Bölüm2

1.4K 63 4
                                    

Taksi şoförünün 'geldik' demesiyle irkildim. Ağzım açık bir şekilde etrafıma bakıyordum.

'Şey doğru yerde olduğumuzdan emin misiniz?'

'Söylediğiniz adres burası hanımefendi' parayı ödeyip taksiden indim.

Şu an sadece dizilerde ve filmlerde gördüğüm o denizin hemen karşısında olan yalılardan birinin önünde duruyordum. Ben etrafımı incelemeye devam ederken yalının kapısı açıldı. Güvenlik görevlisi diye düşündüğüm adam:

'Duru hanım olmalısınız. Kum Bey sizi içeride bekliyor' dedi. Gülümseyerek içeri geçtim. Kum beni kapıda bekliyordu.

'Bir an vazgeçtin sandım'

'Ah hayır, üzgünüm, uyuyakalmışım.'

'Hiç sorun değil, tam vaktinde geldin.' dedi gülümseyerek.


İçeri doğru yürüdük. Ve salona daha doğrusu düğün salonu gibi olan odaya adımımı attığım an hayretlerim şaştı. O kadar güzel dizayn edilmişti ki... Etrafı incelerken birden gözüm elindeki tabletiyle koltukta oturan 10 yaşlarında olduğun tahmin ettiğim çocuğa gözüm takıldı.

'Seni Sahil'le tanıştırayım' dedi Kum.

Ne? Sahil bu kadar büyük müydü? Ben 6-7 yaşlarında bir çocuk bekliyorum. Eğitimi fazla gecikmiş olmalıydı. Nede böyle çocuklar için olan özel okullara göndermemişlerdi ki? Bu arada babasına fazlasıyla benziyordu. Sadece saç rengi babasından biraz daha açıktı ve gözleri Kum gibi çok derin duygular taşıyordu. Babası gibi yakışıklıydı yani.

'Oğlum hadi yeni öğretmeninle tanış'

'Ben öğretmen felan istemiyorum' dedi kafasını tabletten kaldırmayarak.

'Merhaba ben, Duru' dedim araya girerek. Zehir saçan gözlerle bana bakarak:

'Git buradan' diye hırladı.

'Hemen elindeki şu aleti bırak ve öğretmeninle tanış' dedi Kum çıkışarak. Sinirlenmişe benziyordu.

Elindeki tableti bırakıp yanımıza geldi:

'Ben Sahil. Sende Duru'sun. Tanıştık işte' diyerek tekrar tabletini eline alıp oturdu.

Kum tam ağzını açıp bir şey söyleyecekti ki 'Bizi yalnız bırakır mısın?' diye fısıldadım. Söyleyeceğini yutup, tamam anlamında başını salladı ve dışarı çıktı. Sahil'in elinden tableti alıp masanın üstüne koydum ve yanına oturdum. Nefret dolu gözlerle tekrar bana baktı.

'Sanırım tekrar tanışmalıyız' diyerek gülümsedim.

'Tanıştık zaten' dedi sinirle.

'Ben senin öğretmenim. Ne dersem o olacak unutma' dedim göz kırparak.

'Senden önceki tüm öğretmenlerim bu evden kaçarak ayrıldı. Bana en uzun süre öğretmenlik yapan kadın 3 gün dayanmıştı. Sende onlardan biri olacaksın.' dedi tam gözlerimin içine bakarak. İnsanlara karşı nefret besliyordu. Ama o daha 10 yaşında bir çocuktu neden bu kadar soğuktu ki etrafındaki herkese karşı?

'Ah hiç sanmıyorum delikanlı'

'Görecez'

'Bana nelerde zorlandığını anlat, dersimize başlayalım' dedim

'Sana git buradan dedim' diyerek koşarak odasına gitti. Tam arkasında giderken Kum beni durdurdu ve:

'Vazgeçmek istersen anlarım' dedi.

İHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin