0.2 | böğürtlenli sigara

170 18 48
                                    

Hermione, geçerken, belki o akşam için on beşinci kez pencereden dışarı bir bakış attı.

O, mutfağa girip buzdolabından soğuk su şişesini çıkarırken, Fransız tipi mutfağın ortasında oturan Bayan Granger ile Bayan Wilkins aralarında bakışmışlardı. "Saat gece ikiye geliyor, kızım. Bu saatten sonra gelmez, yat artık." Annesinin, aynı şeyi, her ne kadar kibarca söylemiş olsa da tekrar etmesi karşısında göz devirerek bir bardağa su doldurdu Hermione. "Tamam, anne." Kendini tezgâha yaslayıp, yaz sıcağında iyi gelen soğuk suyundan bir yudum aldı. Annesi ısrarla yatmasını telkin etmeseydi pijamalarını bile giymez, oturma odasında beklemeye devam ederdi. Yine de, saatin ilerlediğini inkâr edemiyordu.

"Hem, çocukcağız hemen geleceğim demedi ki." diyerek sohbete katıldı Bayan Wilkins. Masanın ortasındaki meyve kâsesinden bir çilek attı ağzına. "Halletmem gereken bir iş var, sonra geleceğim dedi. Bu gece geleceğini bile söylemedi." Hermione, cevap vermemek adına suyundan kocaman bir yudum daha aldı ve soğuk suyu ısınana kadar ağzında gezdirdi. Teyzesi haklıydı. Harry, bu akşam geleceğini söylememişti. Bu saatten sonra geleceğini düşünmek aptallıktı. Kızın modunun düştüğünü gören Bayan Wilkins, "Yarın gelir eminim. Pek beyefendi çocuktu." diye ekledi beğeniyle. Göz ucuyla, yeğeninin tepkisine baktı.

"Evet, öyledir." diye mırıldandı Hermione, yüzü ekşiyerek. Savaşın ardından ansızın ortadan kaybolmuş ve iki yıl sonra dönüp beş yıl boyunca bir kere bile uğramamış bir centilmen. Onun hakkında olumsuz düşündüğü için kendine kızdı. Ne olursa olsun, bir zamanlar Harry Potter'ı en iyi tanıyan kişilerden biriydi ve onun ömrü boyunca asla kötü niyetli olamadığını biliyordu. "Yakışıklıydı da, kaslı falan." diye üsteledi teyzesi, ağzından laf almak adına. Hermione kendini tutamayarak güldü, Harry'nin aklına düşen sarı saçlı ve mavi gözlü hâline. Anın şoku ile pek de idrak edememişti ama adam gerçekten de çok sahte ve komik görünüyordu o şekilde. "Gerçek saçları ve gözleriyle gör bir de."

Biten bardağına biraz daha su doldurabilmek için yeniden sürahiyi eline alırken, Bayan Granger ve Bayan Wilkins ayaklandılar. Bayan Wilkins merdivenlere doğru ilerlerken ellerini kızının omzuna koyan Bayan Granger, Hermione'nin yanağına yumuşak bir öpücük kondurmuştu. "İyi geceler güzel kızım. Sen de geçe kalma, yat hemen." Onaylayan Hermione, annesinin vücudunun bu sıcaklığını içtiği bir şişe şaraba verdi. "İyi geceler, Herm!" diye seslendi Bayan Wilkins de içeriden, tombul vücudunu güç bela merdivenlerden yukarı taşırken. Elindeki su bardağı ile yeniden binanın penceresine ilerleyen Hermione, "İyi geceler teyze!" diye seslendi.

Gelmeyeceğini bilse de, sokak lambalarıyla aydınlatılmış loş sokağa bakmaktan alamıyordu kendini.

Gözleri, verandanın sokağa çıkan basamaklarına oturmuş olan, sırtı dönük Finn Wilkins'e kaydığında su bardağıyla birlikte ana kapıyı açarak dışarı çıktı. Yaz sıcağına rağmen çok hafif bir esinti Hermione'nin kıvırcık saçlarını okşadığında, uzun bir pijama altı tercih ettiği için memnun olmuştu genç kadın. Üç basamağın aşağısına inerek, bir sigarayı yerde söndürmekte olan kuzeninin yanına oturdu Hermione. Su bardağını merdivene bırakırken, bakışları Finn'in elindeki sigara paketine ve çakmağa kaymış, başını iki yana sallamaktan kendini alamamıştı. "Annem görseydi seni mahvederdi, biliyorsun değil mi?"

Finn, kuzenine, ağzında tutmuş olduğu dumanı üflediğinde Hermione bir homurtuyla elini yüzünün önünde salladı. "Gerizekâlı." Oğlan, kısık bir kahkahayla başını geriye attı. "Merak etme, Granger," dedi sevgi dolu bir alaycılıkla, "Nadiren içiyorum. Bunu da burada gördüm ve ilgimi çekti, böğürtlen aromalı." Hermione, merakla Finn'in elindeki pakete baktı. Sahiden de üzerinde bir böğürtlen görseli vardı Fransızca olan paketin. Loş ışıkta okumakla uğraşmadı. "Dişlerin sararmaya başladığında da anneme aynısını söylersin." diye alay etti. Finn, dudaklarına paketten aldığı bir sigarayı götürürken gülmeden edememişti. Bayan Granger, tüm ailenin dişçisiydi ve sahiden de Finn'in sigara kullandığını fark ettiğinde ona çok kızacaktı. Çakmağın ateşi, kısa bir süreliğine ikisinin de yüzünü aydınlatarak oğlanın tütününün ucunu yaktı.

livilence 𖥔 harmioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin