Dört kolda huzur,,

1K 135 83
                                    


Gözlerim önümdeki kâğıtlarla oyalanırken hiçbir şey anlamadığım için bakışlarımı karşımdaki deltalara ve onların yanında duran Yoongi'ye çevirdim. Bana kısa süreliğine gülümseyerek tekrar ciddi hâline döndüğünde bu sefer bakışlarımı Victoia'ya çevirdim.

"O zaman tahttı sana bırakamıyoruz?" Dedi Taehyung. "Maalesef prensim."

"Yakında tahta geçme töreni olacak, birini bulmalıyız." Diyerek sıkıntıyla ofladı.

"Fakat prensim, taht varislerden birine kalmayacaksa, o zaman varislerin akrabalarından birine devredilmesi gerekmiyor mu?" Dedi Yoongi. Kaşları istemsizce çatılmış ve gözleri biraz daha küçülmüştü.

"Akrabalar olmaz, kral zamanında bir pürüz çıkmasın diye hepsini sürgüne gönderdi. Ayrıca onların koskoca tahttı nasıl yöneteceklerini bilmediklerine eminim." Diye yanıt verdi ona Taehyung. Konu iş olunca fazlasıyla ciddileşip aynı zamanda titiz bir yapıya sahip olabiliyordu. Ve bunlara rağmen benim için tahttı bırakıp yeni bir yaşama başlamaya çalışmaları gerçekten bana değer verdiklerini gösteriyordu.

Çünkü onlar bir velihat prensti, hayatları boyunca nasıl iyi bir kral olunur diye çalışıp didinmişlerdi. Ve şimdi onlar benim için her şeye rağmen tahttı ellerinin tersiyle itiyorlardı.

"Bize tahttı iyi yönetebilecek zeki biri lâzım." Dedi sonra Victoria. Çatık kaşlarıyla gözlerini sabit bir yere dikip konuşması aklında çoktan birinin olduğunun göstergesiydi. Dudaklarım iki yana kıvrılırken eğlencesine elime aldığım kâğıtları yerine bırakarak oturduğum kocaman sandalyede yere değmeyen ayaklarımı sallamaya başladım.

Taehyung yanıma gelerek şakağıma kokulu bir öpücük bırakarak geri çekildiğinde, ben irileşen gözlerimle şaşkınca ona bakmaya başladım. Yanaklarıma değen kızıllıklar utandığımın göstergesiyken dudaklarımı birbirine bastırarak gamzemin ortaya çıkmasını sağladım.

"Kim Namjoon." Dedi Victoria birkaç saniyelik sessizliğin ardından. Kısaca bir düşünme faslı gerçekleştirmiş olmalıydı. "Kim Namjoon, hem zaten çoktan evli. Aynı zamanda diksiyonu fazlasıyla iyi, ve zeki bir adam. Kendimi bildim bileli de bu sarayda ve çoğu şeye hâkim."

"Kim Namjoon..." Dedi Taehyung ve ardından devam etti. "Güzel seçim kardeşim "

Yoongi'ye dönen bakışlarla birlikte o kedi gözlerinin biraz daha kısılmasına vesile olarak güldüğünde, bunun da bir onaylama olduğunu anladığım gibi heyecanla kıkırdadım.

Bana dönen bakışlarla birlikte deltaların yüzünde büyükçe gülümseme oluşurken Yoongi'de onlara katıldı. Sonra aklıma bir şey gelmiş gibi hızla konuştum. "Yoongi, Jimin doğum yaptı mı?"

"Yaptı." Dedi o da neşeli bir sesle. Gözlerim iyice irileşirken yanına kadar gidip aramızdaki boy farkı yüzünden alttan alttan ona baktım. "Hii, kız mı yoksa erkek mi?" Dedim bu sefer.

"Erkek." Dedi bana bakarken. Kollarımı gövdesine sarıp ona sarıldığımda konuşmaya devam ettim. "Çok tatlıdır şimdi kesin."

"Aynı senin gibi." Dediğinde kaşlarımı çatarak ona baktım. Daha sonra belimde hissettiğim sıkı tutuşla birlikte havalandığımda dudaklarımın arasından istemsizce bir çığlık koptu.

Taehyung ve Victoria bana gülerek bakarken ben Taehyung'un belimdeki ellerinin üzerine ellerimi koyup kaşlarımı çattım. İstemsizce yanaklarım kızarıyordu ve bu benim utançla olduğum yerde - Taehyung'un kucağında- küçülmeme neden oluyordu.

"Ben artık gitsem iyi olur prensim." Dedi Yoongi bize ithafen. Victoria elini Yoongi'nin omuzuna koyarak konuştu. "Herşey için teşekkür ederiz Yoongi, gitmeden önce bizden istediğin bir şey var mı?"

Sin Skin ∆ TaeggukV Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin