Her zaman ki gibi erken kalktım. Hızlıca üzerimi değiştirdim. Çantamı kontrol edip mutfağa, annemlerin yanına, gittim.
"Günaydın oğlum"
Yapabileceğim tek şey olan gülümsemeyi sundum.
"Jısung, seni bu gün okula ben bırakıcam."
Aslından Jeongin ile gitmek istiyorum ama ablama bunu söyleyemediğim için kabul etmiş oldum.
Kahvaltıdan sonra ablamla arabaya bindik.
Okula her zamankinden erken geldim. Bu size göre iyi bir şey olabilir belki ama benim için berbat.
Çünkü siz arkadaşlarınız ile ders başlayana kadar sohbet edebilirsiniz. Ama benim ne arkadaşım var ne de konuşabilme imkanım.
Sınıfıma çıkıp sırama oturdum. Çantamdan okuma kitabımı çıkarıp okumaya başladım.
Bir kaç dakika sonra Jeongin gelmişti.
"Günaydın Ji"
Gülümsedim.
"Ne okuyorsun?"
Okuduğum sayfaya parmaklarımdan birini sıkıştırıp kapağı gösterdim.
"İçimdeki müzik....İsmi güzelmiş"
Kitabın ismini okuyunca tekrar gülümsedim. Zaten o da sırasına geçti. Hoca daha gelmediği için sıkılmıştım. Kafamı diğer taraflara çevirip insanların ne yaptığına baktım. Bir çocuk dikkatimi çekmişti. Dünde çekmişti aslında. Sürekli bana bakıyordu. Normalde de öyle ama bu çocuk biraz farklı.
Sonunda hocanın sınıfa girmesi ile rahatladım.
"Günaydın çocuklar"
"Günaydın"
"Biliyorsunuz dünya kupası gibi dört yılda bir yapılan yarışmaya az kaldı. Aramızda katılmayı düşünen var mı?"
Benim gibi bu okula bu sene gelen sarışın çocuk el kaldırdı. Korecesi baya bozuk olduğundan dediklerini anlamak zor oluyor.
"Ne yarışması?"
"İkişerli gruplar halinde bir şarkı yarışması. İki tur oluyor bu yarışma. İlk tur seul de olucak. Kazanan dört takım amerikada üç gün geçirecek ve orada ikinci tura katılacak. Ödülü şuanlık bende bilmiyorum."
"Bu harika!"
"Öyleyse katılmak isteyenler yarın öğlen tatiline kadar isimlerini bana yazdırsınlar. Şimdi derse geçelim."
Bu gerçekten harikaydı. Katılmayı ve yazdığım şarkılardan birini söylemeyi gerçekten çok isterdim.
~~~
Zil çalana kadar o çocuk sürekli bana bakıyordu. Tamam artık alıştım ama bu değişik.
Zil çaldığında çocuk yanıma geldi. Sıramın yanına bir sıra çekip oturdu.
"Selam"
Cevap vermedim, veremedim.
"Ben Minho"
Adımı söylemek istedim sadece altı harfi söylemeyi istedim.
"Adın Jısung'du demi?"
Kafamı salladım.
"Bu okula bu sene geldin de mi?"
Tekrar kafamı salladım.
"Aç mısın?"
Aslında biraz açtım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İçimdeki Müzik ~Minsung
Fanfiction"17 yaşındayım ve bugüne kadar tek kelime konuşmadım." Konuşma engelli olan ve şarkı yazmayı seven Jısung yazdığı şarkıları söylemeyi çok istiyordu. Peki ya onun yerine kendi parçası olarak gördüğü aşık olduğu adam söylerse?