Devam

3 0 0
                                    

Şarkı adı: Suga&Halsey~Lilith

Yazdığım bir önceki bölümün devamıdır bundan ötürü bölüme başlık koymadım

Bugüne dönecek olursak yine sabahtan beri ağzıma tek bir lokma bile girmemişti. Güneş,batacağı sırada mağaraya tüm ışık huzmesini gönderirdi. Sıcak olur bu sıcaklık üzerimizde uyku mahmurluğu yapardı. Yine aynı şey gerçekleşmişti. Uyku mahmurluğuna daha fazla dayanamayan çocuklar kafalarını birbirlerine dayayarak uyumuşlardı. Ben ise bu uyku mahmurluğuna karşı savaş açmış yavaş yavaş kapanan gözlerimi her seferinde açıyordum. Yine böyle bir şey yaptığım sırada ayak sesi duydum. Bu ayak sesinin eşliğiyle gözlerim açıldı ve gelen kişiye baktım. Gelen kişi Heval'di. Elinde tepsiyi dolduracak yiyecekle beraber karşıma yere indirdi. Tek kaşım havada önce yemeklere ardından Heval'e bakarak

"Ne demek oluyor bu?" Diye sordum. Heval ise

"1 hafta cezalandırıldığını bilmiyordum. Bu...onun telafisi" dedi. Ben bir şey demeden gözlerinin içine kafamın karıştığını belli ederek baktığım için yarım bıraktığı cümlesini

"Biliyorsun burada değildim,burada olsaydım bunu yapmalarını izin vermezdim" diye devam ettirdi. Ben de tavrımı hiç değiştirmeden

"Neden?" Diye sordum. Heval ise

"Cezalandırılmak mı istiyorsun?" Diye evlatları şımarmasın diye yaptığı iyiliği suratsız yapan babalar gibi bakıyordu. Ben de

"Cezalandırılmam ya da cezalandırılmamam neden seni ilgilendiriyor?" Diye sorusuna soru ile karşılık verdim. Derin bir nefes aldı ve sabrının taştığını belli eden tavırla

"Yemeğin orada,yersen ye yemezsen çocuklara verirsin" dedi ve arkasını dönüp odadan dışarıya çıktı. Ben de yemeklerle beraber aklımdaki düşüncelerimle başbaşa kaldım. Bu neyin nesi oluyordu? Mustafa'nın dedikleri doğru muydu,Heval örgütün içerisine girmiş bir asker olabilir miydi? Bunları oturduğum yerden öğrenemezdim etrafıma bakınmaya başladım. Sol tarafımda bir bilgisayar,bilgisayarın altında duran masa ve sandalye gördüm. Bu...benim işimi görürdü. Ellerim bağlı olmasına rağmen emekliyerek altımdaki hasırdan uzaklaştım ve beton olan kısımda ayağa kalkmaya uğraştım. Bu biraz zaman aldı buna rağmen kalkmayı başardım. Şanslıydım ki ayaklarım bağlı değildi. Bilgisayara doğru yöneldim ve koltuğuna oturdum. Ardından bilgisayarı açmak için önce kasadaki düğmeyi bastım ardından ekranına dokundum. Bilgisayar biraz sesli açıldı ama kimsenin duymadığına emindim. Bugün büyük bir toplantı yapılacaktı. Apo merkez üssünden buraya gelecekti o yüzden herkes ön taraftaydı benim bulunduğum yerde biraz arkada kalıyordu. Bir şifre belirdi önümde. Bu şifreyi nasıl çözümleyeceğimi bulmak için etrafıma bakındım sonra şifreyi buraya koyacak kadar gerizekalı mı bu saçmalama diye kendime kızarak bakınmaktan vazgeçtim. Sonra rastgele sayı denemeye başladım. Belki biri tutabilirdi. Tam 1762 yazdığım esnada

"Şifre 1943" dedi Mustafa uyku mahmuru sesiyle. Önceden yazdığım şifre geçersiz olup tekrar şifreyi yazacağım kutucuk belirince Mustafa'nın dediği şifreyi girdim. Doğru çıkınca bilgisayarın köşesine doğru kafamı uzatıp

"Afferin aslanıma benim" diye kendisini yüreklendirmek amacıyla son kalan enerjimi kullanmış oldum. Mustafa ise bulunduğu yerden kalkmaya çalışarak

"Rica ederim abla" dedi ve kafamı hemen bilgisayar ekranına çevirdim.

Uzun süredir bilgisayar kullanmadığım için kendimi bilgisayar özürlüsü gibi hissettim ilk başta ama sonra ne yapacağımı yavaş yavaş aklıma getirdim. İlk baş bu Heval'i araştırmaya başladım. Karşıma çıkan haberler beni tümüyle şaşırtmıştı

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 30, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

KördüğümHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin