2

39 3 18
                                    

Bruce belinden dürtülerek yürütüldüğü bir yolculuğun ardından hiç tanımadığı bir yere getirilmişti. Burası insan köylerine benziyordu,insan kôyü diyordu çünkü burada yaşayanların insan olmadığını hissetmeye başlamıştı. Çünkü buradaki herkes buraya geldiği anda ona garip bakmaya başlamıştı,on dakika olmasına rağmen. Bakışları yabancı görmüş gibi değildi,açlık vardı. Tek gödüğü aç gözlü bakışlardı.

"Yürü hadi! Ne bekliyorsun?!" Bruce arkasına baktı,kendisini dürten kız ona tersce bakıp ittirmeye devam ediyordu. Acaba onlar insan mıydı? Yoksa canavar mı? Bilmiyordu. Bilmek istediği tek şey Finney'in nerede olduğuydu. Finney çok hassas,çekingen,utangaç ve korkak bir çocuktu. Dolayısıyla kolay yem diyebilirdik.

Bruce işte bundan korkuyordu. Finney onun küçük kardeşi gibiydi. Ona bir şey olsun istemiyordu. onunla okulda zorbalardan kurtulmuş,beyzbol oynamış ve bir birlerine bağlanıp sevmişlerdi. Bruce,ona birisinin zarar verme düşüncesinden nefret ederdi.

"Yürüsene ucube!" Bruce arkasındaki kıza yan bir bakış attı,düşüncelerini böyle bölmesi kabalıktı,bazı insanların saygı denen şeyi öğrenmeleri gerekiyordu. Ama düşüncelerini kendisine sakladı. Finney'i bulamadan ölmesini istemeyiz,değil mi?

Brucr,köyden geçip gittikleri yere baktı,şaka yapıyor olmalıydılar. Çünkü şuan kocaman bir saraya girmek üzereydiler! Biraz daha yürüyüşün ardından saraya varmışlardı. Sarayın görkemli kapısından geçerken gözlerini etraftan alamamıştı,geniş ve yeşildi bahçesi. Şatoyuda gözden geçirmişti,ama bahçe daha hoşuna gitmişti.

"Mia,bu şeyde ne böyle?" Mia denen kız ona seslenen askere döndü "Ormanda bulduk,kral görmek isder diye düşündüm." Asker kafasını salladı "Anlıyorum,hadi onu krala götürün." Mia kafasını salladı,onun sayesinde kralın gözünde yükseleceğini düşünüyordu.

"Yürü." Bruce göz devirdi. Az önce ne zırvalamışlardı öyle?

Bruce,düştüğü yere ellerinin ve dirseklerinin üstünde yükseldi,kalçası fena acıyordu. Ayrıca,bu kadar sert olmaya ns gerek vardı? Şurda dur deseler dururdu,neden itiyorlardı ki? Şu Miayi asla anlamayacaktı.

"Kralım." Mia'nın uysal sesini duymasıyla göz devirip ayağa kalktı,üstündeki kıyafetleri avuç içiyle çırparken Mia ve kralın konuşmalarını duyuyordu ama umursamadı.

Tam üstünü silkmeyi bitirmişken soğuk bir el çenesini kavradı,sert değildi,ama varlığını belli edecek şekilde de sertti. "Sana seslendim." Yutkundu Bruce. Kral diyince karşısında yaşlı,kilolu ve çirkin bir adam beklemişti. Ama karşısında duran adam hiç beklediği gibi değildi. Gençti.

Kral onu bir süre baştan aşağıya süzdü. İnce ama fit vücudunu süzdü önce. Ardından bebeksi suratını. Kavruk tenine yakışan siyah gözlerine baktı,onu tamamlayan gece gibi siyah saçlarına baktı en son. Ardından çenesini yavaşça bıraktı,bu çocuk bu dünyadan değildi.

***************************
Bölüm sonu ne düşünüyorsunuz bakalım?
Adios.

Vampires Are Not RealHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin