. Sizinle müsabakalar başlamadan röportaj yapmak istiyorlarmış."

"Reddet. Hiçbirine ayıracak vaktim yok."

"Aslında takvimde boş yer var ve saatler uyuşuyor."

"Gidemem."

"Popülerliğini arttırmak için iyi olmaz mıydı?"

"Popüler olmakla işim yok. Şampiyon olmak istiyorum." oturduğu sandalyeden kalktı. "Ellerine sağlık kahvaltı çok güzel olmuş."

"Afiyet olsun." dedin başını sallayarak. Hanji'nin röportaj hakkında söylediği şeyleri kafanda doğrulamış olmuştun. Üstelemek istemiyordun ama bir yandanda fazlasıyla merak ediyordun.

"Bugün senin gelmene gerek yok." dedi Mikasa başını kaldırarak. "Akşam Moe ile gelmeyi planlıyoruz. Abim sanırım yemeğe davet etmiş."

"Tamam. Kesinleşirse beni ara. Bende yemeği ona göre fazla hazırlarım."

"Ararım." dedi Mikasa başını sallayarak. "Öğle yemeğimi koyabilir misin?"

"Koydum bile." dedin elindeki kutuyu göstererek. "Saatinde yemeyi unutma. Katı ve sıvı aynı anda tüketme. Ayrıca sütlü bir şey tüketeceksen laktozsuz iste. Gaz yapmasın."

Gülme isteğini bastırmak isterken değişik bir ses çıkardı. Kaşlarını çatarak ona baktın. "Bir şey yok."

"Umarım öyledir." dedin yandan bir bakış atarak. Siyah saçlı kadın yemeğini yerken biraz telefonla ilgilenmek istedin. Salona adımlarken son kez bir şey isteyip istemediğini sordun. İstemediğine kanaat getirince eve gitmek için hazırlanmak adına odana çıktın.

-

İzin günündeydin. Daha doğrusu Mikasa'nın bir anda izin verdiği bir gündeydin.

"Sonunda" diyerek geriye yaslandın "canım yatağımı çok özlemişim."

"Onunla kalmaktan pek şikayetçi gibi durmuyordun."

"Şikayetçi değilim zaten." dirseklerinin üstünde yükseldin. "Benim evim onun evinin yanında bir hiç kızım. Yine de insanın evi gibisi yok cidden. Kendime ait bir yerin olması beni çok mutlu ediyor. Onun evindeki yatak daha rahat, ama kendi yatağını özlemişim."

Yatağına bakarken nevresim takımın yüzünden sırıtmadan edemedi. "Sende haklısın tabii. Tinker bell'li örtünü özlemeseydin ayıp etmiş olurdun."

Yastığı Historia'nın suratına fırlatırken inledin. "Dalga geçme küçük"

"Geçmiyorum." dedi kıkırdayarak. Yanına yaklaştı. "Yatma. Kaldır götünü."

"Uykum var."

"Çok uyuduğun için uykun var." iç çekerek başını iki yana salladı. "Alışverişe gidelim. Kalksana kız."

"Yok." dedin gözlerini kapatarak "Hiç halim yok. Canımda istemiyor. Alışveriş havamda değilim."

"Hep böyle diyorsun ama gittiğimizde en çok alışverişi de sen yapıyorsun." baş ucuna oturarak saçını okşadı. "Y/n, alışverişe gitmemiz lazım. Giyecek hiçbir şeyim yok."

"Yalancı."

"Yemin ederim." duraksadı "Yani çokta yemin etmiyorum. Az yemin ediyorum. Ya gelsen ölür müsün?"

"Bu sıcakta evet." iç çekerek gözlerini açtın. "Saçlarımı okşaman daha çok uykumu getiriyor haberin olsun."

Elini çekerek gözlerini devirdi. "Akşam randevum var y/n. Nolur ki gelip yardımcı olsan?"