🎬
.
.
.
.
Sene 2014
Şemsiyemi de alıp kapıyı çekip evden çıktım. Apartmandan çıktığımda yağmur yavaş yavaş yağıyordu, saçlarımın ıslanmaması için şemsiyemi açtım.
Normal zamanda yağmurda ıslanmak hoşuma giderdi ama sırf bu yüzden yarım saat düzleştirmeye çalıştığım saçlarımın bozulmasına izin veremezdim.
Kendini yeni yeni ortaya çıkaran güneşle, sessiz ve az insan olan puslu caddede ilerlemeye başladım.
Kulaklıklarımı taktım ve bir şarkı açtım. Yağmur daha da şiddetleniyordu.
Gittikçe durağa yaklaşmıştım. Kulaklıklarımı çıkardım. Saate baktığımda otobüsün gelmesine daha 10 dakika vardı. Sadece iki kişinin olduğu durağa doğru ilerlerken gözüm bir şeye takıldı. Daha doğrusu birine.
Yağmurun altında üstü açık banka oturmuş biri. Elinde ki kitabı kafasına tutuyordu. Gözleri kapalıydı bir an uyuduğunu zannettim sonra mantıklı yanım o zaman kitabı nasıl tutsun aptal? diyerek bu düşüncemin saçma olduğunu doğruladı. Neden yağmura rağmen orda oturduğunu sormak istedim bir an ve sonra neden sormayayım ki dedim, sonuçta daha zamanım vardı. Bankta oturan çocuğa doğru ilerledim.
Yavaş ve temkinli adımlarla bankın önüne geldim. Tam karşısına geldiğimi hissetmiş olmalı ki gözlerini açıp bana baktı. Daha fazla ıslanmasın diye şemsiyeyi ona doğru uzatıp olabildiğince altına aldım.
Yüzüme ne yaptığımı anlamaya çalışır gibi bakıyordu. "Sizi tanıyor muyum?" dedi.
Yumuşak bir sesi var, siyah saçlar ve bembeyaz ten. Büyük ihtimalle yakın yaşlardayız.
Dilime ilk geleni söyledim "Hayır fakat neden yağmurda durduğunuzu sorabilir miyim bayım?" bunu yaptığıma tam şuan pişman olmuştum, bana sizene hanımefendi ben size neden burdasınız diye soruyor muyum? dese malak gibi kalırdım.
Başına tuttuğu kitabı indirdi ve gözleriyle bankın altını işaret etti. Ne demek istediğini anlayamadım, bakmak için kafamı yandan biraz aşağıya eğdim. Gördüğüm şeyle küçük bir şok yaşadım. Paramparça bir kutunun içinde bir anne kedi ve yavruları. Yavrular çok küçüklerdi gözlerini bile açmamışlardı daha, annelerinden süt içmeye çalışıyorlardı. Aynı şekilde anne kedi de önünde ki kaptan süt içmeye çalışıyordu.
Fakat ben hala daha neden bu adamın burdan oturduğunu anlayamamıştım. Kafamı kaldırdığımda yüzüme bakarak konuşmaya başladı. "Eğer burdan kalkarsam bankın arasından su geçer ve ıslanırlar." dedi. "Normalde başka bir yere götürmek istemiştim ama ben anneyi ve yavruları bir yere geçirene kadar hepsi ıslanırlardı. Bu riski alamazdım. Aniden yağmur bastırınca en mantıklı yol bu oldu."
Yaptığı şeye mi yoksa beni ciddiye alıp hiç terslemeden insani bir şekilde olayı anlatmasına mı şaşırayım bilemedim. Düşünmeden bir cevap verdim. "Fakat böyle de siz ıslanıyorsunuz, bu sizin için sorun değil mi?" içimde ki ses deli gibi sanane kızım! Sanane! İsterse adam karda çıplak koşar sanane! diye bağırıyordu.
"Ben hastalanırsam iyileşirim ama yavru kediler ölebilir, daha 3 günlükler." adamın bu ince düşüncesi ister istemez insanın içini sımsıcak ediyordu. 'Böyle insanlar kaldı mı ya?' dedirtiyordu.
Yağmur yavaşlamıştı ama devam ediyordu. Şuan ne diyeceğimi bilemedim, ne yapacağım? İyi peki hoşçakalın diyip gidicek miyim?
En başından neden geldin ki buraya zaten?
Kafamı durağa doğru çevirdiğimde otobüsün çoktan durağa geldiğini gördüm.
"Hayır!"
Eğer bu otobüsü kaçırırsam yarım saat otobüs beklerim hayır! Otobüs gitmeden hızlıca durağa koşmaya başladım. Adama da bir şey diyemedim eminim bir anda koşunca o da şok olmuştur. Arkamdan bir ses bağırdı.
"Hanımefendi şemsiyeniz!"
Ne şemsiyesi?
Burda işte şems- iki elimde bomboştu. Şemsiye yok! Şemsiye nerede ulan!! Arkamı döndüm ve banka baktım, şemsiyenin orada ne işi var? Adamda ne yapacağını bilememiş olacak ki banktan kalkmıştı. Heyecandan elimden attım galiba dedim içimden. Gerçekten sırası mıydı be kızım? Bir yandan geri geri koşuyor bir yandan bağırıyordum.
"Sizde kalabilir, bir ara alırım. Eğer yağmur tekrar şiddetlenirse ıslanmayın!"
Bir ara alırım mı? Sanki adam asker arkadaşın? Adını bile bilmiyorsun!
Tekrar önüme döndüm ve otobüsün kapıları tam kapanırken yetiştim.
Şoföre parayı uzatıp en arkanın bir önüne cam kenarına oturdum. Camdan bankın oraya baktığımda adam elinde şemsiyeyle dikiliyordu otobüse doğru baktı, uzaktaydık beni görebiliyor muydu emin değilim ama ben onu görebiliyordum. Hafifçe tebessüm ettim.
Otobüs yola devam etti, yağmur durdu. O gün o adama dair her şey orada kaldı.
Ordan sonra bir daha ne o adamı ne kedi ve yavrularını gördüm ne de şemsiyemi geri alabildim.
.
.
.
.
Bazı bölümlerin sonuna bölümü anımsatan bu tarz fotoğraflar koymayı planlıyorum.
🌙
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumdan Süzülerek
Teen FictionRuhumdan süzülerek dudaklarıma dokundu kelimeler. "Çünkü ben seni sevmekten hiç vazgeçmedim." Yazar: @partilerisevmem