0.7

538 31 30
                                    

Deniz'den

O mükemmel tesadüfün üzerinden bir hafta geçmişti. Annem odasında dönüş hazırlığı yaparken ben de kapının eşiğinde onu izliyordum. Bir an durup bana döndüğünde konuşmaya başlamıştı.

" Deniz.. Sen ne zaman döneceksin annecim İstanbul'a? Yetmedi mi artık bu kadar tatil sence de?"

" Anne.. Ben de seninle bu konu hakkında konuşmak istiyordum aslında. Ben dönmek istemiyorum İstanbul'a. Büromu taşıyıp yerleşemek istiyorum Bodrum'a. Çok alıştım buralara."

" Ne demek alıştım buraya yerleşeceğim Deniz? Hakimlik sınavları ne olacak acaba? Maalesef buna izin veremem. İstanbul'da kariyerin her türlü daha iyi olacak buradan. Lütfen kes saçmalamayı."

" İzin istemedim. Yapacaklarımla ilgili bilgi veriyorum sadece. O sınavlara girmeyeceğimi de söylemiştim. Kariyerin âlasını burada da yapabilirim."

" Öyle mi Deniz? Peki. İzin istemediysen yaşa öğren. Orada yapacağın kariyerin onda birini yapamazsın burada."

" Bir kere de inansan güvensen keşke bana ya.. Neyse ne.. Haftaya gelirim eşyalarımı toplamaya." dememle arkamı döndüğümde seslenircesine konuşmuştu.

" Gözünü yine aşk boyamış Deniz..! Umarım ben yanılırım bu sefer."

" Ne aşkı ya? O defteri kapatalı çok oldu."

" Geri açılmış o defter. Gözlerinden, konuşmandan, heyecanından belli."

" Ya anne.. Arkadaşız biz. Ne alaka?"

" Kimle? Ben isim vermedim ki?" dediğinde gülmeye başlamıştı.

" Ya of..! Uçağınız kaçta efendim sizin?" dememle kahkahası atmıştı.

" Hadi bakalım.. 15.30. Çıkmam gerek artık. Yoksa geç kalacağım Deniz."

" Çıkalım bence de hadi hadi." diyip inmiştim aşağıya.

Aşağıda annemi beklerken yan bahçeden gelen sesler gülümsetmişti. Mert yine birine hararetli bir şekilde bir şeyler anlatıyordu.

Bahçe kapısına doğru ilerlediğimde arkamdan gelen ses bütün planlarımı yıkmıştı.

" Çıkalım hadi. Dönünce girersin 'arkadaş'ının yanına." diyen anneme ters bakışlarımı atıp çıkmıştım evden.

(...)

Annem, teyzem ve Derin İstanbul'a geri döndüğünde Bodrum'da yalnızdım tekrardan.

Evin kapısına geldiğimde içimden gelen his Mert'in kapısına itmişti beni. Uzun düşünme faslımdan sonra en sonunda çalmıştım kapıyı.

" Aa Deniz.. Merhaba. Hoş geldin ya."

" Selamm.. Selam da.. Sen başka birini bekliyor gibisin sanki. Yanlış bir zamanda mı geldim topçu?" dediğimde buruk kahkahamın önüne de geçememiştim.

" He yok ya sen beni yanlış anladın Deniz. Arkadaşlar gelecekti dışarıya çıkacaktık da o yüzden şaşırdım biraz. Düşündüğün gibi bir şey yok yani."

" Komutan kim gelmiş.!?" diye arkadan gelen kadın sesi içimdekileri de tüm hızıyla soğutmuştu.

" Size iyi eğlenceler 'komutan'. Ben daha fazla rahatsız etmeyeyim sizi." diyip ilerlemiştim eve doğru.

Annem yine haklı çıkmıştı.

Mert Hakan'dan

" Ya Deniz..! Yanlış anladın ya.."

Artık Deniz'in gözünde hiç istemediğim bir yerde olduğuma emindim. Yüzündeki hayal kırıklığı görmek istediğim son şeydi.

İçeriye girdiğimde kuzenim meraklı gözlerle bana bakmakla meşguldü.

" Merto ne bu surat hayırdır? Gelen kimdi bir de?"

" Ne çok soru sordun Çiğdem ya.. Sana anlattığım kişiydi işte. Ama başlamadan bitti sanırım az önce."

" Neden bitsin ya saçmalama..? Gelseydi ya içeriye neden çağırmadın kızı?"

" Çağırmaya fırsat kalmadan mükemmel sesin eşlik etti bize Çiğdem'ciğim. Sesini duydu yanlış anladı işte."

" Ne.. Yok artık. Ben anlatmaya gidiyorum her şeyi. Tanışırım hem. Yandaydı dimi?"

" Evet. Ama fazla saçma olur bu şu an."

" Olmaz saçma falan. Gidiyorum ben."

" Ya Çiğdem..!" dememe kalmadan çıkmıştı kapıdan.

Deniz'den

Kapıyı açmamla gördüğüm kadın birini fazlasıyla andırıyordu. Ama yine de tam çıkaramamıştım kim olduğunu.

" Buyrun.. Kime bakmıştınız?"

" Deniz.. Sen misin?"

" Evet, benim. Benim de.. Siz kimsiniz?"

" Pardon kendimi tanıtmayı unuttum. Ben Çiğdem.. Çiğdem Yandaş. Mert'in kuzeniyim."

" Aa.. Geçsene içeriye."

" Ben hiç rahatsız etmeyeyim seni. Çok vaktim de yok kuzen toplantısı var zaten geç kalmayayım. Sadece bir yanlış anlaşılmayı düzeltmek istedim. Mert'in kuzeniyim." dediğinde gülümsemişti.

" Teşekkürler ama buna gerçekten gerek yoktu. Biz arkadaşız sadece."

" Eminim öyle ama ben de kendimi kötü hissederim hep yanlış anlaşıldığımda. Anla beni de. Tanıştığıma çok memnun oldum Deniz."

" Tamam bakalım öyle diyelim. Ben de çok memnun olduğum Çiğdem. Beklerim müsait bir zamanında."

" Geleceğim mutlaka. İyi akşamlar sana şimdiden. Görüşmek üzere."

" Size de afiyet olsun şimdiden. Görüşmek üzere Çiğdem." diyip kapatmıştım kapıyı.

Ne kadar belli etmek istemesem de Çiğdem'in Mert'in kuzeni olduğunu öğrenmem içime büyük bir su serpimişti.

bırakma kendini || mert hakan yandaş Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin