Bölüm6

870 47 5
                                    

Gece bir saniye gözüme uyku girmemişti. Sabah saat 6da kalkıp duş aldım.

Saçımı kurutup tepeden bir topuz yaptım. Gri taytımı üstüne düz siyah tişörtümü giydim. Kulaklığımı kulağıma takıp evden çıktım.

Bu şehir... Bana sadece acıları hatırlatıyordu. Biraz yürüdükten sonra, markete girip kahvaltılık bir şeyler ve ekmek aldım. Tam market kapısından çıkarken Derin'in kardeşi Efe'yi gördüm.

Efe sarışındı. Derin'in tam tersi yani.
Derin'in esmer teni, simsiyah saçları çekik gözleri vardı. Efeyse sarışındı. Yemyeşil gözleriyle abisiyle alakası yoktu.

Beni gördüğüne şaşırmıştı.
'Aa Duru. Nasılsın?'
'İyiyim Efe sen nasılsın?'
'Bende iyiyim. Buraya hiç gelmedin sanıyordum.'
' Dün geldim.'
' Anladım. Neyse ben tutmayayım seni. Görüşürüz.'
'Görüşürüz.'

Elazığ böyleydi işte. Küçük şehir sonuçta. Her an herkesle karşılaşabilirsin. Efeyle ilk tanışmamız, Derinle 4. Ayımızda olmuştu.

...

Derinle buluşacaktık. Hemen hazırlanıp evden çıktım. Her zamanki gibi o kafede buluştuk.

Her şey harikaydı. Hatta mükemmel. Ona o kadar güveniyordum ki, onu o kadar seviyordum ki, bir gün beni bırakacağı aklımın ucundan geçmezdi...

'Hoş geldin sevgilim' diyerek sarıldı.

Öyle güzel sarılıyordu ki. Sadece ona sarılı kalarak bir ömür yaşayabilirdim. Belime sıkıca doladı kollarını. Bende boynuna sarıldım. Kafamı omzuna gömüp o güzel kokusunu içime doldurdum. Sonra kokusunu içime çeke çeke öptüm boynundan.

Onu koklayarak öpmeyi seviyordum. Onu sevmeyi seviyordum ben.

Oturduk, elimi hiç bırakmıyordu. O kadar güzel bakıyordu ki... Bana aşık sanıyordum. Benden başkasını gözü görmez sanıyordum.

Konuşmuyorduk, sadece birbirimize bakıyorduk.

Birden, yüzlerimiz yakınlaştı. Bakışları gözlerimden yavaş yavaş dudaklarıma kayıyordu. Nefesini yüzümde hissedince, kalbim çıkacak sandım. Nefes alışım hızlanmıştı. Bir eliyle elimi tutuyordu. Bir eliylede belimi kavrayarak kendine doğru çekti. Ne hissettiğimi bile anlayamıyordum. Tek bildiğim, kalbimin o kadar hızlı atmasını istemediğimdi. İstemsizce benimde elim onun yanağına doğru çıktı. Dudaklarımız iyice yaklaşmıştı.

Ve tam o sırada biri gelip masaya oturdu
'Ooo kimler varmış burada?' diye güldü.

O kadar utanmıştım kii... Kesinlikle kıpkırmızı olmuştum. Yanaklarım yanıyordu. Hemen Derin'in elinden kurtulup, ondan uzaklaştım.

'Oğlum densiz misin sen ya?' diye çıkıştı Derin. Ve bana dönerek devam etti.

'Canım Efe o kardeşim. sana bahsetmiştim.'

'Demek Duru Yenge sensin' diye kıkırdadı. Gülümsemekle yetinmiştim.

...

Eve girdim. Babam sinirle:
'Neredesin sen?' dedi.

'Erken uyandım. Biraz yürüyüp kahvaltılık bir şeyler aldım.'

'Haber verme gereği duymadan öyle mi?'

'23 yaşındayım, bir yere çıkmak için senden izin almam gerektiğini düşünmüyorum.' dedim sitemle. Bir şey söylemesine izin vermeden, mutfağa geçtim.

Özge ve annem kahvaltıyı hazırlıyordu.

'Endişelendik kızım. Haber verseydin keşke.'

'Amma abarttınız ya. 3 yıldır ne yaptığımdan haberiniz bile yok.'

İHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin