6: TUT BENİ

52 26 7
                                    

Saat 7.10 uyandım. Dünkü Sabah rutinimi tekrar yaptım. Önce bir soğuk duşa girdim, sonra üniformamı giydim. Normalde 6.00'da uyanırdım, bir saat spora giderdim. Ama bir hafta gidemeyeceğim.

Dün ışıl'la konuşurken birden, Telefonum kapandı.

Bugün çok heyecanlıyım. Arda ile 1 yıldan sonra ilk defa görüşeceğiz. Bir yanım buruk, ya beni tanımazsa, of kendine gel Leyla, Arda ha bu tanır diye, dünden beri kendimi avutuyorum.

30 dk sonra...

Kahvaltı masasından kalktım, hemen odamdan, çantamı aldım. Ayağım biraz daha iyi olduğu için, yardıma ihtiyacım yoktu. Ama hala sızlıyordu, kolum ise mosmor olmuştu. Sakinsin Leyla sakinsin.

Değilim ya sakin makin değilim. Dünden beri Babaanneme, kolumu göstermemek için çok çabaladım. Sakin ol leyla sakin ol, bugün okulda onu nazikçe uyar. Diye dünden beri içimden sakinleşmeye çalışıyorum.

Babaannemi öpüp, dumanla dışarı çıktık. Servis gelmemişti. Onun için dumanla biraz vakit geçirmek istedim. Duman neredeyse 50 cm olan tatlı bir köpüştü.

10 dk sonra...

Dumanla biraz oynadıktan sonra, servis geldi. Hemen servise bindim. Ama serviste ne ışıl vardı, ne de oğuz.
Dün sabah oturduğum, tekli koltuğa oturdum. Müziğimi açıp yolu izlemeye koyuldum.

30 dk sonra...

Okula geldik. Servisten indim, okul bahçesinde ne Işıl ne Oğuz vardı. Ne de dünkü O süslü Pakize ile o gıcık Çağrı vardı, sadece bankta oturan 5 6 öğrenci vardı. Bugün okul niye bu kadar az. Yoksa bana mı öyle geldi. Okulun içine girip, sınıfıma doğru yürürken, koridor da boştu. Okulun boş olması biraz beni ürpertti. Sonunda sınıfa geldim. Sınıfa girdiğim anda sınıfa göz gezdirdim. Ve en arka sırada, pencerenin altında oturan, kafasını sıraya gömmüş olan Işılı Gördüm. Ve onun yanına doğru yöneldim. Yanına oturduğumda benim geldiğimin farkına varmadı. "günaydın" diyerek, tebessüm ettim. Işıl hemen kafasını, O gömdüğü sıradan kaldırdı.

Tebessümle "Günaydın" dedi.

"Bugün serviste yoktunuz" dedim merakla.

Işıl sırıtarak "servisle gelmiyorum düne özel gelmiştim sadece" dedi.

"Anladım" diyerek konuyu kapattım.

Işıl bana dönerek "Arda'yı gördün mü" diye sordu.

" Hayır" dedim, buruk bir sesle.

"Gel görmeye gidelim" dedi, gülerek.

Biraz bekledim. "Işıl ya ya beni tanımazsa"

Işıl tebessümle "denemeden göremezsin" dedi ve kapıya doğru yürümeye başladı.

Dersin başlamasına 15 dakika vardı. Işılın peşinden giderek. Arda'nın sınıfına doğru ilerledik.

5 dk sonra...

Sınıfa girdiğimizde, sınıfta kimse yoktu. Işıl "nerede tüm sınıf ya" dedi, ve biraz bekleyerek "yaaa şimdi hatırladım 12/b ve 12/A sınıfı konferans salonundaydı aklımdan çıkmış" şaşkınlıkla ışıla bakarak.

"ne için" dedim.

Işıl bana dönerek "tiyatro oyunu olacak 2 hafta sonra onun provasını yapacağız bugün" dedi.

"Sen neden gitmedin" diye sordum.

Işıl sırıtarak "ilk perdede hoşlanmadığım kişiler olucak, 2. perdede ben olacağım için gitmedim, sen de olmak ister misin" diye sordu.

"yok Yani şimdilik kalsın" dedim.

Işıl " tamam o zaman biraz sınıfa geçelim, birazdan aşağıya ineriz" dedi.

Işıl'a tebessümle "bahçeye çıkalım mı" diye sordum.

Işıl "olur" dedi ve bahçeye doğru ilerledik.

5 dk sonra...

Bahçeye çıktık. Biraz yürüdük. Işıl birden koluma baktı.

"mosmor olmuş" dedi, buruk bir sesle.

"Önemli değil ya"

"Çağrı'nın sıktığı kol değil mi"

Kafa sallayarak onayladım. Işıl durarak.

"Bak Çağrı kötü biri değil gerçekten değil ama, emin ol bu yaptığını ona soracağım"

"Gerek yok" diyerek, geçiştirmeye çalıştım. Ama Işıl hesap sormakta kararlıydı.

30 dk sonra...

Işılla yarım saattir, oturduk, sohbet ettik. Işıl "Teneffüse 5 dakika kaldı. Gel konferans salonunun kapısında bekleyelim" diyerek banktan kalktı. Ardından bende kalktım ve birlikte okulun içine doğru yürümeye başladık.

10 dk sonra...

Zil çalmış dı. Konferans salonunun kapısında, ışıl'la ardanın çıkmasını bekliyorduk ve birden kapıdan o çıktı. O buradaydı, tam karşımdaydı, yanında çağrı ve o süslü pakize vardı. Işıl bana tebessümle dönerek "bak orada" dedi. Gerçekten oradaydı. Kahkahalar atıyordu, birden yüzüm düştü, gitmeye çalışırken arkamdan "Yok ben yapamayacağım" deyip iki adım attım. Işıl hemen kolumu tutarak "Leyla Arda'nın yanına git ve onunla konuş" dedi. Birden dengemi kaybederek yerle buluştum. "Ah ne güzel bugün hiç sakarlık yapmamıştım tam vaktini buldum" diyerek söylendim.

Sakarlığım, Arda gelin dikkatini çekmiş olacak ki, bize doğru geliyorlardı. Hemen ışılın elini tutarak "Işıl tut beni ya bayılacağım ya da kalbim duracak" dedim. Işıl kahkaha atarak "Leyla sakin ol tutuyorum seni" diyerek elimi tuttu. Ay geldi. Tam karşımdaydı, evet Arda tam karşımdaydı. Işıl'a "tut beni derken...

BÖLÜMÜ NASIL BULDUNUZ😊

YENI BÖLÜMDE GÖRÜŞMEK ÜZERE👋

KENDINIZE DIKKAT EDIN 😊

Yine bir kaç soru sorucam canlarım ( bu 3 soruyacevap verirseniz, bende doğru cevabı vericem  )

Sizce tiyatro provasının, ilk perdesinde ışılın sevmediği kimler vardı.

Sizce ışılla, oğuzun aynı gün serviste olup, aynı gün olmamaları Tesadüfmü?

Sizce bu bölümden sonra
leyla ile ardanın arasında ne var çözebildiniz mi? Yoksa sevgili olduklarına inanmıyor musunuz?

GÜVENEMEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin