Bölüm 4

971 50 3
                                    

Sabaha karşı uyuduğum için şiş gözlerle uyandım. O kadar uykum vardı ki... Hemen hazırlanıp evden çıktım. Gözlüklerimi gözüme takmayı ihmal etmedim. Aslında daha erkendi.

Gidip bir simit ve çay alıp, denize karşı oturdum. Neden bilmiyorum. Bir anda o aklıma geldi. Yaşadıklarımız geçti gözümün önünden. Birlikte tatil planları yapıyorduk. Çok güzel hayallerimiz vardı. Çok güzel yaşanmışlıklarımız vardı. O kadar mutluydum ki onunla, gerçek yüzünü görememiştim, her şeyin yalan olduğunu görememiştim, bırakacağın tahmin edememiştim.

Geldiğimde, Kum ve Sahil birlikte pes oynuyorlardı. Nasıl da mutluydu Sahil. Bu anı bölmemek için mutfağa geçtim. 'Bir bardak su alabilir miyim?' dedim mutfaktaki çalışana. 'Tabi' dedi ve bir bardak su doldurup bana uzattı.

'İki yıldır burada çalışıyorum ve onları hiç böyle görmemiştim.' Dedi

'Ah evet. Bende bu anı bölmemek için yanlarına uğramadım'

'Siz geleli daha birkaç gün oldu ve bir çok şeyi değiştirdiniz.'

'Pek bir şey yapmadım.'

'Öyle söylemeyin. Ben siz konuşurken konuşmanıza kulak misafiri oldum' dedi utanarak. 'Ve siz Kum Beyin gerçekleri görmesini sağladınız' O sırada Sahil mutfağa geldi.

'Duru neden gelmedin yanımıza?'

'Yeni geldim kuzum'

'Hadi gelsene sana anlatacaklarım var' dedi heyecanla. Tam Sahilin odasına girerken Kum geldi. Gözlerine o güzeller güzelli ela gözlerine bakmak istemiyordum. Beni gün geçtikçe içine hapsediyordu. Nasıl olur da bu kadar güzel bakabilir, bu kadar güzel gülebilirdi?

'Hoş geldin.'

'Hoş buldum.'

'Nasılsın?'

'İyiyim siz?'

'İyiyim ama sizli bizli konuşmayı pek sevmem' gülümsedi

'Nasıl istersen' gülümsedim

'Dersten sonra Sahil'le bir yerlere gidecez. Sende gelmek ister misin?'

'Evet evet sende gel Duru' dedi Sahil bağırarak

'Çok isterdim ama arkadaşımla buluşacağım. Söz verdim. Başka zaman gelirim' dedi.

'Nasıl istersen' dedi ve gitti Kum. Neden öyle bir şey söyledim bilmiyorum. Benim tek arkadaşım var zaten o da Tan. Kumla aynı ortamda bulunmak istemiyordum. O gözlerine bakmak istemiyordum. Geçmişime ihanet etmiş gibi hissediyordum, onun gözlerine bakınca. O yaralı bir erkekti. Aşkla bağlı olduğu karısını kaybeden ve bunun için kendini suçlayan yaralı bir adam. Bense... Bende en sevdiği tarafından, aşık olduğu adam tarafından ihanete uğrayan ve sırf bu yüzden 3 yıldır kimseyi hayatına sokmayıp, sevmekten bağlanmaktan korkan yaralı, çaresiz bir o kadar da aciz bir kadındım.

'Babam artık beni seviyor Duru. Dün uyumadan önce bana hikaye okudu ve benimle uydu. Sabah birlikte kahvaltı yaptık ve sonra pes oynadık.'

'Ben söylemiştim sana. Baban seni hep seviyordu. Sadece gösteremiyordu.'

'Hadi derse başlayalım. Eğer okumayı ve yazmayı öğrenirsem babam beni daha çok sever.' Dedi.

Derse başladık. Yine aynı şekilde birkaç harf ve rakam öğrettim. O kadar istekliydi ki... Canım benim. Babasıyla vakit geçirdiği için nasıl da mutluydu...

Ders bittikten sonra, Kum'a

'İyi akşamlar.'dedim

'Bir sorun mu var?'

İHANETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin