1.1

528 31 11
                                    

15 Eylül 1977

Aynanın karşısında kendime bakarken aklımdan tonla ihtimal geçiyordu ama şu an ilgilendiğim tek şey önümdeki ayçiçeği kolyesiydi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aynanın karşısında kendime bakarken aklımdan tonla ihtimal geçiyordu ama şu an ilgilendiğim tek şey önümdeki ayçiçeği kolyesiydi.

Ayışığı...

Kafamı iki yana sallayıp aklımdaki o saçma sözü yok ettim; takıp takmamakta kararsız kaldığım Sirius'un kolyesini ise kalbimin sesini dinleyerek taktım ve cüppemin üstüne çıkardım. Artık görünmesinde sakınca yoktu çünkü bir karar vermiştim.

Francesca Rosalin, Isabella Diggory ve Crystal Brown.

Uyuyan üç arkadaşıma baktım ve açık bıraktığım saçlarımı savurup aynanın karşısından kalktım. Dün gece düşünmekten kafayı yiyeceğim bir raddeye geldiğimde Fran'ın dediğini yapıp son çare olarak sunduğu seçeneklerden birini seçmiştim. Arkadaşlarım bana ailemden daha yakındı ve onları bırakamazdım. Onlar benim için bir seçenek değillerdi.

Ama Regulus öyleydi.

Hem de hiç düşünmeden reddedeceğim bir seçenek.

Çantamı alıp kızları uyandırmadan odadan çıkarken kimseyle konuşmamak için dikkatlice Ortak Salon'dan çıktım ve rahat bir nefes alıp Büyük Salon'a doğru adımlarım. Gözlerim ders programına kayarken Slytherin ile ortak olan dersimizin ilk ders ve İksir dersi olduğunu gördüm. Sonrakiyse Bitki Bilimiydi ve bugün iki kez o yüzleri göreceğim için kendi kendimi motive ettim.

Bugünüm harika geçecekti.

Büyük Salon'a geldiğimde fazla kişinin olmaması daha iyi hissetmemi sağlamıştı. Bakışlarım önce Slytherin sonra Gryffindor masalarına gitti. Regulus ve Barty yoktu ama Çapulcular tam kadro masadaydılar.

Onları görünce aklıma Fran'ın söylediği geldi. Peter'ın ihanetiyle ilgili...

Bana inanmadılar ama Sirius Sia'ya kesin inanır.

Peter'ın ihanetini Sirius'a söyleseydim gerçekten bana inanır mıydı? Bana bir çırpıda inanırsa zaten Peter ile sağlam bir arkadaşlık bağı olmadığını anlardım ama eğer tereddüte düşerse...

Karşımda bana Peter'ı savunup yalan söylediğimi söyledse çok küçük düşecektim ve şu an bunu kaldıracak durumda olduğumu sanmıyordum. En beklemediğim kişiden sert şeyler duyarsam bunu kaldıramazdım çünkü Sirius şu kısacık zamanda bile kendisini gözümde çok iyi bir noktaya getirmişti. Bunda Regulus'un da etkisi vardı tabii.

Kafamı sallayıp kendime geldim ve masalarına uğramayı kafamdan atarak Hufflepuff masasına ilerledim. Onlardan en uzak yere oturarak çantamı bırakıp tabağıma böbrekli börek koydum.

En fazla yarım saat sonra salon dolmaya başlamış, dikkat etmek istemesem bile Regulus gelmişti. Kafamı önüme eğip kendimi kahvaltıma verirken yanıma biri oturdu.

𝐭𝐚𝐭𝐞𝐦𝐚𝐞, 𝐫𝐞𝐠𝐮𝐥𝐮𝐬 𝐛𝐥𝐚𝐜𝐤.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin