Mert Hakan'dan
Deniz'le birlikte kahvaltı masanına oturduğumuzda onu ne kadar ihmal ettiğimin farkına varmıştım. İçinde bulunduğum duygu karmaşasının beni, bizi, bu hâle getirmesine izin vermemem gerekiyordu aslında ama ben bunu bile becerememiştim.
" Eee güzelim.. Nasıl gidiyor bakalım?" dediğimde bakmıştı yüzüme bir süre ciddi bir şekilde. Ardından kahkaha attığında rahat bir nefes almıştım.
" İyi gidiyor birader n'olsun işte ya.." dediğinde bu sefer ciddi bakan ben olmuştum.
" Ya Deniz ama ya.. Tamam haklısın ve çok özür dilerim. İnan bana bundan sonra Bodrum sınırları içinden, hatta senin evinin sınırları içinden çıkmayacağım." dediğimde kahkahaları daha da büyümüştü.
" Abartma sevgilim istersen. Ben sıkılırım valla öyle o ne her an her saniye aaa.."
" Sen nasıl istersen başkan." dediğimde gülmüştük ikimizde.
" Madem nasıl gittiğini konuşuyoruz.. Ben efsane bir dava aldım Mert. Çok heyecanlıyım."
" Ne davası bu ya?.. Seni bu kadar heyecanlandıran şeyi merak ettim açıkcası güzelim."
" Boşanma davası ama biraz çetrefilli. Bilirsin severiz Merto."
" Çetrefil derken? Tamam severiz de.. Zarar göreceğin bir şey değil, değil mi Deniz?"
" Ay abartma Mert. En fazla ne olabilir ki yani?"
" Neymiş.. Kim bu 'çetrefil'in baş kahramanları?" dediğimde ağzına son lokmasını atıp kalkmıştı masadan.
" Neyse.. Kaçtım ben sevgilim." diyip öptüğünde girmişti içeriye.
" Ya Deniz!.. diye ben de girmiştim arkasından içeriye.
" Efendiiiimm sevgilim!.." diye karşılık verdiğinde inmişti bütün yelkenlerim suya.
" Dikkat et kendine.. Tamam mı güzelim?" dediğimde gelip öpmüştü tekrardan.
" Kasma bu kadar. İşimiz bu Merto. Şimdi çıktım ben. Akşama görüşürüz sevgilim." dediğinde göz kırpıp çıkmıştı evden.
Ardından ben de ortalığı toparlayıp geçmiştim kendi evime. Hazırlanıp evden çıktığımda ise aklım hâlâ Deniz'deydi.
(..)
Tam tesislerin kapısından girecekken Deniz'in ofisine takılmıştı gözüm. Binanın hemen yanında bulunan çiçekçiden güzel bir demet yaptırıp ardından soluğu kapısında almıştım.
" Boşamayacaksın avukat bizi!!"
" Ya kardeşim ne uzatıyorsun madem istemiyordun boşanmayı niye aldattın kızı!!?"
Deniz'in bağırmasıyla hemen içeriye dalmıştım.
" Deniz!.." dediğimde ikisi de bana dönmüştü.
" Bu iş burada bitmedi avukat!!" diyip çıkmıştı odadaki adam.
" Manyak mıdır nedir ya!? Hoş geldin bir tanem bu arada. İlk gelişin için kötü bir karşılama oldu ama direkt içeriye dalmasaydın daha iyi olurdu gerçi." dediğinde bu sakince laf sokuşuna anlam verememiştim.
" Deniz.. Adam seni az önce tehdit etti farkındasın değil mi? Biz n'apıyoruz şu an burada böyle bu kadar sakin bir şekilde ya?!."
" Sevgilim abartma istersen.. Her gün benzer manzaralarla karşılaşıyorum ben zaten ya. Çiçeklere bayıldım bu arada." dediğinde konu değiştirme çabasıyla almıştı çiçekleri elimden.
" Deniz.. Tamam anlıyorum. Bu senin işin ama.. Korkuyorum be güzelim anla işte sen de beni.."
" Ya tamam tamam.. Hadi sen işe gitmeyecek misin ya? Çok saldın bu aralar bakıyorum da 'komutan'. " dediğinde kahkaha atmıştım.
" Haklısın ya tamam tamam. ' Evimize' para kazanmaya gidiyorum ben madem." dediğimde eşlik etmişti kahkahama.
" Evimize demek.. Fazla iddialı." dediğinde göz kırpıp çıkmıştım yanından ama tabii ki hâlâ içim içimi yiyiyordu.
~