Deniz'den
Derin'in gelemeyeceğini öğrendiğimde bir an önce çıkmıştım mekandan. Orada o kadar süre bile kalmak yeterince boğmuştu beni.
" Deniz yavaş ya nereye.!? Beklesene kızım!" diye arkamdan gelen sesle yavaşlatmıştım adımlarımı. Ama yüzüm hala ona dönük değildi.
Kolumdan tutup çevirdiğinde bakmıştım bir süre gözlerine.
" Deniz.. Güzelim. Neden yapıyorsun bunu?" dediğinde soğuk soğuk gülmeye başlamıştım.
" Neyi.. Neyi neden yapıyorum Mert!? Eski sevgilinin içine düştün resmen az önce içeride! Sen benim ne yapmamı bekliyordun pardon?!"
" Ne..? İçine mi düştüm?! Kızın karnı burnunda farkında mısın?! Kafanda kurmayı kes artık!"
" Karnı burnunda olmasa düşüneceksin yani! Neyi kafamda kuruyormuşum ben ya!? Söylesene sen bir!"
" Deniz yeter! Kavga ettiğimiz yerin farkında mısın?! Hadi geçelim arabaya..!"
" Ne arabası ya dalga mı geçiyorsun benimle!? Gelmiyorum seninle hiçbir yere!" dediğimde bu sefer o gülmeye başlamıştı.
" Deniz, dalga mı geçiyorsun?! Ne demek gelmiyorum seninle? Hadi!" dediği an geçen taksi imdadıma yetişmişti resmen.
" Bu demek." diyip binmiştim taksiye.
İki gün sonra
Aradan koskoca iki gün geçmişti. Ama tabii ki Mert beni her zaman olduğu gibi yine şaşırtmamıştı. Bu iki günde, ne bir mesaj atmış ne de aramıştı.
Ve ben de tüm bunların üzerine bugün, hiç kimseye haber vermeden, uçak biletimi almıştım Bodrum'a. Madem bu kadar umrunda değildim, bu çokta ilgilendirmezdi bu saatten sonra onu.
Tam valizlerimi hazırlamış evden çıkacakken çalan telefonum bunu engellemişti. Arayan Derin'di.
" Efendim Derin?" diye verdiğim soğuk cevabı umursamayıp heyecanlı bir şekilde konuşmaya başlamıştı.
" Kızım haberi duydun mu?!. Masal'ı acil doğuma almışlar!.."
" Olabilir. Bize ne bundan acaba Derin?.."
" Ne ara bu kadar duygusuz oldun Deniz sen ya?.. Neyse bizi ilgilendiren kısım da burası değildi zaten. Mert.. Ordaymış şu an. Bilmek istersin diye haber vereyim dedim."
" Ne demek Mert oradaymış Derin!? Bu adam beni iki gündür aramıyor ya! Ne diyorsun sen!? Ne demek Masal'ın yanında!?"
" Nereden bileyim ben Deniz? Bana neden bağrınıyorsun? Ara kendisine sor. Bana da İsmail söyledi şimdi. İnsanlık yapanda kabahat ya!.." dediğinde kapatmıştı telefonu yüzüme.
Derin, yükselmem gereken en son kişiydi belki ama Mert'e olan sinirimden nasibini maalesef ki o almıştı.
Aynı hışımla Mert'i aradığımda telefonunun kapalı olması sinirlerimi iyice tepeme çıkarmıştı.
Onun ardından İsmail'i aradığımdaysa nihayet biri açmıştı telefonu.
" İsmail.. Siz neredesiniz?!. N'oluyor ya!?. Biri bana anlatsın artık bir şeyler!.. Ben kafayı yiyeceğim çünkü!.." dediğimde telefondan gelen sakin ses beni de bir anlık sakinleştirmişti. Telefonun ucundaki ses Mert'e aitti.
" Deniz.. Güzelim. Her şey için özür dilerim. Evet, sonuna kadar haklısın. Bir sakinleş.. Söz, seninle her şeyi konuşacağız. En ince ayrıntısına kadar hem de." dedikleriyle bir süre sadece susmuştum.
" Mert.. Neredesiniz?" diye verdiğim sakin cevapla Mert'te aynı sakinle başlamıştı anlatmaya.
" Şile'deyiz bir tanem. Gerçekten her şey başlı başına bir tesadüften ibaret. İsmail'le kahvaltıya gelelim, bir değişiklik olsun dedik. Altay'lar da aynı planı yapmış şansımıza. Sonrasına sanırım hakimsin. Masal sancılandı. Acil doğuma aldılar işte. Oradayız şimdi hepimiz."
" Ya.. Ya sen beni iki gündür, ne arıyorsun ne soruyorsun. Mert.. Ben n'aptım sana ya?!. Emin ol.. Şu an yanında olman gereken kişi Masal değil.
Asla o değil yani."" Ya keyfimden burada değilim zaten! İçinde biraz insanlık olan biri bunu gayet net anlar bence. Ki sen asla bu kadar gaddar değilsin. Bunu da çok iyi biliyorum. Kendine gel bence artık bir an önce. Bir de.. Düşün bakalım biraz neden aramıyorum seni? Biraz sakinleşirsin hem. Sonra konuşalım. Görüşürüz güzelim." diyip o da kapatmıştı telefonu yüzüme.
Kapanış sesi kulaklarıma dolduğunda gözlerim de dolmuştu aynı zamanda. Mert'e kısa bir mesaj çekip çıkmıştım evden.
' mert
ben bodrum'a gidiyorum
sen de 'işlerini' halledip
gelirsin artık.'~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
bırakma kendini || mert hakan yandaş
Hayran Kurgu'bırakma kendini hadi gel yaslan bana."