0.7 | dondurma topları

164 20 10
                                    

Hermione Granger, sıcak yaz meltemi ıslak olan kıvırcık saçlarını okşarken adımlarını hızlandırdı.

Yine sahile gitmişlerdi ve Finn, gittikleri andan itibaren bir kere bile sudan çıkmamıştı. Defalarca kez güçlü kulaçlarla derinlere kadar yüzüp gelmiş, sahildeki ufak çocuklardan birinden ödünç aldığı su yatağıyla keyif yapmış, Hermione'yi zorlayarak birçok kez yüzme ve nefes tutma yarışları yapmıştı. Günün sonunda o kadar bitap düşmüştü ki duş aldıktan sonra uyuyakalmıştı — Hermione'yi de fazlasıyla yormuştu tabii. O duştan çıktıktan sonra duşa giren Hermione, kıvırcık saçlarına gerekli kremleri sürerken fark etmişti tuşlu telefonuna gelen iki mesajı.

harry potter
katedralin arka sokağındaki
dondurmacıdayım

harry potter
dondurma yer miyiz x

Mesajı görür görmez eline geçen ilk kot pantolon ile kolsuz üstü giyivererek evden dışarı koşturmuştu. Ne de olsa oğlan mesajı atalı on beş dakika oluyordu ve Hermione, Harry'i birazcık tanıyorsa o çoktan dondurmacıda bekliyor olmalıydı. İşte bu yüzden olabildiğince aceleci adımlarla yürüyordu genç kadın Marsilya sokaklarında. Yanakları, ivedisinin verdiği sıcaklıkla allanmıştı.

Harry ve ailesi beraber akşam yemeği yiyeli bir günden fazla zaman geçmişti ama hâlâ lavaboların önündeki patavatsızlığı aklına geldiğinde yüzünü ellerine gömüp kuytu bir köşeye sinerek saklanma hissi dolduruyordu içini. Ne diye öyle demişti ki, aptal. Harry bir anda beklemediği ve anlam veremediği bir şekilde ona doğru bir adım atıp, daha on üç yaşındayken yaptığı delice bir hareketi ona anımsatınca paniklemişti Hermione. Bir cevap arayışı içindeyken aklına gelen ilk şey ise teyzesinin sürekli olarak Hermione'ye bir eş bulma çabası olmuştu. Dilini nasıl olmuş da tutamamıştı?

Katedralin arkasına doğru ilerlerken, köprücük kemiklerinin arasındaki altın kolyeyi parmaklarının ucuyla düzeltti ve saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdı. Gözüne ufak dondurmacının, üzerinde bir külah ve pembe, yeşil, sarı dondurma topları bulunan tabelası çarptığında bakışları da hızlıca tabelanın altına kaydı ve elleri yırtık bir pantolonun cebinde, başını hafifçe sola eğmiş onu bekleyen adamı fark etti. Mümkünmüşçesine daha da hızlandırdı adımlarını. Yeterince yaklaştığında, Harry de onu fark etmiş ve yüzü çok bariz bir şekilde aydınlanmıştı.

"Selam," demeye niyetlendi Hermione ancak heyecanlı bir şekilde onu bileğinden hızlıca kapıveren Harry bir kalp atımlık sürede ikisini de dondurmacı dükkânının içine sokuverdi. "İyi ki geldin, Mione!" dedi oğlan tek bir nefesle, taramalı tüfek gibi konuşmaya başlayarak. "Ben de ne aromalı dondurma alacağımı düşünüyordum. Bir dondurma kâsesine dört top seçebiliyorsun ama bir türlü ne seçeceğime karar veremiyorum!" Hermione, göz ucuyla onun beş yaşında bir çocuk gibi heyecanla konuşmasını izledi. Genç adam ellerini beline koymuş, dondurma tezgâhının gerisinde duvara asılmış olan dondurma çeşitlerine gözlerini dikmişti. "Limonlu dondurmayı çok seviyorum ama her yerde o kadar da güzel olmuyor o yüzden emin olamıyorum, ayrıca karamelden kesinlikle vazgeçemem, damla sakızlı dondurmayı da denemezsem bir taraflarım şişer. Ayrıca bisküvili, çilekli, kahveli ve krokanlı da almak istiyorum. Ah! Mione, lavantalı da varmış!"

Avuç içleri, onu yanaklarından yakalayıp kuzgun karası saçlarını karıştırarak kafasına bir tane öpücük kondurmak için kaşınırken Hermione, gülümseyip başını sallayarak dinliyormuş gibi görünmek için tarifsiz bir çaba gösterdi.

"Eğer limonlu alırsam karamelli alamam, tadını çok bozar. Karamelliyle kahveli dondurma da pek gitmez. O zaman... Limonlu ve kahveliyi mutlaka denemem gerek. Damla sakızlıyı da alayım, evet, o da kahveli dondurma ile çok lezzetli olur. Çilekliyi de... Yok, yok vazgeçtim. Bir de bisküvili alacağım. Tamam. Seçtim, evet, ya da... Neyse, son kararım." Kendi muhakemesini sonunda bitirebilen Harry, kızın yüzündeki devasa gülümsemeden habersiz, arkadaşına dönerek kocaman açtığı zümrüt yeşili gözlerini ona dikti. "Sen karar verdin mi? Neyse, ben en iyisi fikrimi değiştirmeden sipariş vereyim." Oğlan alelacele tezgâhın ardındaki adama yaklaştı. "Bienvenue."

livilence 𖥔 harmioneHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin